Öncelikle Cumhurbaşkanlığı kabinesinin Bitlis/Ahlat’ta toplanması, bütün bir dünyaya ve içimizdeki tarihimize düşman çevrelere harika bir mesajdır.

1071’den 2024 ve öteki yıllara derken, Allah bilir kimin ne kadar ömrü olduğunu. Ölüm hayatın ikiz kardeşi gibidir, birbirinden hiç ayrılmazlar.

Vakti nerededir bilinmez. Gidenlerin de geri dönmediğine göre niye göremeyeceğimiz yılların sancısını çekiyoruz peki?

İşte önümüzdeki nesil bir bir göçüyor. Hayatları boyunca yazarak, konuşarak, çalışarak, vazifelerini yüzlerinin akıyla yaptılar. Dertleri neydi acaba? Sorarak cevaplayalım.

14 asır önce Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kırk kişi olduktan sonra dışarıya neden çıkmıştı? Endülüs başta olmak üzere bütün fetihler niçin yapılmıştı? 1071’de Selçuklu Sultanı Alparslan, Anadolu’ya İslam’ın kapısını niye açmıştı? İstanbul niye fethedilmişti?

İşte bizden önceki nesillerin dertleri, bu hakikatlere sahip çıkmak ve ahirete yüzlerinin akıyla varmaktı! Milletlerin birinci derecede ve muhakkak şuurunda olmaları gereken meselelerden birisi de tarihleridir ve sebepleridir.

……………..

Ezberlememiz ve kolye gibi boynumuzda taşımamız gereken şu sözü hatırlayalım.

“Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer”. “Kültürlerine sahip çıkmayan toplumların kültürlerini onları sömürenler ve köleleştirenler belirler”.

Son yirmi yıla kadar millet ve devlet olarak bu işin sancısını çok çektik. Tarihine ve coğrafyasına yabancılaştırılan batıl sistem yüzünden nice nesiller kaybolup gitti.

Yaklaşık 200 yıldır eğitimden kültüre, sanattan tarihe ve ekonomiye kadar yerlileşemedik ve millileşemedik, kendimiz olamadık, tarihimizle, coğrafyamızla barışamadık, barıştırılmadık.

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın devletimize ve milletimize sahip çıkmasıyla biraz olsun nefes aldık ama içteki ve dıştaki Batı uşaklarının yıllardır yapıp-ettikleriyle birlikte halen siyasette, medyada, ekonomide, sanatta ihanet ve cehaletleri sürüp gitmekte.

Memlekete her gün nizam vermeye çalışan, hükümeti ve Erdoğan’ı sarhoş edasıyla eleştirenlere; “1071 size ne ifade ediyor” diye sorulsa ne derler acaba? Sarhoşa soru sorulmaz!

………………..

Türkiye yüzyılı adına milli tarihimiz artık yeniden yazılmalı ve asla vakit kaybetmeden, ilk, orta ve üniversitelere kadar milli tarihimiz anlatılmalı.

Tarih ve coğrafya yetimiyiz. Bırakın 22 milyon metrekaredeki geçmiş coğrafyamızı ve yaşanmış tarihimizi, 780 bin metrekaredeki -düne kadar vatan toprağımız olan sınır ötesi coğrafyamız- bile tanınmıyor.

Tarihimize sahip çıkamadığımız için Yunanistan’a bırakılan ve “Yunan Adalarında et Türkiye’den daha ucuz” diye domuz eti yenilen adalar ve mavi vatan anlatılmalı.

Bir başka açmazımız. Vatanımız çeşitli medeniyetlerin kurulduğu ve yok olduğu bir coğrafyadır. Devletimiz milyarlarca para harcayarak bu uygarlıkların kazısını yaptırıyor ve onların tarihi anlatıldığı kadar kendi tarihimiz anlatılmıyor maalesef.

Mesela Peygamberler Şehri Urfa artık Göbekli Tepe ile anılıyor. Diğer şehirlerimiz de yok olmuş kavimlerin isimleriyle turizme ve kültüre kazandırılmaya çalışılıyor.

Ezcümle:

1071’den öteki yıllara böyle mi gideceğiz? Şahsen “Reis’e” inanıyor ve güveniyorum. İnşaallah vatanımız kıyamete kadar Kelime-i Tevhid toprakları olacaktır vesselam.

Yeni Akit