Evet, darbecileri affetmeyeceğiz!..

  • GİRİŞ28.05.2024 08:42
  • GÜNCELLEME28.05.2024 08:42

27 Mayıs 1960 Darbesinin üzerinden altmış dört yıl geçti… Ama bu kalleş darbenin ülkede açtığı yaralar hâlâ taptaze ve kanıyor!.. Kanlı darbenin akabinde yapılan 1961 Anayasası ile 20 yıl, bu ülke yönetilmeye çalışıldı. Gelgelelim bahse konu darbe anayasası, memleketi bir başka darbeye, 12 Eylül 1980 Askerî Müdahalesine götürmekten başka bir şeye yaramadı. Bu arada üzerinden on yıl geçmeden 12 Mart 1971 Muhtırası ile meşru hükûmet alaşağı edildi. Ondan çok kısa süre önce de yeni bir darbe tezgâhlanmaya çalışıldı. Devrin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve Birinci Ordu Komutanı Faik Türün gibi sağduyu sahibi ve dirayetli generaller sayesinde, teşebbüs akamete uğradı. Aksi hâlde kim bilir Türkiye hangi maceralara sürüklenecekti… 1960 sonrası ortalama her on yılda bir darbe veya darbe teşebbüsü birbirini kovaladı.  27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 (Postmodern Darbe) , 2007 (e-Muhtıra), 2016 FETÖ ihanet kalkışması… Bunlar açığa çıkan ve bir kısmı kendi çapında sonuçlara ulaşanlar. Teşebbüs safhasına kadar gidemeyen kaç tane hazırlık yapıldı, Allah bilir! 27 Mayıs gibi kanlı bir darbenin yıl dönümünün 20 yıl boyunca, “Anayasa ve Hürriyet Bayramı” olarak kutlanması da herhâlde Türkiye’ye mahsus utanç verici bir durumdu!.. Şu garip tecelliye bakınız ki, bu faşist darbenin yıl dönümü kutlamasını bir başka darbe yürürlükten kaldırıyor. Tıpkı 1961 Darbe Anayasasının, 1982 Darbe Anayasası ile ortadan kaldırılması gibi. Fakat hepsinde darbe tortuları kalmış ve her biri ayrı bir zeminde ülkenin önünü tıkıyor! Bakalım bu tortular ne zamana kadar tam olarak temizlenebilecek…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün mahut darbenin 64. yıl dönümü dolayısıyla İstanbul 2 No.lu Barosu'nun Özgürlük ve Demokrasi Adası'nda (Yassıada) tertiplediği Sivil Anayasa, Güçlü Türkiye Sempozyumu'nda, çok önemli mesajlar verdi… Adnan Menderes Kongre Merkezi'ndeki konuşmasında "Elitlerin uzlaşısını yansıtan mevcut anayasa ile devam edemeyiz. Bu utancı milletimize daha fazla yaşatamayız. Yeni anayasanın millî bir ödev olduğuna inanıyorum” diyen Erdoğan, hâlen (öncelikli gündemimiz değil) diyerek, yeni anayasa yapımına mesafeli duran muhalefetin de daha fazla ısrarcı olmayacağına inandığını dile getirdi.
 

Cumhurbaşkanının yeni anayasa yapımı ile ilgili düşünceleri, gerçek manada bir demokrasi inşası ve Türkiye’nin bundan sonraki istikametini çizecek nitelikte olmasına dair tekliflerin kendi perspektifinden bir çerçevesi mahiyetinde. Elbette her siyasi partinin ve diğer ilgili kurum ve kuruluşların anayasa teklifleri Millet Meclisi’nde en geniş manada tartışılıp değerlendirilecektir. Önemli olan muhalefetin de samimi olarak yeni bir anayasaya destek verme kararıdır. Ama şu ana kadar muhalefet pek topa girmeye niyetli görünmüyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasının öne çıkan kısmı, 27 Mayıs Darbesinin tahribatı ve darağacına gönderilen üç kıymetli devlet adamının hatırasıyla ilgili söyledikleriydi. “Darbe sonrasında bir yargı tiyatrosuyla darağacına gönderilen Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın isimleri milletimizin gönlünde. Her zaman şükranla ve biraz da idamına mâni olamamanın mahcubiyetiyle anıyoruz… Üzerinden değil 64 sene, asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve affetmeyeceğiz. Yassıada'yı, halkımızın deyimiyle 'Yaslıada'yı utanç adasına çevirenleri nefretle anıyoruz. Sokakları karıştırarak darbeye zemin hazırlayanları, 'kıyma yaptılar' diyerek ahlaksızca üniversite öğrencilerini kışkırtanları, dilinden ve kaleminden kan damlayan sözde hukukçuları unutmayacağız ve affetmeyeceğiz… Türlü baskılara, insanı insanlığından utandıran hakaretlere ve işkenceye maruz kalan üç devlet adamı, isimlerini milletin gönlüne 'şehit' ve millî irade kahramanları olarak yazdırmıştır… Demokrat Partinin milletle devleti birbirine yaklaştıran politikalarını, bu ülkeyi kendi tapulu malı gibi gören imtiyazlı azınlığı rahatsız etti…” diyen Erdoğan, Merhum Menderes ve iktidarının, Ezan-ı Muhammedinin aslına uygun okunması ve imam hatip okullarının açılması dâhil pek çok önemli hizmete imza attığını hatırlattı.

Sahi memlekete hizmet için gecesini gündüzüne katan ve sonunda canını da feda eden Merhum Menderes’e hâlâ daha kin besleyen o azgın azınlık; 28 Şubat’ın darbeci paşaları, yaşlı oldukları için hapishane şartlarına dayanamıyorlar diye neredeyse salya sümük ağlayacaklar. Bunlar Yassıada’daki yargı tiyatrosuna ve orada yargılanan insanlara karşı icra edilen haysiyet cellatlığına hâlâ daha bir şey demedikleri gibi, yapılan zulüm ve haksızlığı da utanmadan savunuyorlar… İşte bu yüzden darbecileri ve onları körü körüne savunanları asla unutmayacağız ve affetmeyeceğiz.

Türkiye gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat