Hiç ilişkisi olmayan olaylar zinciri mi dediniz; hadi canım!
- GİRİŞ05.02.2013 09:39
- GÜNCELLEME05.02.2013 09:39
Bakın ne çok konuyu bir birine bağladım.
Bunu bir de “Paris'teki 3 PKK'lı kadının ölümünü ne çabuk unuttuk?” sorusu ile devam ettirsem!
Birbiriyle hiç ilişkisi yokmuş gibi duran bütün konuları irtibatlandırma eğilimim var.
Halim, “Komplo teorileri”yle yaşayan biri profili çiziyor olabilir.
Böyle düşünenler hiç de haksız sayılmazlar.
Zira ben olup bitenlerin tesadüflerle olup bittiğine inananlardan hiç olmadım.
***
Başbakan Erdoğan, üç günlük yakın Avrupa seyahatinde önemli mesajlar veriyor.
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da verdiği mesajlar Prag Baharı'nı hatırlattı bana nedense..!
Avrupa Birliği süreciyle ilgili açıklamalarını da yine Prag Baharı bağlamında düşünüyorum.
Zira, Türkiye Cumhuriyeti artık Başbakan Erdoğan'ın dilinden “Kapıda bekletilecek ülke değiliz!” sözünü yüksek sesle dillendirilirken “Şangay 5'lisi” diyerek alternatifinin olduğunu da deklare ediyor.
Dahası Avrupa Birliği'ne yönelik “net” tutum, İmralı süreciyle alt başı gelişiyor.
“Terör örgütünün silahlı unsurları sınır dışına çıkarsa, geçmişte olanlar olmayacak teminatını veriyoruz” diyen bir Başbakan var!
İrade koyan icranın başı, “net” tutumu, eski genelkurmay başkanının tutuklu yargılanması meselesinde de sürdürüyor.
Bir “net” duruş da DHKP-C operasyonlarında gösteriyor Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı!
DHKP-C operasyonları için, “Çelik kapılardan giremezsek, pencerelerden girilir” diyerek tam destek veriyor.
O zaman durup düşünmek gerekiyor!
PKK terör örgütü üyelerinin sınır dışına çekilmesi durumunda “güvence veren” Başbakan Erdoğan, neden DHKP-C operasyonları konusunda bu kadar net bir duruş sergiliyor!
Çünkü, şunu biliyor:
İmralı sürecini sekteye uğratacak örgüt şu an için PKK değildir.
Bir şehir örgütü olan… Aynı zamanda her lider kadrosu tasfiye edildiğinde başka bir gücün kontrolüne geçen DHKP-C terör örgütü “açılım ve çözüm” sürecinde süreci akamete uğratmak isteyenlerin tam da aradığı örgüt.
Baksanıza, Amerika'ya İmralı sürecinde “ayar vermek” için Türkiye Cumhuriyeti Başkenti Ankara'da Amerikan Büyükelçiliği'nin önünde, “kalabalık olmayan” kapıda canlı bomba ile eylem koyuyor!
Mesaj net:
Ey Amerika, İmralı sürecinde Türkiye'ye bu kadar yakın durma..!
Peki Amerika'nın tavrı ne?
Haber kanallarının KJ'lerinde açık ve net:
Türk İçişleri Bakanlığı ile koordineli bir şekilde çalışıyoruz!
Birbiriyle ilintili olmadığı sanılan son olaya gelince.
Turist, girift ilişkileri olduğu tahmin edilen, gizemli genç Amerikalı kadın Sara, önce gazete manşetlerini süsledi; “Kayıp Amerikalı” diye!
Sonrasında büyükelçilik saldırısı ve şimdi de Sara'nın sur dibinde bulunan cesedi!
Yarın bir gün Amerikalı kadını öldürenlerin tinerci ya da uyuşturucu bağımlısı sokak serserileri olduğu açıklanabilir ya da tespit edilebilir.
Bilinmeli ki bu olay da Türkiye -Amerika ilişkilerini vurmaya yöneliktir.
Bitiriyorum.
Türkiye yeni bir yol ayrımında.
Türkiye kendi Kürtleriyle barışıyor, Kuzey Irak Kürtleriyle barışıyor.
Misak-ı Milli sınırlarında “barış ve kardeşlik” diyor!
Türkiye, AB'ye “size mahkum” değiliz diyor.
Türkiye, “Şangay 5'lisi” ile yeni alternatifler dillendiriyor.
Lakin “tasfiyesine karar verilen kimse” taşeron DHKP-C gibi örgütlerle, Türkiye'ye ve müttefiki Amerika'ya ayar vermeye kalkıyor.
Paris'te infaz edilen 3 PKK'lı kadını çok çabuk unutmuş olamazsınız, öyle değil mi?
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
twitter: @hasanozturke
Yorumlar3