CHP neden mi bu hâlde?

  • GİRİŞ07.03.2025 09:22
  • GÜNCELLEME07.03.2025 09:22

Son günlerde CHP’nin ve CHP’li belediyelerin üst üste yaşadığı soruşturma, kovuşturma ya da davaların sebebi elbette CHP’li yetkililerin ifade ettiği gibi değil.

Onlar bütün bu yaşananlardan kurtulmak ve parti olarak zarar görmemek için bütün süreci siyasallaştırmanın hesabını yapıyorlar.

Bunu yaparken de yine o meşhur taktiklerini kullanarak, “mantık” ilminin “safsata” başlığına müracaat ediyorlar.

“AK Parti, İBB Başkanı’nın adaylığından korktuğu için her yolu deniyor.” cümlesi ile birlikte konuyu değerlendirdiğinizde o zaman meselenin hakikatine su katılmış oluyor elbette.

Yahut “CHP’nin yerel seçimlerde gösterdiği başarıdan endişe ediyorlar.” dediklerinde yine duygusal siyasi kitlelerinin zihninde gerçekler paralizasyona uğruyor.

Bu, tıpkı İBB Başkanı’nın “Bizi engelliyorlar.” deyip 600 milyarlık bütçenin %85’ini merkezî bütçeden aldığını gölgelemesi gibi.

Zira gerçeği kabul ettiğinde “O zaman hizmetler nerede?” sorusunun da cevaplanması gerekir.

İşin başka bir yönü de bugünlerde CHP’nin şaibeli kurultaylar ya da Beykoz, Beşiktaş belediyeleriyle ilgili yaşadıkları.

Burada da konunun yargıya taşınmasında AK Parti’nin zerre kadar payı yok.

Tamamen CHP’nin kendi iç kavga ve çekişmelerinin, çıkar paylaşımında yaşadıkları ihtilafların sonuçları olarak ortaya çıktılar.

Fakat yine bu gerçeği de kabullenmenin faturası ağır olacağı için topu, “safsata ilmi”nin de marifetiyle, iktidara atıyorlar.

Kitle de bunu duyunca “Evet ya. Bu Erdoğan, CHP’yi yok etmek istiyor.” diyebiliyor.

Mızrağın çuvala sığmadığı noktalarda ise “Ama Erdoğan’ın da diploması yok.”, “Ama AK Partili belediyeler de yolsuzluk yapıyor.” diyebiliyorlar ancak.

Bu aslında bir itiraf.

Yani “Evet, yolsuzluk yaptık ama onlar da yaptı.” diyebilerek manipüle ediyorlar.

Peki, CHP’li belediyelere bunları yapma cesaretini veren şey nedir?

Bana göre en temel sebep; “Biz ne yaparsak yapalım, suçu AK Parti’ye atarız ve bu işlerden de yırtarız.”dır.

İBB Başkanı’nın aslında açıkça ifade ettiği o şey; “Benim milyonlarca sevenim var. Milyonlarca takipçim var. Onlar beni yedirmez.” cümlesinde hayat bulmuyor mu?

Arkanızda kitleler olunca dokunulmaz mı olunuyor?

KKTC’ye, yatay geçişi olmayan bir okula gittiğinizde arkanızda kitleler yoktu oysa.

Belli ki -hem YÖK’ün hem de İstanbul Üniversitesi’nin kayıtları ortaya koyuyor- bir imtiyazla hukuksuz bir işlem yapılmış ama siz onu da kitle desteği ile akredite ettirmeye çalışıyorsunuz.

Hep aynı şeyi yapıyorlar.

Mahkemelere yansıyan yolsuzlukları birkaç kişi yapıyor ama iş savunmaya gelince adalet saraylarının önü miting meydanına çevriliyor.

Hakaretleri bir kişi yapıyor ama savunmaya kitlelerle gidiliyor.

İnsanların aklıyla ve kulaklarıyla alay edilerek söylenenler kabuk değiştiriyor.

Adaletin tecellisi mutlaka sağlanmalıdır.

Arkasına kitleleri alanların hukuka meydan okumaları bir defa kabul gördüğünde, o yol hep aşındırılacaktır.

Hukukun üstünlüğünün korunması da hukukun işidir.

Hukukçuların da hukuku olan metinler, adaleti sağlamak için olmalı.

Kendi yaptırdığı Sahn-ı Seman Medresesi’nde bir oda tahsisi alabilmek için bile “ancak sınavı geçerse olabileceği” söylenen Fatih Sultan Mehmet örneğindeki gibi.

Hoca, onun padişah olmasına bakarak, adaleti imtiyazlı lehine kullanmadı.

Ve elbette Sultan Fatih de o sınavı kazanarak bir oda sahibi oldu.

Her şeyiyle açık ve maddi delilleri ortada ve “idare hukuku” açısından “mutlak butlan” olan bir konuda adaletin ne söyleyeceği, YÖK’ün nasıl hareket edeceği bu ülkede okuyan milyonlarca gencin geleceğe bakışını etkileyecektir.

Herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda faydalandığını göstermek, Anadolu’nun köyündeki çocuğun da o hayale katılmasının temel şartıdır.

Birileri manipüle etse de biz adalete güveniyoruz…

İsmail Öz / Diriliş Postası

Yorumlar2

  • Kaan 2 gün önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Avuçtaki Su 2 gün önce Şikayet Et
    Kitleler avuçtaki Su gibidir, maçta takımları ilk gol yiyene kadar Canlarını verirler, yiyince homurdanirlar, ikinci golde Hakeme dövmeye başlar uçuncu gölde Takimlarina dövmeye başlar, Abdülhamit tahttan indirilirken halk alkisliyormus, Bu halk ben tahta Çikarkende Alkislamisti demiş,Ölen ölür kalan sağlar bizimdir der,.CHP Nİn Cesedini bile gommeden taraf değiştirir,
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat