Cumhuriyet bayramı resepsiyonunda ilkler yaşandı.
Ancak en önemli ilk eşli resepsiyona Başbakan Erdoğan'ın Emine Hanım ile birlikte katılması ve askerlerin de bu davete eşleriyle icabet etmesidir.
Hepsiyle tektek görüşme şansım oldu.
Özellikle Emine Hanım'ın Çankaya Köşkü'ndeki resepsiyona katılmaktan son derece memnun olduğunu söylemek isterim.
Zira hem hal dili hem cümleleri bunun işaretiydi...
Benim için bir ilk de yaşadım dün akşam...
MİT'nın genç müsteşarı Hakan Fidan'ın hem teşkilatı hem de teşkilat mensuplarını "gerektiği kadar" şeffaflaştırmasına şahit oldum.
Bir süre kendisiyle hoş bir sohbet etme şansına sahip olduk bir gurup gazeteciyle...
Dikkatimi çeken, ne kadar gart alınmış olsa da samimi bir sohbetti.
Bu samimiyetten yüz bulan gazeteciler "kritik sorular" sorunca verdiği cevapsa zekiceydi; "sanırım benim burada olmamam gerek" deyip doğal pozisyonunu almış oldu.
Genelkurmay Başkanı Özel'i ilk kez yakından gördüm. Nazik bir asker. Ancak beni bile bir asker gibi gördüğünü söylemeliyim.
"Nasılsınız?" soruma; "Bayramınız kutlu olsun" derken arkasından "asker" diye ekleyecek sandım.
Hafta sonunda kongreye hazırlanan MHP lideri Devlet Bahçeli ise her zamanki tavrıyla bir köşede beklemeyi tercih etti.
Selamımızı nezaketle cevapladı o kadar.
Devletin tepesi, Çankaya Köşk'ündeydi. Bakanlar, müsteşarlar, paşalar, vekiller, bürokratlar...
İlginç olan "açlık grevleri" gerginliğinin yaşandığı dönemde Ahmet Türk ile birlikte Sırrı Sakık da oradaydı.
Dedim ya Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm renkleri, tonları birliğimizin temsilcisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün evsahipliğinde bir araya geldi, CHP haricinde...
BDP'nin bile olduğu resepsiyonda, CHP'nin olmaması "marjinalleşme" tartışmalarında gelinen noktayı gösteriyor.
Sahi ekseni kayan Türkiye mi CHP mi?
Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr