Trump’ın niyeti, Gazze’nin gerçeği
- GİRİŞ07.02.2025 09:46
- GÜNCELLEME07.02.2025 09:46
Amerika, tarih sahnesine çıktığından beri şu kısacık ömrüne ne zulümler sığdırdı.
Yerlilere uyguladığı soykırım politikaları, kanlı tarihlerinin nasıl başladığının en çarpıcı delili olarak orada duruyor.
Gazze’de yaşananların asıl müsebbibi ABD’dir derken söylediklerimiz bir mizansenin ürünü değildi.
“İsrail, ABD’nin Orta Doğu’daki karakoludur.” derken de vehimlerimizi ifade etmiyorduk.
Eski İngiltere Dışişleri Bakanı George Curzon ya da bilinen adıyla Lord Curzon’un bizzat kendisi, İsrail için bu sözü kullanmıştı kendi ülkeleri adına.
Şimdi onların mirasını devralan ABD de bu anlayıştan hiç sapmadı.
Kovboy filmleriyle meşhur ABD sinemasının film sahnelerinden fırlamış bir eda ile siyaset yapan ABD’nin yeni başkanı da “Kanun benim” diyerek yepyeni hezeyanlarla Gazze ve Filistin’e yönelik hayallerini naklediyor.
Bana göre bir niyetten öteye geçmesi çok zor olan ifadelerle Gazzelileri tehcir edeceğini söylüyor.
Daha düne kadar Osmanlı’yı tehcir ile suçlayanlar, bugünün dünyasında evlerini barklarını yerle yeksan ettikleri; açlığa, susuzluğa terk ettikleri, soykırım uyguladıkları Gazzelileri şimdi de sürgünle tehdit ediyorlar.
Neymiş; ABD, Gazze’yi devralacakmış.
Ne hakla ve hangi uluslararası hukukun tanıdığı yetkiyle bunu yapacaksınız?
Siz kimsiniz ve Gazze’nin neyi oluyorsunuz?
Uluslararası hukukun temel kaynağı olan örf ve geleneklere göre, Gazze üzerinde hiçbir tarihsel hakka sahip olmadığınız hâlde bu hareketinizi hangi orman kanunuyla yapacaksınız?
ABD, işgal ya da savaş niyetiyle gittiği hiçbir coğrafyanın inanç, kültür ya da etnik yapısını asla anlamadı.
Belki de çok güçlü olduğunu düşündüğü için anlamak da istemedi.
Fakat sonunda büyük bir hayal kırıklığı ve arkasında bıraktığı yıkımla da geri döndü.
Gücü, silahı vardı; yıktı ama gönüllere girecek bir anlayışı ve merhameti olmadığı için de tutunamadı.
Vietnam, Afganistan, Irak bunun en çarpıcı örnekleri oldu.
Bugün öyle anlaşılıyor ki gözünü petrol, gaz ve dolayısıyla da dolar bürümüş olan Trump da ne Gazze’yi ne de Filistin davasını hiç anlayamamış.
Onun niyetleri olabilir ama Gazze’nin ve Filistin’in de tarihsel ve toplumsal gerçekleri var.
Umarım ne kadar yanıldığını kendisi de bir fatura ödemeden anlayabilir.
ABD’nin trilyon dolarlık borçlarını ne Gazze ne de başka bir ülke ödemek zorunda değildir.
Kendi çıkarlarını korumak ve dünyaya jandarmalık yapmak için oluk oluk akıttıkları silahların parasını da öldürdüklerine ödetmek isteyen büyük bir zalimlik var işin içinde.
Belli ki silah lobileri en başta ABD’yi soymuşlar.
Çünkü borç batağında olan baronlar değil, ABD.
Savaş baronlarının hiç kaybetmediği bir modern kapitalist dönemden geçtik, geçiyoruz.
Trump eğer birine hesap soracaksa kendisini de ortadan kaldırmaya çalışan bu baronlardan sormalı.
Kulağından kurşun yediğinde “savaş ve intikam” dediklerine karşı hâlâ ne yapacağı meçhul olan Trump, öyle anlaşılıyor ki siyonist lobilere teslim olmuş durumdadır.
Bir soykırımcının, katilin sandalyesini -zahmetsiz otursun diye- iten biri, efendisine hizmet eden bir hizmetkârı andırıyordu.
Ya da bu, kendileri adına katliam yapan bir karakol komutanına, tetikçiye gösterilen vefanın ifadesiydi.
Verilen görüntüler, söylenenler veya niyetler ne olursa olsun gerçeğin gösterdiği şey; ABD’nin, Orta Doğu karakolu olan İsrail terör yapısıyla birlikte büyük bir bataklığa gömüleceğidir.
“Orta Doğu: Bir şiddet tarihi.” hakikati ise devam edecek gibi görünüyor.
Orada ne hayaller gömüldü.
Trump’a da biri, o tarihi çok iyi anlatmalı.
Zira 200 yıllık kovboy aklının eremeyeceği ne çok hakikat var orada…
İsmail Öz / Diriliş Postası
Yorumlar2