Akıncı ruhu ile Mali'de olmak

  • GİRİŞ07.03.2018 13:56
  • GÜNCELLEME09.03.2018 07:18

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı Afrika gezisinde ki son durağı Mali oldu.

Senegal’den ,  Mali’nin başkenti Bamako’ya 1,5 saatlik bir uçuş sonrası ulaştık.

 

 

Müzikler, çeşitli yöresel grupların dans gösterileri ve sloganlar.  Erdoğan ve eşi Emine hanımı muhteşem bir törenle karşıladılar.

Moritanya gibi Mali’yi de  Cumhurbaşkanı seviyesinde ilk kez ziyaret ediyordu Erdoğan.

Mali, bugün Afrika’nın en fakir ve en az gelişmiş ülkelerinden biri. 

Bamako, tipik bir üçüncü dünya kenti.

Tam bir sefaleti yaşıyorlar.

Başkentte,   bir kaç saatlik gezintiyle bile ne kadar zor durumda olduklarını anlayabiliyorsunuz.

17 milyon nüfus var.

Tamamına yakını müslüman .

Tarıma dayalı bir ekonomisi var. Yüzde 80’e yakını tarımda çalışıyor.

Bölgenin diğer sömürge ülkelerinde olduğu gibi Mali’nin tüm zenginlikleri Fransızların kontrolünde.

Mali , bu kara kıtanın altın zengini ülkelerinden biri.  Ancak bu zenginlik ülkeye yaramıyor.

Mali, Uranyum yatakları açısından da zengin bir ülke.

Resmi dil Fransızca. 10  yerel dil var. En çok konuşulan dil Bambara.

Ülkede yük kadınların sırtında.

Dünyada ki çocuk ölümlerinin en çok yaşandığı ülkelerden biri Mali.

Ülke nüfusunun yüzde 50’den fazlası 15 yaş ve altında.

Ülkenin yüzde 60’ının temiz su kaynaklarına erişimi yok.

Türkiye’yi çok seviyorlar. Türklere karşı hiçbir olumsuz düşünceleri yok. Her fırsatta Türkiye’den yardım bekliyorlar. Tek dost , tek yardımcı bizi görüyorlar. Beyaz olupta korkmadıkları ve kaçmadıkları tek millet Türkler.

Bamako, aslında çok güzel bir şehir. Kıtanın en büyük nehirlerinden biri olan ve 3 ülkeye kadar uzanan Nijer nehri Bamako’nun tam ortasından geçiyor. Başkentin tüm banliyöleri sefalet ve perişanlığı yaşıyor. Derme çatma evler, altyapısı hiç olmayan,   koşulları yetersiz sokaklar ve baraka evler.

Terkedilmiş şehir görüntüsünde.

Aşırı sıcaktan nefes almakta zorlanıyoruz. 40 dereceyi bulan sıcağın altında gençler her boş buldukları alanlarda futbol oynuyorlar. Ülkede futbola büyük ilgi var.

Bu ekonomik fakirliğin yanında bir de terörle başları dertte. Boko Haram ve benzeri örgütler ülkede terör estiriyor. Terörle mücadele konusunda Türkiye’den yardım bekliyorlar. 

İki ülke arasında ilk etapta 500 milyon dolarlık ticaret hacmi hedefleniyor. İmzalanan birkaç anlaşmayla bunun temelleri atıldı. Ayrıca Mali’den  gelecek öğrencilere de Türkiye burs imkanı sağlayacak.

Mali yönetimi , FETÖ okullarına müdahaleyi ilk günden yapmış.

Okulların tamamı Maarif Vakfı’na devredilmiş.

Türkiye’nin 2010 yılında  Bamako’da  büyükelçilik açmasına karşılık Mali’de 2014 yılında Ankara’da büyükelçilik açtı.

Mali , bir zamanlar Afrika’da en önemli islami merkezlerden biriydi..

Ne yazık ki bugün, o muhteşem geçmişinden çok uzak ve perişan durumda.

Yüzyıllar öncesinden kalma , nadide ve çok kıymetli el yazması dini eserlerin bulunduğu kütüphaneler talan edildi , yakılıp yıkıldı, eserlerin çoğu kaybedildi.

Yüzyıllardır İslam ilim geleneğine yüzlerce alim eklemiş bir ilim merkezi olan Timbuktu şehri , uzun yıllardır eski görüntüsünden çok uzak. 

16. yüzyılda,  ilim şehri  olan bu kentte , 180 medrese de 25 bin öğrenci eğitim görüyordu. Şehrin kütüphanelerinde milyonları aşan el yazması eserler vardı.

Bu şehir aynı zamanda bölgenin en önemli ticaret merkeziydi. Bölgede ki en önemli gelir ,  kitap satışlarından sağlanırdı. Ayrıca , altın, fildişi, tuz ve kerestesiyle de büyük bir pazarı olan ticaret merkezi konumundaydı.

1800’lerin sonlarına doğru Fransızların işgaline uğrayan bu kadım şehir Hıristiyanların hakimiyetine girdi. İşgal ve yağma bu ilmi miras üzerinde çok derin izler bıraktı. 

Ülkede artan terör sebebiyle paha biçilemeyen çok kıymetli el yazması eserler daha büyük  tehlikeye girdi. Bu eserlerin büyük bir çoğunluğu koruma bahanesiyle ülke dışına kaçırıldı, bir kısmı da başkent Bamako’ya nakledildi.

Geri kalmışlık ve sefalet öylesine esir aldı ki ülkeyi , bir dönemin çöl incisi olarak anılan Timbuktu şehrine kimse uğramaz oldu.

Afrika’nın yeniden kendini bulmasında ve kadim kültürlerinin yeniden ayağa kalkmasında Türkiye çok kritik öneme sahip. 

2005  ve sonrasında  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu Afrika açılımı ve vizyonu ,Türkiye’nin tam da böyle bir misyonu üstlenebileceğini gösteriyor.

Nitekim Erdoğan, Afrika’yı en fazla ziyaret eden lider olarak tarihe geçti.  Ziyaretlerine de  ara vermeden devam ediyor.

Kısa süre sonra bu kez istikamet kıtanın güneyi. Afrika’nın en büyük ekonomisi durumunda ki Güney Afrika ve beraberinde birkaç ülke önümüzde ki günlerde Erdoğan tarafından ziyaret edilecek.

Afrika açılımı ve Türkiye’nin yeni vizyonu sayesinde Erdoğan, sömürgecilikten arınmanın lideri olarak görülüyor. Çünkü Erdoğan, kendisine uzanan eli hiçbir zaman geri çevirmeyen bir lider. Veren el anlayışı sayesinde ,  Türkiye, Afrika ülkelerine en çok yardım yapan ülke durumunda.

Kara kıtanın kara yazgılı halkları Erdoğan’ı bir kurtarıcı olarak görüyor. Ve gittiği her ülkede  sevgi seli oluşmasının nedeni bu.

 Bu kıta da , bu ülkelerde,  yıllardır , sömürü ve terörü temsil eden FETÖ dili hakimdi. Ama şimdi , ilgi ve sevgi gösterilerine baktığımızda Türkiye’nin dilinin , Erdoğan’ın dilinin hakim olduğunu görüyoruz.

Ve Erdoğan’ın önderliğinde hızlanan Afrika açılımı taçlanmaya doğru gidiyor.

 

İbrahim Erdoğan

İbrahim.erdogan@haber7.com

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat