Avrupa Birliği yanlışta ısrar eder mi?
- GİRİŞ10.12.2020 09:19
- GÜNCELLEME10.12.2020 09:19
AB Liderler Zirvesi bugün başlıyor… Bir kısım medyaya göre sanki gündeminin tek maddesi Türkiye. Oysa Birliğin içeride çözmekte zorlandığı hatta tıkandığı meseleler var. AB hiç rahat değil yani!..
2017’den beri, Donald Trump’tan zılgıt üzerine zılgıt yiyen Avrupa Birliği ve özellikle lokomotif konumundaki Almanya, Joe Biden’in ocakta Beyaz Saray’a taşınacak olması dolayısıyla pek sevinçli ve heyecanlı… Patronu Merkel’in, “Sarı Kovboy” tarafından; Washington’da alenen irrite edilmiş olmasından fena hâlde alınmış bulunan, Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas; Biden’ın koltuğa oturması konusunda, sabırsızlığını gizleyemiyor. Ona göre, ABD’nin küresel liderliğe yeniden dönmesiyle birlikte, Atlantik Ekseninde yaşanan zaaflar hızla giderilecek gibi… Der Spiegel dergisine verdiği demeçte, heyecanını dizginleyemeyen Maas; “Libya ve Suriye’de Türkiye ve Rusya’nın doldurduğu bir boşluğu tekrar bırakamayız…” gibi iddialı laflar da etti. Bakalım Biden Yönetimi, onun beklentilerini ne kadar karşılayabilecek. Zira Trump’ın yıktıklarını onarmak için, Biden’ın galiba çok zamana ihtiyacı olacak… Her halükârda Trump’dan daha ehven bir muhatap bekliyorlar ki, bu da gerçekçi bir yaklaşım. Ancak AB’nin kendi içinde çözmekte zorlandığı ve hatta tıkandığı ciddi meseleleri var. Bunları hâl yoluna koymadan, küresel düzenin yeniden şekillenmesinde ağırlık koymak o kadar kolay olmayacak. Öyle ya, İngiltere’nin ayrılmasını bile hâlâ sonuçlandıramayan AB, daha kapsamlı meselelerde ne kadar etkili olabilir?
Koronavirüs salgını, tek tek üye ülkeleri ve topyekûn AB’yi fena hâlde hırpalamış durumda. Şu ana kadarki çabalar merhem seviyesinde kaldı. Bu yetmiyormuş gibi, ‘AB Fonlarının hukukun üstünlüğü şartına bağlanması’ yolunda teşebbüse geçilmesi, yeni bir iç krizi tetikleyecek gibi. Zira Macaristan ve Polonya, böyle bir uygulamaya şiddetle karşı çıkıyor. Her iki ülke, bunun bir belirsizlik anlamına geldiğini ve sonuçta kendi ülkelerinin menfaatlerini haleldar edeceğini öne sürerek, AB bütçesini ve Covid-19’la ekonomik açıdan mücadele için hazırlanan kurtarma programını veto edeceğini açıklamış bulunuyor… Diğer taraftan bugün toplanan AB Zirvesinde Türkiye ile ilgili konuların müzakere edileceği, çoktandır özellikle işleniyor. Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Avusturya gibi küçük ülkelerin çığırtkanlığını sürdürdüğü, yaptırım uygulama talebine Fransa payanda oluyor… Fransa’nın Türkiye ile derdi büyük!.. Velakin Macron her zıpladığında, kafasını bir yerlere çarpıyor. Daha bir buçuk ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisiyle sıkıntısı olduğunu söyleyen Macron’a hitaben, şunu söylemişti: “Sana daha çok sıkıntı yaşatacağız!” Ve şunu ilave etmişti; “Bizi bu coğrafyadan tasfiye etme hayallerinden vazgeçmeyenlere daha çok kâbus yaşatacağız…” Son günlerde Fransa Yönetimi’nin söylemlerinde bir esneklik seziliyor. Bu arada her şeye rağmen, AB Dönem Başkanı Almanya’nın, daha itidalli hareket etme görüntüsünü verdiğini belirtmeliyiz.
Bu atmosferde toplanan AB zirvesinden, Türkiye’ye yaptırım çıkar mı? Çıkarsa ne gibi yaptırımlar olabilir? AB Liderleri Brüksel’de toplanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da bugün Bakü’de, Azerbaycan’ın Karabağ Zaferini kutlama merasimine iştirak ediyor. Azerbaycan’ın kesin zaferi ve işgalci Ermenistan’ın kesin yenilgisinin, Kafkaslarda ve yepyeni bir dönemin başlangıcı olduğunu bir kere daha kayda geçirelim. Bakü’de bugün icra edilecek ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin de, Karabağ’da görevlendirilen birliklerinin katılacağı görkemli merasim, bazılarının keyfini fazlasıyla kaçıracak… Yukarıda işaret ettiğimiz, Erdoğan’ın “kâbus yaşatma” ifadesine dikkat! Hâsılı AB, Türkiye gerçeğini çok iyi değerlendirmeli ve yanlış adımlar atmamalı. Daha iki gün önce, Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto Ankara’da şunu söylemişti: “İster beğensinler ister beğenmesinler, Avrupa’nın güvenliği önemli ölçüde Türkiye’nin elindedir.” Macar bakan bunun sebebini açıklarken, Türkiye’nin barındırdığı dört milyon mülteciye dikkat çekti. Ve bir an için Türkiye’nin bunu yapmaması hâlinde yüz binlerce göçmenin Macaristan sınırlarına yığılması ihtimalini hatırlattı…
Şüphesiz göç ve göçmen meselesi maddelerden sadece bir tanesi. AB ülkeleri, Türkiye ile çok yüksek kapasitede ekonomik ilişki içinde. Ayrıca AB ülkelerine ait bankaların Türkiye ile imzaladıkları milyarlarca avroluk kredi anlaşmalarını hatırda tutmak lazım. Türkiye’yi ekonomik olarak zora sokacak bir adım atması, AB’nin kendi ayağına ateş etmesinden farksızdır. Bunun altını çizelim. Ayrıca şunun da iyi bilinmesi gerekir ki, Türkiye bu türden yaptırımlar sebebiyle, kendi millî menfaatlerini koruma politikalarından asla vazgeçmez. Avrupa Birliği bunu çok iyi biliyor olsa gerek…
Netice olarak, AB zirvesinden Türkiye’ye dönük bazı kararların çıkma ihtimali yüksek. Ama bu kararların mahiyetini ve etki katsayısını, açıklanınca öğreneceğiz.. AB’nin Yunanistan, GKRY ve Avusturya gibi küçük ülkelerin peşinden sürüklenmesi akıl kârı değil. Bu derece yanlış yapacağını sanmıyoruz.
TÜRKİYE GAZETESİ
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol