Apo'ya sözlerini hatırlatma zamanı!
- GİRİŞ03.01.2013 20:18
- GÜNCELLEME03.01.2013 20:18
Başbakan Erdoğan'ın ilk kez 26 Eylül 2012'te Ülke tv ve Kanal 7 ekranlarında benim de aralarında bulunduğum gazetecilere açıkladığı süreçte önemli bir eşik aşıldı sanırım!
Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorunu ve terör meselesi sorulduğunda, “Gerekirse İmralı ile de görüşülür” sözüyle başlayan hareketlilik, bugünlerde tavan yaptı.
Kardeş Öcalan'ın ardından, devlet kademeli olarak görüşme seviyesini artırdı. Sonuçta Radikal gazetesinin haberine göre MİT Müsteşarı Hakan Fidan İmralı'da 2 tam gününü geçirdi.
Ve dün akşam saatlerinde çok uzun bir aranın ardında terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşen iki siyasetçi Ahmet Türk ve Ayla Akad Ata ortaya çıktı.
Abdullah Öcalan'ın ilk mesajını duyurdular.
“Barış için kaybedecek tek bir günümüz bile yok” demiş.
Denebilir ki “Aklın neredeydi” veya “Barış senin iki dudağının arasında mı?”
Sorular çoğaltılabilir.
Lakin maksat eğer, bu memleketin tek bir ferdini, evladını, taşını, kuşunu, ağacını, suyunu heba etmemek ise…
Maksat eğer, bu memlekette barış içinde yaşamak ise…
Maksat eğer, bulunduğu bölgede güçlü, dünyada güçlü bir Türkiye özlemi ise…
O zaman, “Kan kusup, kızılcık şerbeti içen” büyüklerimiz gibi yapmaktır, vakur duruş!
Ben tez canlı ve heyecanlı biriyim farkındayım.
Soğukkanlılığımı yitirmiş görünebilirim..!
Tamam da zaten benim bu konularda soğukkanlı olmam beklenmemeli.
Soğukkanlı olması gereken, “damarlarında buz gibi kan dolaşan ejderha” olmalıdır. O ejderha devletin ta kendisidir.
Türk milleti, psikolojik eşiği aşmıştır.
Oslo sürecine verdiği desteğin bir benzerini İmralı görüşmelerine de vermektedir.
Hızla ilerleyen bir süreç var farkındaysanız.
Hızla ilerlemek, virajlarda savrulmayı da getirir bilinmeli..!
Bu nedenle, tam da bugünlerde olası bir provokasyon…
Hadi adını da koyalım, bir siyasi suikast hızla ilerleyen arabayı virajda tepe taklak getirir.
Ya da Allah korusun bir Dağlıca, bir Aktütün benzeri…
16 Şubat 1999'da Kenya'da paketlenip, Türkiye'ye getirilen terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, uçakta ayıldığında aşağıdaki şu sözleri söylemişti:
“Ben ülkemi severim. Annem de Türk'tü.
Bir hizmet imkanım olursa yaparım. Onun dışında bana bir şey söylemeyin. Hizmet gerekirse yaparım.
Türkiye'ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz, hizmet ederim. Bunları, halkın içinde konuşuyorum. Başka bir şey de konuşmam. Bir hizmet imkanım varsa, ben inanıyorum vardır, daha üst düzeydekilere de bildirirsek, ben hizmeti seve seve ederim. Ben hizmet edeceğim. Çok iyi edeceğim.
Türkiye'yi seviyorum. Ve Türk halkını da seviyorum. Onlar için iyi hizmet edeceğime inanıyorum. Fırsat verilirse yaparım.”
Sadece şunu söyleyerek bitiriyorum.
Abdullah Öcalan seni günahım kadar sevmiyorum ve sen bu memleketin 30 yılına mâl oldun.
Fakat bu memleket için şimdi yukarıdaki sözlerin gereğini yerine getirmenin zamanıdır!
Biz “kan kusup kızılcık şerbeti içtik” diyebilen bir milletin evlatlarıyız!
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
twitter: @hasanozturke
Yorumlar3