Dikkat!.. Orman yangınları…

  • GİRİŞ08.06.2024 09:06
  • GÜNCELLEME08.06.2024 09:06

Ülkemizin yangınlarla ilgili zaafları maalesef çok fazla… Sadece orman yangınları değil, ev-iş yeri, fabrika yangınları da çok sık vuku buluyor. Yüksek maddi zararlar, yürek paralayıcı can kayıpları oluyor...

Havaların ısınmasıyla birlikte, kâbus geri döndü… Esasen daha yaz mevsimine bile girmeden, yangınlar uç vermeye başlamıştı. Aşırı sıcak havalarla birlikte, yangın vakaları da ürkütücü biçimde artış göstermeye başladı. Türkiye’nin yangınlarla mücadele imkân ve kabiliyetleri her sene gelişme kaydetmesine rağmen, ne yazık ki, bu alandaki zaaflar hâlâ çok fazla!.. Son yıllarda özellikle iş yerlerinde vuku bulan yangın sayısında çok ciddi artışlar var. Sadece iş yeri ve fabrikalarda değil, meskenlerde çıkan yangın sayısında da benzer bir durum söz konusu… Daha yakında İstanbul Beşiktaş’ta, bir gece kulübünde yapılan tadilat çalışmaları sırasında çıkan yangında maalesef 29 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu facia ile ilgili inceleme ve raporlar, insana saç-baş yolduracak nitelikte! Yangınla ilgili en ufak bir ön tedbir alınmadığı gibi, yangın sırasında insanların kaçıp kurtulmaya çalışacağı bir çıkış kapısı dahi bulunmadığı belirtildi. Böylece ihmal ve ciddiyetsizlikler, sorumsuzluklar zinciri neticesinde, bunca insanımızı kaybettik. Beşiktaş’taki faciaya benzer kaç hadise yaşandı bugüne kadar? Bunlara dair istatistikler ne derece ciddi tutuldu ve kayıt tutulmasından ziyade olanlardan bir ders çıkarmak üzere, ne gibi ilave tahkikat yapıldı acaba? 2020 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasının infilakında 7 kişi ölmüş, 127 kişi de yaralanmıştı hani. Bugün kaç kişi hatırlıyor? Ve o yangın sonrasında benzer faciaların tekerrür etmemesi için genel olarak hangi ilave güvenlik tedbirleri alındı acaba?

Velhasıl sorulacak soru çok. Fakat bu soruların cevabı ortada yok… Daha dün Kayseri’de bir ambalaj fabrikası cayır cayır yandı. Fabrikalar, yanıcı ve yakıcı maddelerin stoklandığı depolar, atölyeler vs. çok kolay yanabilmekte. Bunun sebebi basit tedbirlerin ve iş güvenliği hükümlerinin yerine getirilmemesidir. Önceki gün Mardin’de 1700 dönüm buğday tarlası yanıp kül oldu. Aynı gün Kahramanmaraş’ta da 1000 dönümlük buğday tarlası kül oldu. Yazık değil mi millî servete? Başlık olarak orman yangınlarını öne çıkardık. Ama görüyorsunuz, mesele sadece ormanlar değil. Velakin bu mevsimde en büyük tehlike orman yangınları. Zira bazı orman yangınları yerleşim alanlarını da yakıp geçiyor. O yüzden çok daha dikkatli olmak şart. Bu dikkatli olma cümlesi, sıradan gibi gelebilir. Ancak, hassasiyet gösterilmediği veya tedbirler hafife alındığı takdirde yangın ihmali hiç affetmiyor. Türkiye’de orman yangını tehlikesinin yüksek olduğu bölgeler bellidir. Antalya, Manavgat’ta orman yangını bu sene de hemen kendisini gösterdi. Geçmiş yıllarda çevrede çok büyük tahribat yaşandı. Çok sayıda hayvanın telef olduğu facialar vuku buldu. Antalya ve Muğla ve diğer sıcak coğrafi bölgelerdeki şehirlerimiz... Her biri için başlı başına bir dikkat ve tedbir gerekiyor. Artık havadan kesintisiz yangın gözlemi ve kontrolü için, ileri teknolojiye sahibiz. Bu imkânlar yangınları erken fark etmek ve çabuk müdahale etmek için bir avantaj sağlıyor. Ancak çabuk müdahale de her zaman yeterli olmuyor. Esas olan yangını kökünden önleyebilmek, yani hiç çıkmamasını sağlamak. Bu çerçevede valilikler tarafından ilan edilen ormanlara giriş yasağı, yerinde bir karardır. Ancak takibi ve uygulaması da bir o kadar önemlidir. İşte bu noktada, geçmişte yaşanan acı tecrübelerden yeterince ders çıkarmak işin püf noktası. Bunu becerebilirsek, her seferinde yürekler yandıktan sonra duyulan acı ve üzüntüyü izhar etmek gibi bir kısır döngüye düşmemiş oluruz. Aman dikkat! Orman Yangınlarının şakası yok!..

DEM’li vekilin küstah tehditleri!..

DEM Parti mensupları anlaşılan geçmişten hiç ders almamışlar… Hâlâ daha anarşi ve terörle bir yere varacaklarını zannediyorlar. Bu kafayla bir yere varılması mümkün değil bir. İki, keskin sirke küpüne zarar verir… DEM Parti bu ülkede meşru zeminde siyaset yapmak istiyorsa, evvela kanunlara saygılı olacak ve devletin meşru otoritesine karşı direnmeye kalkışmayacak…

Hakkâri’de belediye başkanı seçilen M. Sıddık Akış’ın görevden alınması, bir hukuki gerekliliktir. DEM’liler bunu kabul etse de etmese de böyledir. O yüzden sokakları hareketlendirmeye çalışmak beyhudedir. Daha önce yüzlerce kere denenmiş bir şeydir yapılan. Sonu da hüsran olmuştur. Aynı hatayı tekrarlamak akıl kârı değildir. DEM Hakkâri Milletvekili Vezir Coşkun Parlak, küstahça bir tehditte bulunmuş. İlin Vali ve Belediye Başkan Vekili olan Ali Çelik’i şu sözlerle tehdit etmeye kalkışmış:

“Eğer biz bu kentin valisini bu sokaklarda dolaştırırsak namerdiz. Kendisi bir adım atamayacak bu sokaklarda. Binlerce polis ordusuyla gezecek…”

Vezir Efendi bu sözlerle, Hakkâri halkını tahrik ederek çok büyük kötülük ediyor. Devletin meşru gücüne karşı hiçbir terör örgütü ayakta duramamıştır, duramaz. Nokta!

İsmail Kapan / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat