Türkiye’ye karşı; Sedat Peker üzerinden ağır, yıkıcı bir operasyon yürütülüyor. Seri intihar saldırıları düzenleniyor. Ülkede sorunu olan herkes, Türkiye ile sorunu olanlara sığınıyor, oradan onların silahlarıyla, onların kurşunlarıyla, onların belirlediği yöntemlerle, onların belirlediği zamanlamaya göre Türkiye’yi vuruyor.

Peker, görünüşte kişisel intikam alıyor. Ama senaryonun arkasındakiler, onu koruyup kollayanlar, onun üzerinden Türkiye’yi vuruyor. İyi adam seçiyor. Sorun, zaafı olanları buluyor, korumaya alıyor, tüketene kadar kullanıyor.

Öncekilere benzer yeni bir kurgu bu: “Mafya devleti” algısı işleniyor..

Dubai merkezli, doğrudan Türkiye’yi hedef alan, öncekilere benzer yeni bir oyun kurgulanmış ve harekete geçilmiş. Bu çok açık. Peker ne derse desin, Türkiye’deki mafyatik ilişkileri nasıl açık ederse etsin, herkes olayın bununla sınırlı olmadığını, onun üzerinden Türkiye ile hesaplaşıldığını pekâlâ biliyor. Bir mafya lideri kullanılarak, koca ülke sanki bir mafya devletiymiş gibi bir uluslararası algı oluşturuluyor.

FETÖ arşivini Peker’e kim verdi? İddialar, şantajlar tıpatıp aynı.

Peker üzerinden yeni bir 17-25 Aralık müdahalesi sahaya sürüldü. Tamamı FETÖ dosyalarında var. İddialar, iftiralar, kurgular, şantaj kayıtları tıpatıp aynı. Sadece dün FETÖ servis ediyordu bugün Peker. Dün FETÖ’yü bu amaçla sahaya kimler sürmüşse aynı merkezler bu sefer Peker’i sahaya sürmüş.

Dün “cemaat” görünümlü taşeron bir istihbarat ağı üzerinden oyun kuranlar bugün “mafya” üzerinden oyun kurmuş. Mafyanın iyisi kötüsü olmaz. Mafya mafyadır. Kirli ilişkilerdir.

İktidar ya da muhalefet, kimin nereye yakın olduğuna, nerede olduğuna bakmaksızın, hangi meslekten olduğuna bakmaksızın bu kirli ilişkilere girenlerin açığa çıkarılıp bulundukları yerden uzaklaştırılması gerekiyor. Çünkü bu tipler, gerçekten mücadele edenlerin sözlerini de emeklerini de mahvediyor.

Bin Zayed’in, Dahlan’ın tetikçisi: FETÖ’nün Dubai dosyası açılsın!

Sedat Peker meselesi sadece bir mafya tartışması değil. Biz, tartışmanın çok daha derinlerinde başka şeyler görüyoruz. 17-25 Aralık da, 15 Temmuz da format değiştirerek devam ediyor.

Peker’in kendi arşivini bilemem ama bu kadar FETÖ dosyasını, arşivini ona kim verdi? O arşivlerden biri de Dubai’de mi tutuluyordu? Konuşma videolarını Muhammed bin Zayed’in, Muhammed Dahlan’ın istihbaratçıları mı belirliyor?

Yakında FETÖ savcılarının hazırladığı dosyaları, Zekeriya Öz’ün Dubai toplantılarında hazırlanan dosyaları, siyasi dosyaları da gündeme getirirse kimse şaşırmasın. Bir sonraki adımı siyasi, uluslararası boyutunu daha da öne çıkarabilir. İşte o zaman, Peker Operasyonu’nun gerçek yüzü ortaya çıkacaktır.

Bizim muhalefet bu sefer Peker’den iktidar bekliyor! Adam siyasi sözcüleri oldu.

Ne garip, 17/25 Aralık’ta susanlar, FETÖ başarsın diye gizli gizli umutlananlar, 15 Temmuz başarılı olsun da bize iktidar alanı açılsın diye bekleyenler, gizli pazarlıklara girenler bugün de Peker’e umut bağlamış.

Bütün muhalefet ağzını açmış Peker ne diyecek de iktidarı vuracak, yıpratacak diye bekliyor. Ondan nasıl yararlanabiliriz diye yollar arıyor. Onun sözüyle, onun teziyle saldırıyor.

Çünkü onlar bugüne kadar, kim Türkiye’ye saldırmışsa onun yanında durdu. FETÖ’ye sahip çıktı hatta ortak oldu. PKK’ya hâlâ sahip çıkıyor, hatta ortak oldu. DHKP-C’ye sahip çıkıyor.

Onlar Akdeniz’de Fransız, Karabağ’da Ermenistan, Ege’de Yunan, Filistin’de İsrail oldu. Kim Türkiye ile hesaplaşmışsa onun yanında yer aldı. Son beş yıldır, verdiği büyük mücadelelerin hiç birinde Türkiye’nin yanında durmadı.

Bin Zayed’den, Dahlan’dan yardım, işaret bekliyorlar. O Dubai, bakın neler yaptı?

Şimdi yeni bir umutla, Dubai’den, Muhammed bin Zayed ve Muhammed Dahlan’dan, patronları Mossad ve CIA’dan yardım bekliyorlar. Peker’in videolarından kendilerine verilmiş mesajları arıyorlar. Meşru siyasi partilerin bu çürümüşlüğü utanç verici. Türkiye adına, milletimiz adına, yüzlerce yıllık tarihimiz adına utanç verici.

O Dubai; 15 Temmuz’u ABD ve İsrail adına finanse etti. Türkiye; Cumhuriyetin kuruluşundan sonra ilk kez dış saldırıya maruz bırakıldı. Operasyon buradan yürütüldü.

O Dubai, 17-25 Aralık finansal darbesini organize etti. Daha sonra ekonomik kriz senaryolarını organize etti. O Dubai, İran paralarında da, darbe senaryolarında da FETÖ ile ortak hareket etti, patronları adına onları yönetti, organize etti.

Türkiye’de suikastlara bile girişti.

O Dubai; Suriye’de ve Irak’ta PKK’yı finanse etti. Terör örgütlerini Türkiye’ye karşı organize etti. O Dubai Türkiye içinde suikastlara girişti. Libya’da insanlarımızı şehit etti.

Çünkü o Dubai, üz yıl sonra Türkiye’nin coğrafyaya dönüşüne karşı oluşturulan yeni Haçlı İttifakı’nın bölgedeki ana operasyon merkezidir.

Muhammed bin Zayed bir terör baronudur. Ortadoğu’nun mafya lideridir. Bütün bölgedeki kara para trafiğini yönetir. ABD ve İsrail adına İran paralarını aklar.

Zaafı olan hemen Dubai’ye koşuyor. Peker şovu biter, bu savaş bitmez.

Neden Türkiye’de sorunu olan, Türkiye ile sorunu olan Dubai’ye koşar? Onları oraya kim topluyor, kim ilişki kuruyor, kim ortam sağlıyor? Hemen “iç işgal cephesi” dediğimiz örgütlenme akla geliyor.

Dubai’deki operasyon merkezinde başka ne planlar yapılıyor ve bunlar ne zaman servis edilecek? Bekleyip göreceğiz. Peker şovu, mafya tartışması bir yerde biter. Ama bu savaş bitmeyecek.

Daha onlarca Sedat Peker harcanacak...

Elbette onlar; PKK’nın intikamını alacaklar. FETÖ’nün intikamını alacaklar. Libya’nın intikamını alacaklar. Karabağ’ın intikamını alacaklar. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde koruma kalkanı kurmanın intikamını alacaklar. Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç yayılmasının intikamını alacaklar. Kudüs, Filistin duruşunun intikamını alacaklar.

Biz bu mücadelenin bu tarafındayız. Biz, bu topraklar, bu millet bunun hesabını çok ağır soracak. Çünkü 21. yüzyıl hesaplaşması bu. Daha onlarca Sedat Peker harcayacak.

Sedat Peker’e sığınarak, siyasi tezlerini ona bağlayarak, onun arkasına gizlenerek Erdoğan’ı ve Türkiye’yi vuranlara gelince…

Biz onlara “iç işgalci” diyoruz.

Yeni Şafak