PKK terör örgütünü kim dönüştürüyor
- GİRİŞ13.11.2012 09:22
- GÜNCELLEME13.11.2012 09:22
Ve nihayetinde, kendi mensuplarına “Ölememiştin, şimdi cezaevinde öl” baskısı…
Terör örgütü PKK'nın kısa serüveni anlamına gelecek yukarıdaki slogan ve taleplerin en nihayetinde neye tekamül edeceğini söyleyeceğim.
Az biraz sabredin..!
xxx
ÖRGÜTLER NASIL DÖNÜŞTÜRÜLDÜ?
Bilenler bilir, 90'lı yıllar bu ülkede terör örgütlerinin cezaevlerindeki iç infazlarının sıklıkla gerçekleştiği yıllardır…
Ve o yıllarda bazı cezaevleri -Bayrampaşa başta olmak üzere- terör örgütlerinin eğitim kampı gibiydi…
Bu duruma göz yuman devlet içi unsurlar bir süre sonra cezaevleri aracılığıyla terör örgütlerini dönüştürdü..!
Bu dönüşümü, bazen örgüt içi infazlara göz yumarak, bazen bizzat lider kadrolarını tasfiye ederek yaptı.
Daha geniş bilgi için polis şeflerinin, cezaevi müdürlerinin veya oralardan bir şekilde kurtulmuş eski mahkumların yakın dönemde yazdıklarına, söylediklerine bakmanızı öneririm.
Terör örgütü Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'nun Beykoz'daki çatışmada öldürülmesini…
Karagümrük Çetesi ele başı Nuri Ergin'ün sözlerini…
Hadi bir adım daha atayım, DHKP-C'nin ne olduktan sonra dönüşüm geçirdiğini…
TİKKO, MLKP gibi örgütlerin serüvenini…
En son Bostancı'daki Devrimci Karargah Evi'ndeki çatışmayla neyin tasfiye edildiğini bilmek için…
Okumalarınızı bir daha gözden geçirin..!
xxx
AÇLIK GREVLERİ VE ŞEMDİN SAKIK
Neyse biz konumuza dönelim.
Konu şu: Türkiye'nin bir bölümünden bir “Kürdistan” koparma hayali, ilk cümledeki “Vur gerilla vur Kürdistan'ı kur” sloganına tekamül etmişti…
Zaman içinde, “Özerk Kürdistan” söylemine dönüştürülen fikriyatın geldiği yer, kendi içerisinde bir çelişkiler yumağına dönüşmüş durumdadır.
Kendilerine göre, bir “halkın” geleceğini tasavvur ederlerken, şimdi bir tek “şahsın” geleceğine indirgenmiştir, bütün bir düşünce perspektifi.
Daha açık söylemek gerekirse:
Kendilerince haklı gerekçeler üretilerek yapılan talep patlaması, gele gele İmralı'da mahpusluk çeken Abdullah Öcalan'ın şartlarının iyileştirilmesi ve “tecrid”in kaldırılmasına dönüşmüştür.
Tam da bu esnada terör örgütünün yıllar önce terk ettiği bir eylem biçimiyle tekrar tanıştık; “Açlık grevleri!”
Açlık grevlerinin şu anki halinin Türkçesi, “Apo için öl”dür..!
Tam da burada dikkatinizi bir nokta çekmek istiyorum!
Yakın tarihimizde devlet içi yapıların, terör örgütlerini nasıl dönüştürdüğünün ipuçlarını yukarda söyledim. Bu bağlamda, PKK terör örgütünün yeni bir sürece girerken devlet içi yapıların bu süreçteki katkısının ne olduğunu sorgulamak gerekir!
Zira, avukatlarıyla görüşmek isteyen bir Abdullah Öcalan var mı, onu bile bilmiyoruz!
Dahası devletin daha düşük profille görüştüğü İmralı'nın “rolü”nden endişe duyanların şimdilerde açlık grevi üzerinden rol çalmaya çalıştıklarını görememek “körlük” değil midir?
Sahi Eylül'de “PKK 400 km'yi kontrol ediyor” diyen bir Selahhattin Demirtaş vardı…
Şimdi, partili milletvekillerini açlık grevine oturtan bir Selahattin Demirtaş...
Ha bir de Sakık sorunsalımız oldu ne hikmetse!
Şemdin Sakık'ın Ergenekon Davası'nda gizli tanıklıktan açık tanıklığa geçmesinin zamanlamasına da dikkat çekeyim; yetsin!
Lokma üzerine çok söz söylemiş biri olarak!
Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılıç'ın, “Sakık muteber biridir” sözünü de hiç unutamıyorum hani…
Yemezler!
Okuyucuya not:
1-Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin Türkiye'nin yakın tarihinde özellikle “itirafçılar” üzerinden neler yaptığını merak etme hakkımızı mahfuz tutalım!
2- “At izi, it izine karıştı” sözünü tefsirini bir de , “İyi sandıklarınızla kötü sadıklarınızın bazılarının safları gerçek safları değildir” şeklinde yapınız..!
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
Twitter: @hasanozturke
Yorumlar2