Sezen Aksu’nun, Hz. Adem ve Hz. Havva’ya hakaret içeren şarkı sözleri kamoyunda tepki çekmeye devam ediyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan da topa girip Aksu’ya sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir" ifadelerini kullandı. Tabi Herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Sezen Aksu’ya tepki göstermedi. Bazıları Sezen Aksu’nun sözlerini ‘ifade özgürlüğü’ olarak gördüğünü söyledi. Onlardan biri de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olmalı ki, konu için 'Olur öyle, onlar kelime. Sanatçılar hassastır, sanat hassastır. Sanatçılara karşı duyarlı ve farklı davranmak gerekir. Onların hassas duygularına katkı sunmak gerekir' yorumunda bulundu.

Peki Ekrem Bey kültürümüzdeki inançlara ve değerlere saygıya ne oldu?

Tarihimiz boyunca farklı din ve inançlardan insanların bir arada yaşamayı başarmasının en önemli sebebi bu değil miydi?

Osmanlı’nın yüzyıllarca farklı dinden ve dilden insanı idare edebilmesini mihenk taşı neydi sizce?

*

Bugün size babamın rahmetli dayısı Hıdır Türen’in yıllar önce yaşadığı bir olayı aktarmak istiyorum.

Rahmet Hıdır dayımız bölgenin önde gelen din alimlerinden ve yıllarca birçok köyde cami imamlığı yapmış biridir. Olay memur olarak görev yaptığı Batman’dan Mardin’e giderken meydana geliyor.

Hıdır dayımız, 90’lı yıllarda şehirlerarası bir minibüsle, Mardin’e doğru hareket ederken yaşadıkları şöyle anlatıyor:

Aylardan 11 ayın sultanı mübarek ramazan ayıydı. Minibüs ağzına kadar insanla doluydu. Hasankeyf geçildi, Gercüş düzlüğü göründü. Acaba iftara evime girmiş olur muyum? diye düşünürken, birden bire minibüsün içinde bir tartışma sesi yükseldi. Kafamı çevirdim ve tartışmanın önümde oturan iki kişi arasında olduğunu fark ettim. Tartışanlardan biri genç, bir diğeri ise bir hayli yaşlıydı. Genç olan, kimseye aldırmadan, minibüste bir şeyler yemişti. Tartışma da bundan çıkmıştı. Birazdan ikili kavgaya tutuştu. Yaşlı olan adam yanındaki gence, “Ramazan ayında bunca insanın içinde yemek yiyemezsin” deyip, tokadı yapıştırdı.  Minibüs şoförü hemen sağa yanaştı. Herkes ikiliyi ayırmak için hareketlendi. Ben de hemen yaşlı olan amcaya çıkıştım: “Ne yapıyorsun amca, sana ne? Herkesin dini kendine… Allah onu ıslah etsin. Müslüman adama böyle davranmak yakışmaz” dedim.

Amca yapıştırdı cevabı: Evladım ben Süryani’yim Müslüman değilim. Ben size saygımdan bu yaşıma kadar hiçbir ramazan ayında sokakta ağzıma lokma sokmadım. Fakat büyük ihtimalle bu kavga ettiğim arkadaşa sorsanız kendisi Müslüman olduğunu söyleyecektir. Ben bu saygısızlığa tahammül edemedim.

 *

Dini değerlerimize her saldırı olduğunda aklıma bu olay gelir. Ben gerçek saygının ne olduğunu bana anlatılan bu olaydan sonra öğrendim.

Dinde zorlama veya baskı yoktur. Fakat fert ve toplum açısından hayati önem arz eden inanç ve değerlerin büyük bir gücü vardır. Öyle değerlerimizin ayaklar altına alınmasına kimse seyirci kalamaz.

Kimse size, Hz. Adem için “benim düşündüğümü düşün” demiyor.

 Size “saygı göstermek zorundasınız” diyoruz.

İşte Sezen Aksu konusundaki son açıklamalara baktığımda da o minibüsteki genç olmaya hevesli birilerini görüyorum.

Cumhurbaşkanlığı hayali ile inanç ve değerlerimizi aşağılanmasında beis görmeyenler, Belki Hıdır dayı bu dünyadan göçtü gitti ama size bir ders bıraktı:

“Dini değerlerimize saygı”

Siz isterseniz bu dersi alın, isterseniz de sanatçınızın duygularına katkı sunmaya devam edin.

Kalın sağlıcakla…

ibrahimgunay@haber7.com