‘Paris olmadı size Sinop verelim' dediler
- GİRİŞ19.02.2013 11:03
- GÜNCELLEME19.02.2013 11:03
İçimizden atamadıklarımızı ise “karantina”da ne kadar tutabileceğimizi iyi hesap etmeliyiz.
Neden bahsettiğime geliyorum.
Başbakan Erdoğan'ın “İmralı süreci demeyelim, çözüm süreci diyelim” dediği mevzuda taraflar hem inisiyatif alıyor hem risk!
Başbakan Erdoğan, “İktidarıma mal olsa bile” diyerek kararlı bir tutum içerisinde “çözüm süreci”ne sadece elini değil büst bütün bedenini de koyuyor.
Ana muhalefet CHP, çözüm için “kredi” veriyor.
BDP, “biz olmasak da engel olmayız” diyen Eş Başkan Selahattin Demirtaş diliyle süreçteki yerini “çözümden” yana belirliyor.
Tam da bu dönemde, batı ile doğu, güney ile kuzeyin kucaklaşması, tanış olması, diyalog kurması için çabalar başladı farkındasınız.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i, İzmir'de ağırlamak isteyenler var örneğin.
Yine BDP'liler Kuzey illerini ziyarete başladı.
Lakin Sinop'ta dün yaşananlar bu “diyalog” ya da “tanış olma” ziyaretlerini provokatif bulup, büyük bir provokasyona dönüştürdü!
Dün Sinop'ta BDP'lilere yapılanlar “duyarlılık” gösterisi olarak algılanamaz!
Dün Sinop'ta BDP'lilere yönelik provokatif saldırılar, “milli hassasiyet” olarak algılanamaz.
Hassasiyeti en yüksek olanlar şehit aileleridir bunda kuşku yok. Zira bu memleket için evlatlarını toprağa vermişlerdir.
Ancak onların büyük bir ekseriyeti de “çözüm süreci”ne destek veriyor…
O halde, Sinop'taki provokasyonu tertip edenlerin derdi ne?
Yoksa “Paris olmadı size Sinop verelim” mi diyorlar!
O zaman yarın CHP'li, MHP'li ya da Ak Partili birileri doğu illerine gittiğinde de aynı tür provokasyonlar tertip edilince ne yapacağız!
Osman Baydemir'in şu sözünü bir kez daha tekrarlamakta yarar var: “Kürt'ün Türk'e, Türk'ün Kürt'e kurşun sıkması haramdır!” gelinen nokta budur!
Bu noktaya gelinceye kadar, 40 bin can onca milyar dolar ve 30 yılımız heba oldu!
Karantinaya alınmış “arizi” hissiyatlarımızı törpülemek…
Birbirimizi sevmesek de…
Nefsimize ağır gelse de…
“Memleketin selameti” için birbirimize katlanmak zorundayız!
Dün Mehmet Öcalan'ın Abdullah Öcalan ile görüşmeden çıktığında söylediği “Mesajlar kuşlarla değil, insanlarla ulaştırılır” sözü geldiğimiz noktada umut vericidir..!
Hafta sonuna selametle ulaşmak dileğiyle.
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
twitter: @hasanozturke
Yorumlar6