Batı’nın eline fırsat geçmesin!..

  • GİRİŞ06.07.2024 09:43
  • GÜNCELLEME06.07.2024 09:43

Evet, Batı; hoşuna gitmeyen veya hazmedemediği bir durum karşısında, derhâl bir oyun planı kurmakta mahirdir… Millî futbolcumuz Merih Demiral’ın sevinç işaretini, diplomatik krize çevirmesi gibi?..

Bu köşenin takipçileri gayet iyi bilir, zaman zaman sporla ilgili bazı özel değerlendirmeler yaptığımız olmuştur. Ama futbola mahsus yazılar bu köşede nadiren yer almıştır. “FUTBOL ASLA YALNIZCA FUTBOL DEĞİLDİR” realitesine rağmen!.. Son haftalarda, Avrupa Şampiyonası (EURO 24) dolayısıyla, ülke gündemi her zamankinden daha yoğun biçimde futbol yüklü. Biraz da uzun zamandır parlak başarılardan mahrum kaldığımız için, fazla heyecan yapıyoruz. Müsabakalarda başarı sağladıkça sevinç katsayımız sıçrama yapıyor. Daha önceki özel maçta 6-1 gibi, ağır bir mağlubiyet aldığımız Avusturya’yı resmî karşılaşmada 2-1 yenerek çeyrek finale kalma başarısını elde etmemiz, millet olarak bizi çok mutlu etti. Ama ne yazık ki, bu mutluluğa, amiyane tabiriyle birileri limon sıkmakta gecikmedi!.. Avusturya maçında atılan iki golün de sahibi olan ve maç boyunca çok üstün bir performans ortaya koyan Millî Futbolcumuz Merih Demiral’ın, sevinç ifadesi olarak bozkurt işareti yapması, başta Almanya olmak üzere, Batı’yı fena hâlde rahatsız etti… Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser UEFA’nın yaptırım uygulamasını istedi ve bu isteği derhâl yerine getirilerek soruşturma başlatıldı. Faeser, sosyal medya hesabından şunları söylemişti: “Türk aşırı sağcıların işaretlerinin bizim statlarımızda yeri yok. Avrupa futbol şampiyonasının ırkçılık için bir platform olarak kullanılması kabul edilemez. UEFA’nın değerlendirmesini bekliyoruz…” Bu sözler, aşırı sağ ideoloji ve ırkçılığın günbegün daha fazla boy attığı bir Avrupa ülkesinin içişleri bakanından sadır oluyor! Kendi gözündeki merteği görememek buna denir!

Türkiye haklı olarak tepki gösterdi ve Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Bakanlığa çağrılarak izahat istendi. Merih Demiral’ın yaptığı bozkurt işareti, Almanya’da yasaklanmış bir işaret de değil. Bakalım UEFA nasıl bir tutum takınacak? Bundan birkaç ay önce, Antalyaspor’da oynayan İsrailli futbolcu Sagiv Jehezekel’in Gazze’deki soykırımı destekleyen kol bandı ile sahaya çıkması üzerine, kulüp derhâl sözleşmesini feshetmişti. Ama UEFA bir ceza vermedi nedense. Diğer taraftan daha önce bir İsviçre-Sırbistan maçında, Kosova asıllı İsviçreli futbolcular; Granit Xhaka ve Xherdan Shaqiri, ülkelerinin sembolü olan çift başlı kartal işaretini yaptıkları için para cezası almıştı… Merih Demiral aleyhine açılan yeni soruşturmanın dayandırıldığı UEFA Futbol Disiplin Yönetmeliğinin 31/4 maddesine göre, futbol sahalarında “siyasi, ideolojik, dinî veya ırkî propaganda ihtiva eden her türlü davranış yasak.” Bu yasağı ihlal edenlere para cezası veya bir ila dört maç arasında men cezası verilmesi derpiş ediliyor… Lakin UEFA’nın anlayışında bir tutarlılık da yok. Yukarıda işaret ettiğimiz, İsrailli futbolcunun soykırımı arkalayan hareketine ses çıkarmayan aynı UEFA, yine daha önce; EURO 2020 şampiyonası elemelerinde, millî takım oyuncularımızın asker selamı vermesi dolayısıyla, futbolculara kınama cezası ve Türkiye Futbol Federasyonuna para cezası vermişti. Bu arada Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Merih Demiral soruşturmasıyla ilgili olarak, bazı eski kararları da ihtiva eden geniş kapsamlı bir savuma dosyası hazırladı.

Gelgelelim perşembenin gelişi çarşambadan belli oldu. BİLD gazetesinin çok önceden bilip(!) ilan ettiği iki maç ceza ilan edildi. Bu satırlar yazılırken… Özetlersek; Batı’nın çifte standardında değişiklik yok. Kendilerine ait olmayan bir sevinç işaretinden, pekâlâ diplomatik kriz çıkarabiliyorlar. Konu ister istemez tırmanıyor böylece. Almanya dün, izahat istediğimiz konularda bilgi verilmek üzere, Berlin Büyükelçimiz Ahmet Başar Şen’i bakanlığa çağırdı. Malum gelişmeler sebebiyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan programını değiştirdi. Erdoğan, 6 Temmuz günü Şuşa’da yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı toplantısına katılmayıp, Türkiye-Hollanda çeyrek final karşılaşmasını izlemek üzere Berlin’e gidecek… Cumartesi, Berlin’de Hollanda’yı da eleyerek ismimizi yarı finale yazdırmak çok iyi olur hakikaten. Dileriz, böyle bir netice alarak bize her zaman şaşı bakan, fırsat buldukça da böyle tuhaf tavırlar alan Almanya’ya ve başarımızı hazmedemeyen diğer bütün çevrelere okkalı bir cevap vermek nasip olur...

Bu arada şunu da hatırlatalım; Birileri sportif bir faaliyetten siyasi sonuçlar çıkarmak peşinde olsa da, bizim sükûneti muhafaza ederek karşı tarafa yeni koz vermememiz lazım. Zira duygusallık ve heyecanın dozu normalin dışına taşarsa, hata yapma ihtimali yükselir. Soğukkanlılığımızı muhafaza etmek en doğru davranış biçimi olur. Unutmayalım hâlihazırda Avrupa ülkelerinde yaşayan ve bir kısmı orada vatandaşlık statüsüne de sahip milyonlarca insanlarımız var. Dolayısıyla, Avrupa’da ırkçılığın arttığı bir ortamda, onlara zarar verebilecek olumsuz durumun hâsıl olmasına da izin vermemeliyiz. Sporun centilmenlik yönünü sonuna kadar kullanıp, profesyonelce mücadeleyi de en üst seviyede sahaya koymak için, Millî Takımımızı motive etmeye çalışalım. Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

İsmail Kapan / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat