PKK ne kadar yekpare? Devlet ne kadar dirayetli?

Açıkçası, ne Abdullah Öcalan umurumda, ne yıllardır kan dökmüş eli kanlı PKK teröristleri.

Ve elbet terör örgütü PKK ile mücadeleyi bahane ederek güç devşiren silahlı -silahsız bürokrasi umurumda!

Benim derdim, kurda kuşa yem olmadan evine salimen dönmesi gereken kuzular!

xxx

Kış ortası, bahar yaşıyoruz siyaseten!

Bahar dedimse hazan mevsimi değil elbet; ilk bahardır kastım.

İlk baharın tüm özelliğini siyasette 2013'ün ilk haftasında yaşadık, hissettik.

İkinci haftasında da yaşıyoruz, görüyoruz!

Bazılarımızın yüzündeki tebessüm, akşam köye dönen çobanın heybesindeki kuzuyu kucaklayan gencin yüz tebessümü gibi..!

Kimimizin coşkusu, yağmur sonrası yeşeren tarlaya bakıp kasketi devirip coşan dedeler gibi…

Kimimizin tedirginliği, çiçek açan erik ağacının, -Allah korusun- doluya tutulmasından endişe duyan çiftçi gibi…

Yağmur yağıyor, güneş açıyor, ekin yeşeriyor, koyun kuzuluyor, ağaçlar çiçek açıyor; yüzümüzde umut ve mutluluk!

Lakin…

Hava ayaza çalacak diye…

Her an dolu düşecek diye…

Kuzuyu kurt kapacak diye…

Güneş batacak, hava kararacak diye; tedirginlik ve gerilim!

Xxx

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın İmralı'da terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile “çözüm”e dair kapsamlı bir görüşme yaptığının ortaya çakmasından bu yana memlekette “barış dili”, “kardeşlik dili” hakim!

Tarafların neredeyse tamamı bu süreci destekler durumda.

Sözcü gibi düşünsel tekaüte ayrılmış medyaya…

Memleketi babasının çiftliği sanan miras yedilere aldırmayın siz..!

İktidarı yeri geldiğinde bu konularda kıyasıya eleştirenler dahi, temkini elden bırakmış değil; ne mutlu!

CHP'nin konuya mutedil yaklaşımını iyi okumak gerekir. Çözümsüzlüğün değil çözümden yana bir CHP'nin varlığını teslim etmekte yarar var.

Siz bakmayın Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun arasındaki medya aracılığıyla yürüyen tatlı sert atışmaya, bence hükümet ile CHP son gelinen süreçte aynı safta yer alıyor.

Türkiye'nin bölünme riski ve terör meselesi konusunda çok hassas bir duruş sergileyen MHP lideri Devlet Bahçeli'nin son olup bitenlere karşı en azından yazının yazıldığı şu ana kadar “Gök kubbeyi başlarına yıkarım” tarzı bir açıklama yapmamış olması son derece kıymetlidir; bunu da bir yere not edin!

Sonuçta, PKK'nın yekpare olmadığını görüyoruz. Avrupa ayağında Zübeyir Aydar'ın, Kandil'de Murat Karayılan'ın, Diyarbakır'da BDP'nin sesinin çıktığı malum.

Ancak, gelen açıklamanın içine bakıldığında meselenin “kontrol dışı” olmadığını da fark etmek çok güç değil..!

Yine devlet ve hükümet adına bu süreçte  inisiyatif alanların tavırlarına bakıldığında umutlu olmamak için bir neden yok..!

Hele ki geçmişte bu tür girişimler karşısında “iyi saate olsunlar”ın devreye girmesiyle çıkan çatlak sesleri hatırlarsanız, bu dönemde devlet tarafından yükselen tek sesin anlamı daha bir başka oluyor!

Bitiriyorum:

Ocak ayının başında memlekette bir bahar havası var. Dahası öğrendiğimize göre, Şubat başında Kuzey Irak'ta Sabri Ok'un başkanlığındaki PKK'lılarla “silah bırakma” konusunda görüşmelerin başlayacağının ortaya çıkması bu havayı daha da yumuşatacak.

Hiçbir kuzuyu dağda hiçbir kurt kapmasın için.

Bütün ana kuzularının evlerine salimen dönmesi için.

Yıllardır, heba olup giden canlarımız ve mallarımız için.

Olup bitenin memleketin hayrına sonuçlanmasını diliyorum.

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr

twitter: @hasanozturke