Önce ki gün Çanakkale’de , mücadelenin şehitlerinin huzurunda iftarda buluşmuştu dostlarla  İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve yol arkadaşları.

Dün de Diyarbakır’da Dağkapı meydanında , sahabenin şahitliğinde kürt kardeşleriyle buluştu.

İstanbul’dan Çanakkale’ye oradan da Nebiler ve sahabeler şehri Diyarbakır’a anlamlı bir yolculuğu gerçekleştirdiler.

Çanakkale ruhuyla  , Türk yüreğini Kürt yüreği ile buluşturdu bu genç kadro.

“Gönlümüz bir soframız bir” sloganıyla.

İstanbul – Diyarbakır kardeşliği.

Elele gönül gönüle çok sıcak bir buluşma.

Dağkapı meydanından “ biz kardeşiz” diye , çok güçlü bir irade çok güçlü bir haykırış yükseldi dün gece.

Kürtçe hayal kurup Türkiye’de gerçekleştiren ile Türkçe düşünüp Diyarbakır’da fiiliyata geçiren arasında mesafe kalktı dün gece.

Dağkapı’da , Suriçi’nde herkes Türkçe konuştu, herkes kürtçe sevindi, herkes aynı dilden aynı gönülden kucaklaştı, mutluluk, kardeşlik paylaştı.

Hem kürtçe konuşuldu hem Türkçe. Herkes birbirini anladığı dilden kucakladı.

Dostlar, kardeşler, birbirini ilk defa görenler, aynı çorbaya kaşık salladı, aynı sofrayı paylaştı, aynı duaya amin dedi.

Türkçe ve kürtçe konuşanlar gönlünce dileklerini paylaştı, kimse kimseye gülmedi, kimse ters bakmadı. Gönüller alabildiğine açıktı.

Kucaklaşma saatler sürdü.

Sur’dan Dağkapı meydanından silah sesleri değil, kur’an, dua ve selam sesleri yükseldi.

Hem de iftardan sahura.

Çorum Osmancıklı 22 yaşında ki gencecik şehit öğretmen Aybüke Yalçın ile , daha 16’sında hunharca teröre kurban giden Yasin Börü kucaklaştı.

Türk – Kürt kardeşliği birbirine sarıldı. İstanbul’dan gelenlerle  Diyarbakırlı dostlar, hep bir ağızdan dua etti, hep birlikte teröre lanet okudu.

Ve aynı safta namaz kıldı, aynı fatihayı okudu ve amin dedi.

Hem Kürtçe hem de Türkçe birbirini hiç bu kadar güzel anlamamıştı, hiç bu kadar tamamlamamıştı. İki dil belki de hiç bu kadar anlam kazanmamıştı.

İlhami Işık’ın dediği gibi;

“ Bu iki dilin ırmaklarından su içmiş sessiz milyonlar , hayatı, barışı savunmaktan hiç vazgeçmeyecekler”.

Ve Dağkapı meydanında ki bu dev buluşma , her yönüyle bu mesajı haykırıyordu.

Binlerin Dağkapı buluşmasına terör mağdurları, şehit yakınları ve gazilerde davetliydi. Buluşmanın ev sahibi Selim Temurci, gün içinde şehit yakınlarını , gazileri, terör mağdurlarını ve başarılı öğrencileri evlerinde ziyaret etmiş ve onları da meydanda ki buluşmaya getirmişti.

Temurci, İftar alanında   bulunan tüm masaları tek tek dolaştı, herkesle el sıkıştı, kucaklaştı. Herkesi dinledi. Kadınlar ve gençler gönül rahatlığıyla İstanbul’dan gelen bu genç başkana isteklerini iletti.

15 temmuz hain darbe girişimi sonrasında ki ilk Ramazan-ı Şerif’te bu buluşma çok anlamlıydı.

“ İmanın kardeşliğe döndüğü önemli şehirdir Diyarbakır. Ümmetin en önemli kalesidir” diye sözlerine başladı Selim Temurci.

“Silahla barış , terörle demokrasi olmaz. Artık öldürmeyelim . Bizi duyun! Türküde kürdüde Allah kardeş yapmıştır, kimse ayıramaz “diye haykırdığında meydanda alkış tufanı koptu sevinç çığlıkları yükseldi.

Ağlayanlar, dua edenler gözlerini bu genç adamdan ayıramadı.

Gönülden ve dostane konuşuyor.  Ayakları yere basan cesur cümleler kuruyordu.

Temurci , Konuşmasını ;

“Gönlümüz de , soframız da ebediyyen hep bir olacak . Türkün kürtten başka , kürdün de türkten başka dostu yoktur.  Şimdi daha çok kardeşlik zamanı , Şimdi daha çok dostluk zamanı” temennileriyle bitirdi.

Hep birlikte iftar açıldı, yemekler yendi ve seneye yine buluşmak temennisiyle vedalaşıldı.

…………….

Ve şimdi herkeste şöyle bir beklenti var.

İstanbul’un Diyarbakır iftarları gelenekselleşti.

Peki  Diyarbakır  İstanbul’da ne zaman iftar verecek.