Ahzap Suresi 35. Ayeti ne diyor?
- GİRİŞ14.11.2011 08:06
- GÜNCELLEME14.11.2011 08:06
Makine mühendisi olduğunu söyleyen bir okuyucum “camiden ve cumadan kovulan kadınlar” başlıklı yazımla ilgili gönderdiği mesajda iki noktayı anlamadığını söylüyor: Birincisi ahzap süresi 35’in konuyla ilgisi, ikincisi ise camilerde kadınların da yer alması için çarşafla bölmenin dışında İslami bir çözüm yolunun olup olmadığı.
Öncelikle ahzap süresi 35.ayet ne söylüyor ona bakalım:
“Gerçek şu ki, Allah’a teslim olmuş bütün erkekler ve kadınlar, inanan bütün erkekler ve kadınlar, kendilerini adamış bütün erkekler ve kadınlar sözlerine sadık bütün erkekler ve kadınlar, sıkıntılara göğüs geren bütün erkekler ve kadınlar (Allah’ın karşısında) güçsüzlüğünü anlayan bütün erkekler ve kadınlar, karşılıksız yardımda bulunan bütün erkekler ve kadınlar, nefislerini kontrol eden bütün erkekler ve kadınlar, iffetleri üzerine titreyen bütün erkekler ve kadınlar ve Allah’ı durmaksızın anan bütün erkekler ve kadınlar için, (evet) bunların tümü için, Allah, mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır” (Kuran Mesajı-meal-tefsir-Muhammed Esed)
Ayet çok açık bir şekilde erkeklerin ve kadınların mücadele ve mücahedede ortak sorumluluk alanlarına sahip olduğunu ifade ediyor. Ayette geçen sıkıntılara göğüs germek, karşılıksız yardımda bulunmak, nefislerini kontrol edip iffeti korumak gibi eylemler sadece evi değil evin dışındaki dünyayı; ticari, siyasi, kültürel ve sosyal alanı da kapsamaktadır. Kadın hayır ve hasenatı, sadaka vermeyi, sabrı ve iffetini korumayı hayattan münzevi bir ortam içersinde yapmayacağına göre bu ayet kadınların da erkekler gibi hayatın orta yerinde bulunabileceğine işarettir.
Kadınların da sosyal ve ekonomik hayatta yer almasının tartışma konusu olması modern zamanlara ait bir meseledir.
Kapitalist dünya düzeni her şeyi asli mecrasından kopardığı için erkeğin fazlasıyla sömürülüp mağdur olduğu bir çalışma ortamında kadınların yer alması akla bile getirilmek istenmemektedir.
Muhafazakâr kesimin dini-ahlaki sohbet ortamlarına bile kadınları lütfen çağırması başka nasıl açıklanabilir? Duyuru ve davetiyelerde yer alan “Kadınlara yer ayrılmıştır” notu aynı zamanda acı bir itiraf değil midir?
Yani, “biz başkaları gibi değiliz bunu da düşündük” denilmek isteniyor. Örnek almamız gereken bir toplum varsa o da Asr-ı Saadet toplumudur.
Peygamberimizin sünnetiyle birlikte yaşadığı bu toplumda kadın ekonomik, sosyal ve kültürel hayatın içindedir.
Esma bint Muharibe gibi ticaretle uğraşan 11 hanım sahabi vardır.
Ayrıca çeşitli meslek gruplarına ait 72 sahabi olduğu kayıtlara geçmiştir. Bunların içerisinde Ümmü Züfer adında bir saç düzelticisi-şimdiki anlamıyla kuaför-vardı.
Yine Asr-ı Saadet’te 5’i erkek 4’ü kadın olmak üzere 9 doktor; Rübeyyi bint Muavviz, Rufeyde el-Ensari, Leyla el-Ğifari, Ümmü Eymen, Ümmü Ziyyad gibi sayıları 12’yi bulan hemşire bulunmaktaydı.
Zabıta işlerinde de kadınlar çalışma hayatının içinde olmuştur. Peygamberimiz döneminde muhtesip (zabıta) işlerinde görevlendirilen 10 kişiden 2’si kadındır.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ekonomik ve sosyal ortamın bozulması elbette kadın ve erkek hepimizi korunmaya muhtaç kılmaktadır. Kadının iktisadi ve içtimai hayattan uzaklaştırılması problemi çözmüyor, bilakis bilmeden probleme zemin oluşturuyor. Oysa yapılması gereken sosyal ve ekonomik hayatın çalışılabilir düzeyde insanileştirilmesidir. Sosyal ve kamusal alana sokulmayan kadın evin dışı kategorisine dâhil edildiği için camiye de yaklaştırılmamaktadır. Çünkü ‘fitne her yerdedir, camide bile’ anlayışı fitnenin müsebbibi olarak yine en kolay yolu seçmiş ve kadını suçlu ilan etmiştir.
Camilerin kadınları da içerisine alacak biçimde yani ‘efradını cami’ şekilde düzenlenebilmesi için ne yapmak gerekir sorusuna gelince, bir daha söyleyeyim ki eğer yetkililerin aklına kadınlarla erkekler arasına çarşaf germenin ötesinde bir çözüm gelmiyorsa oturup hep birlikte halimize yanmamız gerekir.
Kadınlar namazlarını erkeklerden farklı bir tarafta kılar dağılırken de tıpkı içeri girdikleri gibi kendilerine mahsus bir kapıdan dışarıya çıkarlar.
Peygamberimiz zamanında Mescid-i Nebi’de kadınlara özel bir yer tahsis edilmiş ve camide rahat hareket edebilmeleri için önemleler alınmıştır. Kadın cemaatin sayısının artması üzerine peygamberimiz Mescid-i Nebi’nin üç kapısından birinin kadınlara ayrılmasının iyi olacağını söylemiş ve Hz. Ömer döneminde bu kapılardan biri kadınlara tahsis edilmiştir. Peygamberimiz döneminde camiden namaz bitiminde önce kadınlar sonra ardından erkekler çıkarlardı. Bir kadının çocuğunun ağladığını işitince annesine güçlük olmasın diye peygamberimizin namazı kısa tuttuğu da rivayetler arasındadır.
Hüseyin Akın - Haber 7
akinakinhuseyin@hotmail.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol