Bir ByLock’çu savcı, 53 can
- GİRİŞ14.09.2018 09:28
- GÜNCELLEME15.09.2018 09:10
11 Mayıs 2013'te, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, Suriye sınırından gelen bomba yüklü bir araç patladı. Tam 53 vatandaşımız hayatlarını kaybetti. Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırılarından biri olmuştu.
Bu devlet ne yapıyordu? Akla gelen ilk soru haklı olarak buydu.
Resim, sonraki yıllarda adım adım tamamlandı. Öncelikle Reyhanlı Savcısı Özcan Şişman'ın kendi ağzından duyun:
"Kasım 2012'de MİT yetkilileri yanıma gelerek, aralarında Murat Özdeş isimli bir kişinin de bulunduğu bir grubun bombalı saldırı hazırlığında olduğunu ihbar etti. Suriye istihbaratı adına faaliyet yürüten grubun Suriye'den getirecekleri patlayıcıları Hatay Yayladağı'ndaki Suriyeli muhalif askerlerin bulunduğu çadır kampta patlatacaklarını söylediler. Patlayıcının çöp kamyonuna yerleştirileceğini söylediler. Bunu ihbar kabul edip soruşturmaya geçtik." MİT, ilk kez olası bir saldırı hakkındaki istihbaratı Kasım 2012'de, yani saldırıdan altı ay önce vermişti. Şişman'ın kendi ağzından ifadelerle devam ediyoruz:
"Teknik takip sırasında, sadece bir kez ortam dinlemesinde, saldırıya ilişkin görüşmeler tespit edildi.
Ancak fiiliyata geçildiğine dair tespit yapılmadı. MİT yetkilileri birkaç kez operasyon yapsanız diye teklifte bulundular. Yeterli delil olmadığını ve işimize karışmamalarını söyledim." Bir grup var. Suriye savaşının yanı başındaki bir Türkiye ilçesinde yaşıyorlar.
Suriye istihbaratına yakın oldukları biliniyor. MİT, aldığı istihbarat üzerine sizi onlara yönlendiriyor. Teknik takipte saldırı yapılacağı bilgisini alıyorsunuz.
Ancak ne hikmetse soruşturmayı genişletmiyor, bu saldırganlara dair ortam, telefon dinlemesi, vs. yapmayıp, kulağınızın üstüne yatıyorsunuz.
İşin daha vahim kısmına geldik. Tarih, 8 Mayıs 2013. Reyhanlı saldırısından tam üç gün önce.
Şişman'dan dinleyelim: "Reyhanlı saldırısından üç gün önce, 8 Mayıs Çarşamba günü, MİT'ten bir yetkili geldi. Tedirgin ve panik bir halde operasyon yapılmasında ısrar etti. Somut bir gelişme olmadığını söyleyince, işimize karışmamaları uyarısında bulundum." Şişman, Reyhanlı saldırısından bir gün önce MİT'in, polise teslim ettiği evraklarda da saldırıda kullanılacak araçların plaka bilgileri ve şüphelilerin isimlerine kadar 'çok kıymetli' diye tarif ettiği bilgilerin olduğunu da belirtiyor. Buna, Savcı Şişman'ın, saldırıdan 7 ay sonra, sadece bir ihbar telefonuyla hareket edip MİT TIR'larını durdurduğunu ve ülkesini terörle bağlantılı gibi göstermeye çabaladığını, MİT mensuplarına silah çekildiğini ama aynı Şişman'ın, kendisine "tedirgin ve panik halde" gelen MİT mensuplarının hiçbir uyarısını/ istihbaratını dikkate almadığını ekleyin.
Yetmedi, 53 vatandaşımızın öldüğü, 153 vatandaşımızın yaralandığı Reyhanlı saldırısının olduğu gün, Hatay Cumhuriyet Savcılığı'ndan talimat gelmesine rağmen, güvenliğinden endişelendiği izlenimini verircesine, Reyhanlı'ya ayak basmadığını da belirtelim.
Dahası Şişman'ın telefonunda, 15 Temmuz darbesinden sonra ByLock tespit edildiğini deilave edersek, sanırım büyük resim netleşir!
Reyhanlı saldırısının planlayıcısı Yusuf Nazik'i, Esed güçleri kontrolündeki Suriye'nin Lazkiye kentinde düzenledikleri nokta operasyonuyla paket yapıp getiren istihbarat teşkilatımızı kutlarım.
Yorumlar1