“Birleşmiş Milletler” hâlâ var mı?
- GİRİŞ12.10.2024 09:49
- GÜNCELLEME12.10.2024 09:49
İsrail terör devleti bugüne kadar kaç defa Birleşmiş Milletler'e ait tesislere ve görevlilere saldırdı? Bunu tespit etmek bile başlı başına mesele… BM Genel Sekreterini “istenmeyen adam” ilan etmek nasıl bir küstahlık!..
Evet, siyonist terör örgütü, devlet kimliği altında akla hayale gelmedik işler yapıyor… Tek tek devletlere saldırmak kesmiyor artık! İsrail bütün dünyaya kafa tutuyor. Bütün insani ve hukuki değerleri yerle bir ediyor. Akla hayale gelmedik vahşetleri hiç gözünü kırpmadan ika ediyor… Uluslararası düzeni tamamen hiçe sayıyor ve bunu da bağıra bağıra yapıyor. Birleşmiş Milletler Teşkilatı, her şeye rağmen, hâlihazırda hukuken ve fiilen mevcut olan ve dünyadaki 204 devletin 198’inin üye bulunduğu bir devletlerarası teşkilat. Kurum ve kuruluşlarıyla dünyadaki en geniş ve hukuken en büyük yetkilere sahip milletlerarası teşkilat. Son yıllardaki etkisizliğini ayrı bir fasılda tartışmak gerekir. Ancak bütün sönüklük ve pasifliğine rağmen, bu teşkilat gene de uluslararası düzenin en büyük bekçisi sayılıyor değil mi? Peki bu teşkilat, İsrail terör devletinin doğrudan kendisine karşı gerçekleştirdiği saldırıları nasıl kabulleniyor? Bunca saldırı ve can kayıplarına rağmen, BM hâlâ daha nasıl ölü sessizliğine girip etkisiz ve tepkisiz kalabiliyor? Konuyla biraz olsun ilgilenenler çok iyi farkında. İsrail’in BM’ye karşı küstahlığı, bugünün veya son birkaç yılın meselesi değil. Siyonist İsrail daha Stern (Lehi), İrgun, Haganah gibi terör örgütlerinin temeli üzerinde, devletleşmeye çalışırken yani 1947 öncesinden itibaren doğrudan BM görevlilerini hedef alarak öldürmeye başlamıştı. O gün bugündür bu cinayetler için hiçbir ciddi araştırma ve tahkikat yapılmadı, yapılamadı. Dolayısıyla İsrail Terör Devleti de hiçbir karşılık görmediği için saldırılarına devam ediyor…
Sadece ilk yedi ayda, Gazze’de İsrail tarafından öldürülen BM Yardım Görevlisi sayısı iki yüzü geçti. Onun için saldırılar bir yana meydana gelen can kayıplarının tespiti dahi bir problem ve durumun vahametini açıkça ortaya koyuyor? İsrail BM’ye ait kaç tane okul, kaç tane hastane bombalayıp tahrip etti? Aynı okulu beş defa bombalamak nasıl bir vahşettir? Evet, İsrail gemi azıya aldı ve hiçbir engel tanımadan, hiçbir insani değeri kabul etmeden öldürmeye, tahrip etmeye devam ediyor… Siyonizm dünyayı teslim almış anlayacağınız… UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğudaki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Kuruluşu.) Gelin görün ki, İsrail bu beynelmilel kuruluşu yasa dışı terör örgütü olarak ilan etme küstahlığını ortaya koyabiliyor! Bununla da yetinmiyor. Bizatihi Birleşmiş Milletler Teşkilatının en yüksek bürokratı olan Genel Sekreteri, evet yanlış okumadınız genel sekreterin kendisini “İSTENMEYEN ADAM” ilan edebiliyor. Bundan daha büyük azgınlık, bundan daha ötede küstahlık olabilir mi? İsrail’in bu azgınlığı dünya düzeninin fiilen ortadan kalktığının da en çarpıcı bir belgesi! Peki, ne olacak? İsrail azgınlığı nereye kadar tırmanacak? İsrail derken, perde arkasında (Aslına bakılırsa perdenin önünde) Yahudi Sermayesini, ABD’deki Siyonist Lobileri anlamak gerekiyor. İsrail bunlar tarafından devleştirilmiş cücedir haddizatında…
Bu arada işler öyle karıştı ki, İsrail’i canavarlaştıran Amerika, bizzat bu canavarın saldırılarından kendisini korumakta fena hâlde aciz kalacak gibi görünüyor. Son bir yılda İsrail’e verilen kayıtsız-şartsız destek ve sınırsız yardımın, diğer ülkeler nazarında ABD’yi nasıl bir yere koyduğunu iyi değerlendirmek gerekir… Amerika’nın müttefikliği, güvenilirliği artık daha çok tartışılacak ve daha çok şüphe ve tereddüt imal edecek. Bunun Amerika’ya maliyeti hiç de ucuz olmayacak!.. Ancak gelinen noktada pek bir şey yapma durumu da görünmüyor. Yani İsrail Amerika’yı resmen burnundan yakalamış, sürükleyip götürüyor. Nereye sürüklediğini siz söyleyin!.. Siyonist, terörist devletin bombaladığı okullar, hastaneler, ambulanslar, ibadet yerleri ve benzeri yapıların enkazı, bir şekilde er veya geç ona destek veren ülkelerin sırtına yüklenecektir. Ama bugün bambaşka bir hava estiriliyor. Siyonist İsrail bu ortamı devam ettirebileceğini hesaplıyor herhâlde… Aksi durumda bu derece pervasızlığa cüret edemezdi, edememesi gerekirdi. Fakat ilk günden itibaren İsrail’e meydan açan Batı, sonunda canavarı kendi elleriyle ne kadar büyüttüğünü görse de iş işten geçti. İsrail barış filan istemiyor ve düşünmüyor. Bu çok açık. Aksi hâlde Birleşmiş Milletler Barış Gücünün mevzilerine saldırır mıydı? İsrail o kadar kontrolden çıktı ki, artık sivil yardım misyonlarını vurmakla yetinmiyor. Askerî güçlere de küstahça saldırıyor ve kimse kendisine bir şey demiyor. İşin feci tarafı burası…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her vesileyle şunu tekrarlıyor, dünyaya hep haykırıyor: İsrail’e dur denilmeli… Lakin kim dur diyecek? Bunu demesi gerekenler, çoktan İsrail’e daha doğrusu siyonizme teslim oldular. Bu utanç verici durum onları layık olduğu çukura yuvarlayacak. Temennimiz kaçınılmaz sonlarının erken gelmesi. Aksi hâlde dünya yaşanacak yer olmaktan çıkacak!..
İsmail Kapan / Türkiye Gazetesi
Yorumlar1