Suriye halkı bu defa başaracak…
- GİRİŞ17.12.2024 08:30
- GÜNCELLEME17.12.2024 08:30
Fanatik Şiî saplantısıyla Irak’ı ABD işgalinden bin beter mahveden, hükûmet başkanından ziyade, savaş baronu tipi çizen Nuri el-Maliki diyor ki: “İran’ın Esad’ın yıkılmasına bu kadar kolay izin vermesi çok şaşırtıcı!”
Evet, her şey ayan beyan ortada… Suriye halkının en az on dört yıl daha uzun müddetle, dünyanın en zalim rejiminin pençesinde kıvranmasına sebep olanlar tek tek, isim isim belli. Bu insanlık suçunun baş failleri hiç şüphesiz, Esad’ın o kanlı koltuğunda oturmasına bile bile izin verenler, dönemin ABD Başkanı Barack Obama ve ekibidir. Tek başına değil elbet, Avrupa’nın bütün dişli ülkeleriyle birlikte… Özellikle ABD’nin zihnini çelen ve önceleri Esad’ı devirmeye istekli gibi görünen; Washington Yönetimini ikna ederek, Suriye’de katil rejimin devamına zemin hazırlayan İngiltere!.. Ve Almanya ve Fransa ve diğerleri… Bunlar meselenin Batı Cephesi, bir de Doğu Cephesi var tabii. Ta ilk günden beri, hadiselerin içine bütün imkânlarıyla dalan İran… Öyle ki, gücünün yetmeyeceğini anlayıp da tıkandığı anda, Rusya’yı Suriye’ye davet eden/ettiren İran!.. Bu kaskatı gerçeği Irak eski Başbakanı Nuri el-Maliki şaşkın vaziyette itiraf ediyor. Ne diyor peki? “İran’ın Esad rejiminin yıkılmasına bu kadar kolay izin vermesine çok şaşırdım!” Bre gafil adam!.. Hâlâ tam olarak hadisenin farkında değil. Başbakan olarak bir dönem güya yönettiği Irak’ı Amerikan işgalinden çok daha beter hâle getiren el-Maliki, Irak’ı İran’a tepsi içinde sunan bir vatan hainidir. Maliki İran’da ne vehmediyorsa, gelinen noktada bu yayılmacı ülkenin nasıl bir çıkmaza düştüğünü kavrayamıyor. Şahsen pek fanatik Şiî saplantısıyla, İran’ın kendi ülkesi üzerinde tesis ettiği nüfuzu normal ve makbul bir durum olarak algıladığı için, Suriye’nin de aynı derekede kalması isteğini dışa vuruyor!.. Ülkelerin batışı sebepsiz değil zahir. Satılık yığınla siyasetçi müsveddesinin işlediği denaet böyle sonuçlara götürür. Netice de o ülkelerin zavallı halkının başına patlar. İktidardan düşmekle birlikte saltanatını bir şekilde devam ettiren Maliki gibiler veya yüz binlerce masum insanın kanına girdikten sonra, memleketini kalan son kuruşuna kadar soyarak milyarlarca doları çalıp kaçan Beşar Esad gibiler, tarihin kara sayfalarını dolduruyor…
Suriye halkı bu defa başaracak diye olumlu ve ümitli kanaat bildirirken, en büyük dayanağımız Şam yakınlarındaki Sednaya Askerî Hapishanesi. Başka hiçbir şey olmasa, tek başına bu dehşet verici işkence heyulası yeter. Suriye halkının binlerce kere durup düşünmesi ve korkunç geçmişin bir daha tekerrür etmemesi için ne denli dikkatli hareket etmesi gerektiğini, sarsıcı biçimde öğretiyor… Bu noktada dünya kamuoyuna da büyük vazife düşüyor. Hiç olmazsa geçmişteki can alıcı hatalarını sürdürmemek adına. Sednaya Hapishanesi’nden yansıyan görüntüler bütün dünyada büyük şok etkisi yaptı. Bu canavarlık ve vahşet karşısında, azıcık insani hislere sahip herkesin dehşete düşmemesi mümkün değil. Esad Ailesi, Latin Amerika’daki uyuşturucu baronlarından da daha büyük bir ağa sahipti. Beşar’ın amcası Rıfat Esad hakkında, Avrupa ülkelerinde (Fransa, İspanya vb.) hâlâ devam eden uyuşturucu davaları var. Beşar’ın kardeşi Mahir, captagon ve benzeri uyuşturucu haplar ticaretinden milyon dolarlar vuran bir cani… Kısacası Esad Ailesi, Suriye’de ya zehirli gaz fabrikaları veya uyuşturucu imalathaneleri kurarak, insanların hayatına kastediyordu. Lanetli Esad klanı, benzeri görülmemiş bir insanlık düşmanlığı ile diğerlerine fark attı. Baba Esad, hapishane adı altında, onlarca işkencehaneyi Nazi subaylarına inşa ettirerek, Hitler'in katliam ve soykırım yöntemlerini uyguladı. Bugün itibarıyla dünyaya faş olan Sednaya ve başka pek çok insan mezbahası, dünya ülkelerini Suriye halkına yardım etme noktasında daha fazla sorumluluk altına sokuyor. Evet, dünya Suriye halkına olan gecikmiş borcunu mutlaka ifa etmelidir.
Bugüne kadar Baas-Esad rejimine doğrudan veya dolaylı destek verenler, on yıllar boyu milyonlarca insana cehennem hayatı yaşatan bu aşağılık rejimin ayakta kalmasına şöyle ya da böyle yardımcı olanlar, bu kirli ticaretten siyasi ve ekonomik menfaat devşirenler tarih önünde sorumludur. Bilhassa DEAŞ gibi örgütleri piyon olarak kullanıp Bölge’de emperyalist politikalar güden Amerika Birleşik Devletleri… Ve şimdi, Sednaya gibi, insan havsalasına sığmayan vahşetlerin faili olan Beşar Esad’ı koruma altına alan Rusya… “DEAŞ örgütünü kuran Barack Obama'dır” diyerek bizzat ifşaatta bulunan Donald Trump, aynı karanlık örgüt üzerinden Biden siyasetini devam ettirecek midir? Yoksa pek çok kere tekrar ettiği üzere, Suriye’den çekilecek midir? Nuri el-Maliki’yi fena hâlde şaşırtan İran bundan böyle nasıl hareket edecek? Suriye üzerinden Hizbullah’a lojistik destek hattı çöktüğü için, İran pek şaşkın. Ama Hizbullah’ın yeni elebaşı Naim Kasım, bunu “ayrıntı” olarak görüyor. Demek ki İran bu konuda yeni ve kirli tezgâhlar geliştirmeye çalışacak… İran Haşdi Şa’bi ve Hizbullah militanları vasıtasıyla, Suriye’de Esad’ın en büyük katliam yardımcısı olarak tarihe geçti!.. Ve İran, er ya da geç bu şenaatin bedelini ödeyecektir. Bunu bir kenara yazınız. Yüz binlerce kişinin katli olan Esad’ı Moskova’da koruma altına alan Vladimir Putin de bu kararın altından kalkamayacaktır.
Suriye tarihindeki bu kırılma noktası, halkının daha iyi bir gelecek inşa etmesi yönünde, büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Yazının başlığına dönelim: Suriye halkı bu defa başaracaktır inşallah!..
Türkiye
Yorumlar2