Ve kol kırıldı
- GİRİŞ08.06.2012 12:56
- GÜNCELLEME08.06.2012 12:56
Saatler süren mücadelenin ardından, dahiliye polikliniğindeki muayene odasının önüne kadar gelebildik.
Biraz daha sabredip, muayene odasının kapısından içeriye kafamızı uzatma imkanımız oldu.
Bundan sonrasına aman dikkat!
Doktor bey, elinde sigara, gözünde gözlük ve önündeki kağıt parçalarına bakarken gözlüğünün üzerinden hafif bir bakış atıp, “Neyin var?” diye sordu.
İnanın bana, benim mi eşimin mi hasta olduğunu bilmeden!
Yani soruyu, ortaya öyle sordu!
Allah’tan gaza gelip, ben kendimle ilgili rahatsızlıkları sıralamadım.
Eşim halini anlatmaya çalışırken, doktor efendi önündeki kağıtlara bakarken birden reçete kağıdını aldı ve reçeteyi yazıp tamamladı.
Eşim konuşmasını bitirmemişti fakat doktor efendi reçeteyi bitirmişti..!
Uzattı reçeteyi, “Gidin SSK eczanesinden bunları alın” dedi..!
Kös kös çıktık odadan…
Hastane koridorunda yürürken, öfkeyle eşime dönüp dedim ki, “Bir an önce memur olmalıyım, en azından SSK rezaletinden kurtuluruz. Adam gibi bir hastanede tedavi oluruz!”
Öfkem yatıştığından mı yoksa mesleğime olan bağlılığımdan mıdır bilinmez ben memur olmadım hâlâ!
Lakin, ülkedeki sağlık meselesi 10 yılda öyle bir noktaya geldi ki gıpta etmemek mümkün değil!
Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Çırağan Sarayı’nda bir yemek yedik.
Bize Türkiye’nin 10 yıllık sağlık serüvenini rakamlarla anlattı.
Ben sizi rakamlara boğmayacağım.
Ancak, o yemekten iki gün sonra başıma öyle bir hadise geldi ki sağlıktaki dönüşümü yakından bir kez daha görme imkanım oldu.
Eski adı Vakıfgureba Hastanesi, yeni adı Bezmialem Üniversitesi Vakıf Gureba Tıp Fakültesi Hastanesi’ne 10 yıl sonra “acil” vaka olarak küçük kızım Elif’i götürdüm..!
Parkta oynarken düşüp, kolunu, çenesini, dişlerini kıran kızımı biraz çekinerek ancak en yakın acil servis olduğu için Vakıfgreba’ya götürdüm.
İnanır mısınız, 30 dakikanın sonunda tomografiler, filmler çekildi, kızımın kolu alçıya alındı, çene kırığıyla ilgili çene cerrahisinin başındaki hocadan mütalaa alındı, bize bilgi verildi ve dahası..!
Oradan ayrılırken doktorlara teşekkür ettim ve 10 yıl önce yaşadığım hadiseden bahsettim..!
10 yılda bir hastanede yaşanan değişim bile Türkiye’nin sağlıkta hangi başarıya imza attığının bir göstergesidir sanırım.
Diye bilirsiniz ki “acillerde hep böyledir…”
Durun hemen ön yargılı olmayın, kızımı daha sonra normal poliklinikte kontrole de götürdüm. Durum aynen harika!
Kalabalık var mı; var!
Sıra var mı; var!
Ancak randevulu sisteme de geçilmiş…
Keşmekeşlik yok, ilgisizlik yok, özensizlik yok!
Emeği geçenlere teşekkürü bir borç biliyorum!
Recep Akdağ zor bir adam, lakin bakanlığının hakkını veriyor…
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar2