Eğer ahlak satın alınan bir nesne olsaydı, sanırım devletimiz en büyük yatırımını, ahlak satın almak için yapardı. Keşke öyle bir şey olsaydı.

Amentünün önemli bir cüzü olan ahlak kavramı, insanoğlu yaratılırken Yüce Yaratıcı tarafından her insana donanımlı bir şekilde yüklenmiştir.

Lakin gelin görün ki, kişinin ailesi başta olmak üzere çevresi, eğitimi, işi ve kendi aklı derecesinde bu güzelim haslet ya sağlam kalmakta yahut bozulmaktadır.

Bunları söylerken ahlak dersi vermiyoruz, öyle gücüm olsa kendime derim. Kimseye sözüm yok ama yine hepimizin yaşadığı bir takım düzenbazlıkları dile getirerek, en azından “ahlaklı görünümlü ahlaksızların” bizi aldatmalarından kurtulabiliriz.

Mübarek öyle kıymetli ve öyle az bulunan bir haslet ki, ne alınabiliyor ne satılabiliyor ne ithal edilebiliyor ne öğretilebiliyor ne de… Gerisini boş verin.

•

Devletin, ailenin, iş yerlerinin, eğitim yuvalarıyla alışverişin yapıldığı, velhasıl insanoğlunun barındığı-beslendiği-çalıştığı-yaşadığı her yerde ilk aranan nedir? “Ahlak, güven ve istikrardır”. Bunları bozanlara ne denir? ….

İnsanların cüzdanlarına göz dikmiş arsızların-hayâsızların-haramzadelerin-hortumcuların-gaspçıların, hırsızların-fahiş fiyatçıların, hak hukuk yiyici vampirlerin, dini terimleri kullanarak insanları yolunacak kaz görenlerin şerrinden Rabbim devletimizi de milletimizi de korusun!

Örneğin Osmanlı Devleti zamanında bu mesele, “Ahilik Kurumuyla” çözülmüştür. Her kasabada, vilayette ahilik; milletin ve devletin adına bir ahlak kurumu olarak çalışmıştır.

Günümüzde yeniden ahilik işler mi? Hayır işlemez. Velev ki kuralım dediğimizde, böyle bir kurumun başına yine ahlaki zaafları olanlar ile çeteler ve mafyalar geçer.

Nemelazım, tarihimizdeki böyle güzide bir kurumu zelil etmeye gerek yok. Hiç olmazsa elimizde zaman zaman örnek verdiğimiz bir ahlak müessesesi var onu da zedelemeyelim.

Adım gibi eminim ki, Cumhurbaşkanımız Erdoğan da ülkemiz genelindeki bu ahvale çok üzülmektedir.

Hükümet olarak yapılmış ve yapılacak bütün yatırımların önceliğinin önce ahlak olduğunu çok iyi bilmektedir ama toplum olarak halimiz de ortadadır. Geçelim.

•

Bilgelerimiz der ki:

- “Ahlak fıtrata yüklü bir sırat-ı müstakim mayasıdır, yani istikamet mayasıdır. Bu maya fıtrata yüklü olarak baba ve anne tarafından çocuklara geçer ve muhafazası yahut bozulması aile bireylerine bırakılmıştır.

Ardından çevresinde ve eğitiminde arızalanarak veya sağlam kalarak devam eder. Birisinin ahlaksızlığını sorgularken, geçmişine doğru gitmek gerekir”.

Bilgelerimizin tarifi o kadar haklı ve doğru ki, günümüzde ahlaklı kimselerle, ahlaksız kimseleri ayırt etmek imkânsız hale gelmiş, kördüğüm olmuştur.

Elan ahlaksızlığın zirve yaptığı yer ise insanların kursaklarına gidecek yiyecek ve içecekler üzerinde şeytanın bile şaşkınlıkla izlediği garip tezgâhlardır.

Ezcümle:

Sanki ülkemizin hiçbir ilçesinde, ilinde; belediye, zabıta ve denetim yok da ganimet paylaşımı var gibi. 

Yeni Akit