“Türkiye’de muhalefet açığı var…”
- GİRİŞ20.02.2025 08:56
- GÜNCELLEME20.02.2025 08:56
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin dünkü grup toplantısında, tam manasıyla bir siyaset dersi verdi… Hem ana muhalefet partisi başkanı Özgür Özel’e hem de provokatif açıklamaları dolayısıyla TÜSİAD’a.
Siyasette kalibre farkını kısaca anlatmak için bazen bir örnek bile yeter aslında… Mesela partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Asya’nın derinliklerine; Malezya, Endonezya ve Pakistan’a yaptığı resmî ziyaretler ile bu temaslar esnasında geliştirilen siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilere dair yaptığı konuşmaya bakınız. Bir de aynı konumda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kürsüden büyük ve küçük rakı şişelerinin fiyatı üzerinden giriştiği polemiklere bakınız… Ne derler, ikisinin arasında dağlar kadar fark var. Özgür Özel’in Recep Tayyip Erdoğan kadar uzun bir siyasi geçmişi olmayabilir. Ama ana muhalefet partisinde kaç dönemdir milletvekili ve üstelik uzun yıllar orada grup başkan vekilliği görevini de yürütmüş bir kişi. Ne derler: Şayet yüzme bilmiyorsan derin sulara girmeyeceksin… Özel, konuştuğu vakit mangalda kül bırakmıyor. Daha ortaokul sıralarından bugüne kadar, hayatı şiir okumakla geçmiş, bu konuda sayısız yarışmada başarılar kazanmış, mükâfatlar almış Erdoğan’ı şiir bilmemekle, kültürden filan anlamamakla itham edecek kadar, amiyane tabiriyle yüksek perdeden atıp tutuyor. İnsan bu kadar da açık vermez hani!.. Âdeta kendi ayağına göz göre göre ateş etti. Erdoğan’ın çeyrek asır önce okuduğu ve bundan dolayı hapis cezası ve siyaset yasağına mahkûm edildiği, Ziya Gökalp’e ait şiirin bir kıtasını bile okuyamadı…
Minareler süngü diyeceğine mızrak deyiverdi. Devamı zaten felaketti! “Saldır asker, Allahü ekber” diyerek, Cumhurbaşkanının ifadesiyle, 85 milyonun önünde kendisini rezil etti. Bir insan istese de kendisine bu kadar kötülük yapamaz! Erdoğan’ın gülle gibi laflarını haber metinlerinde okuyabilirsiniz. İşin özü şudur: Türkiye’yi yönetme iddiasıyla ortaya çıkan ve burnundan kıl aldırmayan bir siyasi parti başkanı ve ekibi bu kadar sığ olamaz, olmamalı. Bu sığlık olduğu müddetçe, o partinin kalesine daha çok gol girer!
Sadece siyasi polemik konusu değil elbet, partinin yönetim ve işleyişinde de, CHP’de işler yolunda gitmiyor. Bir müddetten beri, CHP’nin yaptığı son kurultaydaki (5 Kasım 2023) şaibe iddiaları peş peşe sökün ediyor. Partinin bazı kademe teşkilatlarında görevli kimi delegeler, çok ciddi ithamlarda bulunuyor. Öyle kulak ardı edilecek cinsten şeyler değil yani. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu konuda açılmış bulunan soruşturmada, iddiaları dillendiren kişilerin ifadesine başvuruluyor… Soruşturma sonunda nasıl bir sonuç çıkar bilemeyiz, ancak hâlihazırda seslendirilen bazı iddia ve suçlamalar, bir siyasi parti için hakikaten hoş olmayan şeyler. Bu iddiaların altında kalmamak için, tabii CHP yönetimi beklendiği üzere konuyu başka bir mecraya taşımak istiyor ve bunu, “Bir sonraki cumhurbaşkanına karşı siyasi darbe” olarak sunmaya çalışıyor!.. Dikkat buyurunuz, Cumhurbaşkanlığı seçimine hâlen üç seneden fazla bir zaman var. Her ne kadar gayriresmî olarak, İBB Başkanının ismini telaffuz ediyorlarsa da, kendileri daha parti içindeki prosedürü bile yerine getirmiş değil. Ön seçim yapacaklar ve Parti Meclisi de onaylarsa, Ekrem İmamoğlu’nu aday olarak resmen ilan edecekler. İşte adaylığı henüz bu noktadaki bir kişiyi, “bir sonraki cumhurbaşkanı” diye ilan etmek ve ona karşı daha bugünden “siyasi darbe yapılmak istendiğini” öne sürmek, herhâlde ve ancak CHP’de yaşanacak bir durum… Evet, bunu ciddi ciddi yapıyorlar! Şunun altını çizelim; CHP bu mantalite ile fazla bir yol katedemez. Yani bu hâl CHP’ye iktidar filan getiremez. Bırakınız dışarıdan öyle hayal mahsulü, siyasi darbe hikâyesini filan, parti içinde bile adaylık konusunda bir düzine farklı grup ve klik var. Ve bunların her biri, ayrı bir hesap ve taktikle cumhurbaşkanı adayını belirlemeye çalışıyor. Bu durumu en iyi bilen ve bundan dolayı da en fazla zorlanan bizatihi Özgür Özel'dir. O kadar ki, bu süreci beklendiği gibi yönetememesi durumunda, genel başkanlık koltuğunu muhafaza etmesi mümkün olmayabilir!.. Özel isterse bu yaştan sonra şiirle meşgul olmak isteyebilir tabii. Lakin biraz geç kalmış galiba!..
TÜSİAD’IN AYAR VERDİĞİ TÜRKİYE YOK ARTIK!..
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü Grup konuşmasında TÜSİAD’a yönelik sert ifadeler kullandı. “Eski Türkiye’de iktidara ayar veriyordunuz, yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz…” dedi. Demokrasilerde hiç kimsenin eleştiriden azade olmadığını ve kendilerinin hiçbir zaman eleştirilere kulak tıkamadıklarını belirten Erdoğan, “Açıklamaları haddini aştı, bizim kuklalarla işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır” dedi. “TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini biliyoruz, eski Türkiye’de siyaseti dizayn ediyorlardı” hatırlatmasını yaptıktan sonra Erdoğan şöyle devam etti: “Eski zihniyetlerinin yeniden tedavüle sokulmaya çalışıldığının farkındayız. Bunu asla başaramayacaksınız. Canımız pahasına karşılarında duracağız. 2002 öncesi Türkiye geride kaldı. Artık iktidara ayar veremezsiniz…” Bu arada şu noktaya dikkat çekti: “Rant musluklarını kestiklerimizin operasyonlarına maruz kaldık. Bunların başında TÜSİAD geliyordu.” Cumhurbaşkanı sözlerinin sonunda şöyle yüklendi: “Ey TÜSİAD! Deprem afetinde siz ne yaptınız? AFAD’ın ne kadar yanında oldunuz? Ne kadar destek verdiniz?.. Çöken, TÜSİAD’ın iddia ettiği gibi sistem değil, kendilerinin altın devrini yaşadıkları dönemlere ait hayallerdir” diyen Erdoğan, iş adamları derneği kimliği ile CHP’den daha keskin siyasi muhalefet yapan TÜSİAD’a şöyle bir çağrı yaptı:
“Siyaset yapmaya fazla hevesliyseniz bir siyasi parti kurarsınız veya muhalefet partilerinden birine geçesiniz…”
Yorumlar2