Böyle dönemlerde mutlaka “dışarıdan” bir müdahalenin “dayatmacı” bir halde kafayı uzattığını bilirim!

Benim kafam karışmaya başladı!

Hatırlayın..!

2011’in Aralık ayında CHP’li Faruk Loğolu başkanlığındaki bir heyet Amerika’da baş döndürücü temaslarda bulundu..!

Aynı Loğolu geçen hafta Başbakan Tayyip Erdoğan’ı Ak Parti Genel Merkezi’nde ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındaydı ve çıkışta açıklamayı o yaptı!

 “Kürt sorunu” bağlamında “elimizi taşın altına koymaya hazırız” mesajını veren de O’ydu..!

Loğolu ismi üzerinde uzun uzun duracak değilim…

Ancak, oligarji devletinin bir neferi olarak yıllarca Dışişleri Bakanlığı’nda hangi görevlerde bulunduğuna bakmak bile bize birçok ipucu vermeye yetecektir!

Yine hatırlayın..!

Nisan ayının sonlarında BDP heyeti Washington’da bir dizi temaslarda bulundu…

Medya işin çoğunlukla magazin boyutuyla ilgilendiği için, BDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Bize dünyayı gezmek haram mı?” dediği bölümünü öne çıkarmışlardı…

Oysa o temasların ardından Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar, doğrudan Irak’ın bütünlüğüne ilişkin net mesajlarla doluydu..!

Ve ardından, Başbakan Erdoğan, Pakistan ziyaretinde daha önce ipleri kopardığı BDP’ye zeytin dalı uzattıp, “BDP ile müzakere yaparız” dedi.

(Perdenin arkasında bir kriz oluşmuş olmalı ki Erdoğan, geçenlerde BDP’lileri ağır sözlerle suçladı, bu yazının konusu bu mevzu değil!)

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın NTV’deki sözleri ise adeta birkaç gün sonra “faş” edilecek olan Amerikan müdahalesindeki tepkileri en aza indirecek türden bir hamle idi!

“Silah bırakma dahil, görüşmeler”den söz etmişti Bakan Atalay..!

İki gün sonra öğrendik ki Irak Cumhurbaşkanı Talabani meğerse PKK terör örgütü ile “silah bırakma”,  “üçüncü bir Avrupa ülkesine liderlerin gitmesi” gibi konuları konuşuyormuş!

(Celal Talabani’nin birkaç yılda bir bu işi bu haliyle gündeme getirmesini de burada tartışmayacağım)

Ve bugün..!

Leyla Zana çözüm için doğrudan “en güçlü” olanı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı işaret etti!

Bütün bunların toplamından anladığım şudur:

Büyük birader Suriye yangını devam ederken…

Irak’ın parçalanma süreci hızlanmışken…

İran’la ipler gerilmişken…

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin kendi başına inisiyatif alarak PKK terör örgütünü tasfiye etmesini istememektedir..!

Amerika, CHP ve BDP’lileri ağırlayıp kulaklarına verdiği sufleyle, sürece dahil etmek istemiştir ve bu hamlesi hükümet tarafından olumlanmıştır..!

Bugünkü görüntünün ardındaki gerçek budur!

Bu kötü bir şey mi diye soranlara…

Terör örgütü eğer yıllarca hem devlet içinde, hem uluslararası arenada destek görmeseydi çoktan biterdi!

Kucaktan kucağa dolaşan bir örgütün nihayetinde tasfiyesi bu memlekete yarar!

Bu işin içinde Amerika var ve temkinli olmalıyız tamam da..!

Anlaşılan o ki artık Ortadoğu denkleminde PKK terör örgütüne yer yok!

Kalın sağlıcakla.

NOT: Yazıyı hafta sonu yazmıştım. Bu sabah Dağlıca Bölgesi’nde karakola yapılan hain saldırıyı ve 8 askerin şehit olduğu haberi yüreğimi dağladı. Anlaşılan o ki PKK içindeki bir merkez Leyla Zana ve Murat Karayılan’ın açıklamalarından son derece rahatsız olmuş. Bu vesileyle şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com