"Yemin eylemi" ciddi meseledir!

  • GİRİŞ07.09.2024 09:28
  • GÜNCELLEME07.09.2024 09:28

İlk günden beri farklı ve karışık yorumlar yapılsa da, meselenin esasını gözden kaçırmamak lazım. Evet, bazı teğmenlerin resmi yemin töreni sonrasında yaptığı eylem, her yönüyle incelenmeyi gerekli kılıyor…

Türkiye’nin yakın siyasi tarihi acı tecrübelerle doludur… Bu acı tecrübeler yaşanmamış olsa, geçmişte çok defa başvurulan ve hâlihazırda da hiç vazgeçilmeyen nifak çıkarma teşebbüsleri her dönemde karşımıza çıkmasa; 30 Ağustos günü Kara Harp Okulunda yapılan yemin töreni akabinde meydana gelen hadise, hiç bu kadar dikkat çekmez ve insanlar haklı olarak şüphe ve tereddüde düşmezdi. Sadece birkaç hatırlatma ile iktifa edelim… 1876’da Sultan Abdülaziz Han’a karşı yapılan darbenin koçbaşı olan Süleyman Hüsnü Paşa, Harp Okulu Komutanıydı ve bu işte harbiye talebelerini güç olarak kullandı. 1960 Darbesi öncesinde harbiye öğrencileri üniformaları ile nümayişler yaparak, ihtilal ortamı için havayı ısıttılar! Eski Harp Okulu Komutanı olan Albay Talat Aydemir’in 1962’deki kalkışma hareketine de, yine harbiye öğrencileri alet edildi… Ve yüzlerce gencin istikbali heba oldu. 28 Şubat döneminde “isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey komutan” klişesi ile birlikte, “GENÇ SUBAYLAR RAHATSIZ!” şeklinde manşetler atılıyordu… Yaklaşık dokuz ay önce, Aralık 2023’te Tuzla Piyade Okulunda, kursiyer teğmenler arasında cereyan eden birtakım olaylar can sıkıcıydı. Son olarak Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, bahse konu yemin olayı vuku buldu… Mesele tam olarak nedir? Temelinde yatan başka konular var mı, olabilir mi? Varsa ne yapılmak istenmiştir? Yoksa nasıl bu noktaya gelinmiştir? Cevap bekleyen soru epey fazla. Dolayısıyla mesele hakikaten ciddi ve enine boyuna incelenmeyi zaruri kılıyor...
 

Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, konu ile ilgili olarak inceleme başlatıldığı bildirildi ve şu hususlara dikkat çekildi: “Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; disipline aykırı hiçbir eylem, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır. Bahse konu olay da her yönüyle incelenmektedir. İnceleme sonucunda yapılacak tespitlere göre; disiplin mevzuatı kapsamında kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan personel hakkında gereken işlem yapılacaktır…” Olması gereken tam budur. Ve Devletin ilgili birimleri mevzuat çerçevesinde yapılması gerekeni elbet yapacaktır. Bu arada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamada sorduğu şu sorulara, özel olarak dikkat etmek gerekiyor: “Siyaset ve toplum gündemine oturan, medyada her gün otopsi raporu yazılan vaki yeminin gayesi nedir? Buna kim ya da kimler karar vermiştir? Kanunla belirlenmiş yemini müteakiben mezun subayların bir bölümünün dile getirdiği yemine ihtiyaç duyulmasının mana ve maksadı nasıl yorumlanmalıdır? Yeminler arasındaki bölünmenin, gelecekte Türk Silahlı Kuvvetleri içinde veya vatan savunmasında ayrılık ve aykırılık doğurmayacağının teminatı bugünden nasıl verilecektir?” Nedim Şener, Hürriyet’teki köşesinde, Sayın Bahçeli’nin (kim ya da kimler tarafından karar verilmiştir?) sorularıyla da irtibatlandırarak bazı ayrıntılar veriyor. Şöyle diyor: "Çünkü teğmenlerin anons ile bir araya geldiği, basın mensuplarının görüntü almaya yönlendirildiği, teğmenlerin nizami bir şekilde toplandığı, ortaya gelen Teğmen Ebru Eroğlu’nun yemin metnini ezberden okuduğu diğerlerinin tekrar ettiği, ancak yetkililerin bilgisi ve izni ile mümkün olacak şekilde basına da görüntü verildiği dikkate alındığında, önceden bir prova ve hazırlık aşaması olduğu anlaşılıyor. Mesleğinin daha başındaki teğmenler buna kendileri karar veremeyeceğine göre, Devlet Bahçeli’nin sorusunda olduğu gibi kim ya da kimlerin karar verdiği önemli hâle geliyor. O veya onlar her kimse, küçücük bir hareketle çok büyük krizleri çıkarabiliyor…”
 

Şener yazısında uzun bir analiz yapıyor ve Harp Okullarına dair, daha önce FETÖ tarafından yapılan algı operasyonları (Cemaatlerin buralara yerleştiği vs. iddialar) ve kısa süre önce Kara Harp Okulunun teğmenler hakkında soruşturma başlattığına dair sonradan yalanlanan iddiaları da devreye sokarak bir taşla birkaç kuş vurduğunu ayrıntılı şekilde izah ediyor… Velhasıl şer güçler, dur durak dinlemeden hassasiyetleri kaşıyarak, ülkeyi sıkıntıya sokmak için elinden geleni ardına koymuyor! İşte bütün bu sebeplerle günlerdir tartışma konusu olan ‘Yemin eylemi’ mutlaka çok ciddiye alınmalı ve bu çerçevede gerekenler yapılmalıdır. Kamuoyu bu konuda yetkili merciler tarafından yapılacak açıklamayı bekleyecektir. Türk milleti, bunca zaman içinde ödediği bedellerle rayına oturttuğunu düşündüğü demokrasi ve hukuk nizamının, herhangi bir şekilde tasalluta maruz kalmasını istemiyor. Bu sebeple sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi misali, suistimale açık kapı bırakmak istemiyor. Bu hassasiyete de ancak saygı göstermek gerekir. Bu yemin eyleminin orta-uzun vadede darbeye dönüşecek bir hadise olduğunu, kimse iddia etmiyor. Velakin geçmişte yaşanan acı tecrübelerden de ders çıkarılmasını hatırlatıyor. Bu yanlış bir şey mi?
 

Hasılıkelam; malum hadise öyle kendiliğinden gelişmiş anlık bir duruma pek benzemiyor. Bunun evveliyatında neler oldu, kim veya kimler nasıl bir kurgu ile meseleyi bu noktaya getirdi? Ama en önemlisi de şu: Maksat nedir?

Türkiye gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat