27 Mayıs ve bütün darbelerin kurgucuları, tetikçileri batıcılardır

  • GİRİŞ28.05.2024 08:39
  • GÜNCELLEME28.05.2024 08:39

27 Mayıs 1960 darbesiyle, “milli iradenin” seçtiği devlet adamlarının idamları ve diğerlerinin hayatlarının söndürülmesinin üzerinden 64 yıl geçti.

Bu 64 yıl unutuldu mu? Unutulmadı! Unutulmamalı da. Darbeciler tarihe unutulmamak üzere kaydedilmeli.

Topraklarımızı Kelime-i Tevhid toprağı bilen ve vatan edinen; ezanın, Kur’an’ın yer ile yeksan edilmesine karşı direnen ve Dini İslam’ın temel değerlerine sahip çıkan hiçbir lider ve kadroları unutulmamalı.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın başarısıyla birlikte Ak Parti iktidarlarının zaferleri de 27 Mayıs’tan beri diğer darbelere karşı verilmiş cevapların neticesidir.

27 Mayıs ve devamında yapılan/yapılmak istenen darbeler ve kalkışmalarla birlikte; milletimizi devletimizden, devletimizi milletimizden ayıran her hareketin kurgucu ve tetikçileri, içimizdeki Batıya yamanan İttihatçı neslidir.

27 Mayıs 1960 darbecilerini, tetikçilerini ve destekçilerini anlamak için 2002’den bu tarafa Erdoğan ve Ak Parti iktidarlarına karşı yapılmak istenenlere bakılması kâfidir.

Darbecilerin ortak zihniyeti bellidir. Müslüman milletimizi, üzerinde yüz binlerce şehidin bekçilik ettiği ülkemizi, hazmedememekte ve kabullenememektedirler.

27 Mayıs, 12 Eylül, 15 Temmuz ve aralardaki tüm hadiselerde, ABD ve Batı ülkeleriyle birlikte siyasi kanatta, bugün de olduğu gibi ortaklarıyla birlikte CHP daima sahnedeki yerini almıştır.

………………..

CHP zihniyeti kuruluşundan günümüze, milletimizi bir türlü küçük görme hırs ve öfkesinden vazgeçmemiş, bunu da darbelerle yapmaya kalkmıştır. Halen de vazgeçmiş değillerdir.

Toplumumuzu küçük gören bu zihniyet, 14 Mayıs 1950’de olduğu gibi 14 ve 28 Mayıs 2023 seçimine kadar diğer tüm seçimlerde, kaybettiklerinin anlaşılmasından üç gün sonra darbe dillendirmekten vazgeçmemiş, asla milli iradeye saygı göstermemişlerdir.

27 Mayıs 1960 darbesi iftiralar-yalanlar-bühtanlar üzerine tezgâhlanmış, darbeden sonra da yine aynı yalanlarla mazlumlar yargılanmış ve idam edilmişlerdir.

Kendilerinin bile inanmadığı iftiraları gazetelerde yayınlatarak toplum nezdinde temizlenmeye kalksalar da o yalanlar da ortaya çıkmış ve milletimiz ikna olmamıştır.

Tanzimat’ın üçüncü torunları olan İttihatçılar, tam sekiz yılda, koca bir cihan devleti Osmanlı’yı mahvettikleri gibi şimdi onların takipçisi CHP ve -sağdan ortakları- 27 Mayıs’tan bu yana, Türkiye’yi ve milletimizi kendi topraklarında esaret altına almak için gayretlerini sürdürmektedirler.

27 Mayıs ve sonrası tüm darbeler ve kalkışmalar, ilköğretimden üniversitelere kadar zorunlu dersler olarak okutulmalıdır. Bağımsızlığımız ve istiklalimiz için mecburi olmalıdır.

Milletlerin hafızaları kurumlardır. Kurumlar hafıza kaybına uğrarsa telafisi imkânsızlaşarak, devlete-millete yabancılaşır.

………………

Ezcümle Alev Alatlı’dan;

“Siyasi Düşünceler Tarihi dersi verdiğim kamu yönetimi bölümü öğrencilerine, 14 Mayıs 1950’den, 27 Mayıs 1960’a, 22 Şubat 1962’den 12 Mart 1970’e kadar on civarında tarih sordum ve şaşırtıcı şekilde koca sınıftan doğru tek bir cevap alamadım”.

Bizim eğitim müfredatımızın eksiği bu işte!

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat