Katil 19 yaşında, ama 29 suç kaydı var!..
- GİRİŞ24.09.2024 08:37
- GÜNCELLEME24.09.2024 08:37
Türkiye dün, suç makinesine dönüşmüş bir azılı hırsız ve katilin şehit ettiği, 27 yaşındaki Polis Memuru Şeyda Yılmaz’a ağladı… Yakalandıktan sonra, hayvan taşıma aracı ile sevk edilen, bu toplum düşmanı yaratık gibi kaç katil sokakta acaba?..
Toplumun can ve mal emniyetini sağlamak için gece gündüz canla başla çalışan güvenlik kuvvetlerinin maruz kaldığı ölümcül saldırılar karşısında, yeteri kadar dikkat ve hassasiyet gösteriyor muyuz acaba? Bununla ilgili olarak gazetemizin bugünkü nüshasında geniş bir haber bulacaksınız. Tek tek bireyler ve toplum olarak, nasıl bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğumuz konusunda, bahse konu haberimiz önemli bilgiler ihtiva ediyor… Kamu düzenini sağlamaya çalışırken, görev başında saldırıya uğrayıp yaralanan ve şehit olan güvenlik görevlilerinin maruz kaldığı saldırılar fazlasıyla dikkat çekici. Dün Türkiye, tek kelimeyle “suç makinesi” diye tarif edilen; azılı bir hırsız ve katil tarafından şehit edilen, henüz 27 yaşındaki gencecik bir polis memuru Şeyda Yılmaz’a ağladı!.. Eşi de polis memuru olan Şeyda Hanım henüz bir yıllık polis idi… Kendisi 19 yaşında, fakat tam 26 tane suç kaydı bulunan katil Y. E. G., motosiklet hırsızlığı suçundan yakalanmış ama firar etmiş. İşte bu canavarı tekrar yakalamaya çalışırken, hırsız saldırgan, polis memurlarından birinin silahını ele geçirip sağa sola ateş ediyor. İki polisimizi ve kendi annesini yaralıyor. Ancak maalesef yaralı Şeyda Yılmaz, hastanedeki müdahalelere rağmen, hayatını kaybediyor… Olayın vahametini görüyor musunuz? Şeyda’nın katilinin sicilinde, olmayan suç yok! Çocuk istismarından cinsel tacize, kasten yaralamaktan gasba, hırsızlıktan uyuşturucu madde kullanımına, ruhsatsız silah ve mermi bulundurmaktan mala zarar vermeye kadar her melanet var. İstanbul Ümraniye’de bu vahşeti yapan yaratık sadece 19 yaşında… Derdest edildikten sonra hayvan taşıma aracı ile sevk edilen bu canavar, şayet tekrar gün yüzü görürse, bilinsin ki insanlar için kat kat daha tehlikeli olacak…
Polisimizin, jandarmamızın canına kasteden bu canilerin sayısı ne yazık ki az değil ve ne yazık ki, günbegün artıyor da… 2023 yılında, İstanbul Büyükçekmece’de polis memuru Cihat Ermiş’i şehit eden M.B. Ç. de henüz 20 yaşındaydı ve tam 32 adet suç kaydı vardı!.. Ondan bir sene evvel, 27 yıllık polis memuru Zafer Mat’ı şehit eden B.T.’nin de 16 tane suç kaydı vardı. Aynı yıl Şanlıurfa’da bir komiser yardımcısı ve bir polisimizi şehit eden M. A.’nın da çok sayıda suç kaydı vardı ve dokuz yıl da hapis yatmıştı… Bursa’da kavgayı ayırmaya çalışırken şehit edilen polis memuru Erman Özcan’ın katili de çok sayıda suç işlemişti. Neyse ki, katil ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı… Örnekler pek çok. Gene İstanbul Tuzla’da polis memuru Battal Yıldız’ı şehit eden H. S.’nin de 28 suçtan kaydı vardı. Keza İzmir Bornova’da iki polis memurunu bıçaklayıp birini şehit eden katil, 13 suçtan aranan bir uyuşturucu bağımlısı idi… Velhasıl demir parmaklıklar arkasında olması gereken caniler toplum içinde dolaştığında, kimin canını, kimin malını hedef alacakları belli olmuyor!
Hayvan nakil aracıyla adliyeye sevk edilen, Şeyda kızımızın katili Y.E.G.’nin boynuna geçirilen çöp poşetiyle verilmek istenen mesaj çok açık… Hırsızlık, arsızlık ve her türlü insanlık dışı suçu kolayca işlemeye hazır tiplerin düştüğü durumu anlatmak önemli. Ancak, toplum olarak öncelikle şunu sorgulamalıyız: Bütün bu olumsuzluklar nereden kaynaklanıyor? Genç yaşta hatta çocuk yaşta, bu derece azgınlaşmış bir suç makinesi olarak ortaya çıkan bu canavarlar hangi bataklıkta, nasıl yetişiyor? Ailede, okulda, cemiyette, hâsılı sosyal hayatın bütün katmanlarında ve ortamlarında; kişileri bu kadar azdıran, insanlıktan çıkaran faktörler neler? Suç makinesi üreten mekanizma nasıl işliyor? Herhangi bir sebeple ilk kez suça bulaşan kişinin başına daha sonra neler geliyor? Hapis yatıp çıkan bir sabıkalı nasıl bir değişim geçiriyor? Islah olmaya, normal bir birey olarak topluma uyum göstermeye niyet ve çabası oluyor mu? Yoksa daha beter ve azgın biri olarak, toplumu daha fena biçimde tehdit etmeye mi yelteniyor?.. Ne yazık ki, örnekler ikinci şıkkın baskın olduğunu ortaya koyuyor… Yukarıda işaret ettiğimiz birkaç örnek bunu açık-seçik biçimde gösteriyor. Suç ve suçlularla mücadele konusunda hukukçuların; sosyologların, psikologların ve diğer ilgili saha uzmanlarının tavsiye ve ikazları elbette önemli. Daha önemlisi de, bu tavsiyelerin kâğıt üstünde kalmayıp uygulamaya konulmasıdır. Ülkede işlenen suçlara verilen cezaların caydırıcılık etkisi, infaz kurumlarındaki şartlar ve suça bulaşmış kişilerin ıslah edilip tekrar topluma kazandırılması hususu, topyekûn biçimde toplum huzuru ile doğrudan ilgili. Bu hususta yeterince hassas bir tutum içinde olduğumuz, maalesef çok şüphe götürür!.. Sadece televizyon ve internet yayınlarındaki fecaat bile tek başına, bu sahada sınıfta kaldığımızı net olarak önümüze koyuyor!.. Tek kelimeyle, durum hiç parlak değil…
Türkiye gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol