Kara Para İçin Ankara Kriterleri
- GİRİŞ15.01.2024 08:02
- GÜNCELLEME16.01.2024 08:08
Değerli okurlarım!
Son dönemde gündemimizi en çok hangi konular meşgul ediyor?
Kripto para, fenomenler, kara para aklama operasyonları ve şu gri liste meselesi… Bunlar, gündemdeki en popüler konulardan bazıları, öyle değil mi?
Maliye Bakanı bu konular hakkında son zamanlarda ardı ardına demeçler veriyor. Emniyet teşkilatı ise mali suçlarla ilgili olarak neredeyse her gün yeni bir operasyon yapıyor. Esasen Maliye ve İçişleri’nin son dönemde bu meseleler hakkında sıkı bir iş birliği içerisinde çalıştığını gözlemliyoruz.
Hükümet, dönemin ruhuna da uygun olarak, koordineli bir şekilde kayıt dışılığın ve mali suçların üzerine gidiyor.
ÜLKEMİZ GRİ LİSTEDE
FATF (Financial Action Task Force) adında uzun yıllardan beri faaliyet gösteren hükümetler arası bir kuruluş var. Türkçesi, Mali Eylem Görev Gücü. Bu kuruluş, üye ülkelerin kara para aklama ve terörün finansmanını önleme konusundaki ilerlemelerini düzenli aralıklarla gözden geçiriyor ve değerlendiriyor. Yaptığı değerlendirmelerle ilgili raporlar yayımlayan bu kuruluş, 2021 yılında Türkiye’nin gri listeye alındığını duyurdu.
Bu gri listede olma durumu, Türkiye’nin kara parayla mücadelede başarısız olduğunu gösteriyor ne yazık ki.
Bunun bir de kara listesi var. Kara listede Kuzey Kore, İran ve Myanmar gibi ülkeler bulunuyor. Türkiye’nin de içinde yer aldığı gri listede ise Bulgaristan, Kamerun, Hırvatistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi 20’yi aşkın ülke var.
Bu “Gri Liste” meselesi hiç hoş değil.
Zira bu durum, yabancı yatırımcılar ve kredi derecelendirme kuruluşları açısından güvensizliğin bir işareti olarak kabul ediliyor. Böyle olunca dış ticarette ve her türlü yabancı para hareketlerinde daha çok denetim ve daha çok prosedür uygulanıyor. Bu prosedürler iş alemini bir hayli zorlayabiliyor. Gri liste mevzuu, ülkemize gelecek olan yatırımları ürkütüyor.
Neyse ki, son dönemde yapılan açıklamalara ve icraatlara bakıldığında, Maliye’nin bu gri listeden çıkılması meselesini iyiden iyiye ele aldığını anlıyoruz. Bakan Şimşek de konuyla ilgili sık sık beyanatta bulunuyor. Son zamanlarda bu konuda atılan adımlar sıklaştı.
KRİPTO YASASI ÖNEMLİ BİR ADIM
Denetimin ve regülasyonun eksik olduğu bir ortamda, kripto varlıkların maalesef kara para aklama için kullanışlı bir yöntem haline geldiğini söyleyebiliriz.
Kripto borsalarının yasa dışı bahis kaynaklı suç gelirlerini gizlemek amacıyla kullanıldığı biliniyor. Yasa dışı bahisten elde edilen gelirler, belirli hesaplarda toplanarak çeşitli suç örgütlerinin kripto varlık hesaplarına transfer ediliyor.
Aylar öncesinde “Kripto Yasası Ne Oldu?” diye bir yazı yazmıştım. Belli ki hükümet başka öncelik verdi ve nihayet şimdilerde kripto para konusu, güçlü bir şekilde yeniden gündeme geldi.
Bakan Şimşek, birkaç gün önce kripto varlıklara ilişkin yasal düzenlemede son aşamaya gelindiğini duyurdu. Yapılacak düzenlemeyle birlikte kripto varlık alım-satım platformlarına SPK tarafından lisans verilecek.
Thodex benzeri skandalların yaşanmaması için adli sicili temiz olan kurucu ve yöneticiler kripto borsası kurabilecek. Bu işleri ancak, belirli bir sermaye gücüne ve yeterli bilgi işlem altyapısına sahip olanlar yapabilecek. Kripto varlık, cüzdan, saklama hizmeti gibi kavramlar daha net bir biçimde tanımlanacak, açıklığa kavuşturulacak.
Dünyada ve özellikle ABD’de benzeri adımların atıldığını takip ediyoruz.
Bizim çıkaracağımız kripto yasası da, ekonomimizin güvenilirliği ve suçla mücadele iradesinin gösterilmesi bakımından yurt dışına verilen güçlü bir mesaj olacak.
SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ DE MERCEK ALTINDA
Maliye, yasadışı bahis ve kripto para konularının yanında, sosyal medya fenomenlerine de el atmış durumda.
Instagram, Twitch, TikTok ve Facebook gibi sosyal medya uygulamalarından gelir elde edip, bu gelirleri beyan etmeyenler hakkında kapsamlı incelemeler yapılıyor.
Burada temel amaç, vergi kayıp ve kaçaklarını önlemek. Maliye burada banka kartı, kredi kartı ve sanal kart üzerinden yapılan elektronik ödemeleri yakın takibe alıyor. Fenomenlere yapılmış olan ödemelerin kaynağını ve mahiyetini araştırıyor. Beyan edilmeyen gelirler varsa, bunlara hemen vergi cezası kesiliyor.
Ancak bu incelemeler sadece vergiyle sınırlı kalacak değil. Evet, vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmek isteniyor. Ancak bu vergi denetimleri, kara para aklama suçuna bulaşanları da ortaya çıkarabilecek mahiyette. Zira bütün para hareketleri mercek altına alınıyor. MASAK tarafından elde edilen bulgular, yapılacak operasyonlara veri teşkil etmesi açısından Emniyet’le paylaşılıyor.
Bu denetimlerin hız kesmeden devam etmesi lâzım. Zira, kayıt dışı sosyal medya sektörü ancak bu şekilde hizaya getirilebilir.
EMNİYET TEŞKİLATININ OPERASYONLARI DA GRİ LİSTEDEN ÇIKMA MESELESİ İÇİN
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı operasyon duyurularına bir bakın. Kendisi, neredeyse her gün büyük bir operasyon haberi paylaşıyor. Bunların önemli bir kısmı da mâli suçlarla ilgili.
Geçtiğimiz aylarda sosyal medya fenomenlerine yapılan operasyonlar, Sakarya’da yapılan 3,6 Milyar liralık kara para aklama operasyonu, yasadışı bahislerle ilgili olarak toplam 16 ilde gerçekleştirilen, 1,5 milyar liralık Sibergöz-14 operasyonu…
İşte Emniyet, bu operasyonlarla yasa dışı bahis oynatanlara ve sosyal medyayı kullanarak nitelikli dolandırıcılık yapanlara göz açtırmıyor. Bu operasyonlar toplumda huzur ve güvenin sağlanmasına hizmet ediyor, takdir topluyor.
Ama bir yandan da, şu gri listeden çıkma meselesinde Maliye’nin elini kuvvetlendiriyor.
ANKARA KRİTERLERİ
Son yıllarda Türkiye; kayıt dışı ekonomi ile mücadele, haksız vergi rekabeti, kara paranın aklanması gibi konularda, uluslararası arenada ciddi eleştirilere maruz kaldı. Ülkemiz, FATF tarafından gri listeye alındı. Bu durum, yatırım ortamını ve yabancı yatırımcıların ülkemize olan güvenini zedeledi.
Evet… Ekonominin şu gününde ihracat gelirlerine, yabancı yatırımlara; kısacası dövize ihtiyacımız var. O nedenle ekonomide güven ortamını sağlamalı, yabancı yatırımcıya olumlu mesajlar vermek açısından gri listeden çıkmalı, mali suçlardan arındırılmış güvenli bir finans ortamı sağlamalıyız.
Ancak yapılan bunca operasyonlar, denetimler, çıkarılacak yasalar sadece kendimizi dünyaya beğendirmek için mi olmalı?
Bunları düşünürken aklıma; Erdoğan’ın TBMM açılış toplantısında Avrupa Birliği ile ilgili verdiği mesajlar geldi.
Erdoğan AB’ye üyelikle ilgili olarak yaptığı konuşmada;
“Kopenhag Kriterleri’ni gerekirse Ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz." demişti.
Aslında bu sözleri yıllar önce de söylemişti.
Şimdi bu gri liste meselesinde de aynı tutumu sergilemek lâzımdır diye düşünüyorum.
Yani biz, yaptığımız bütün icraatları milletimizin refahı ve huzurunu öncelik bilerek yapmalıyız.
Meselemiz; kayıt dışılığı önleyerek gelir dağılımında adaleti sağlamak olmalı. Meselemiz; kirli paranın oradan oraya savrularak birilerinin cebine girmesini, birilerinin yasalara aykırı olarak zengin olmasını, vergi vermeden milyonlar kazanmasını önlemek olmalı. Meselemiz, mali suçları ve yasa dışı bahisi bitirmek olmalı.
Hepimiz bu memleketin birer ferdiyiz. Dua ve dileklerimiz aynı.
O yüzden; kredi notuymuş, gri listeymiş, yabancı yatırımcıymış…
Bunların hepsinden de önce kendi vatandaşımızda; “Evet, Devletimiz bu işe el attı.” duygusunun hâkim olması lâzım. Toplumda adalet duygusunun yerleşmesi için çalışılması lâzım.
Sözün özü; bizim bütün bu konularda Ankara kriterlerini devreye almamız lâzım.
AYNEN DEVAM
Maliye Bakanı’nın bütçe görüşmelerindeki beyanatları aklıma geliyor. Bakan Şimşek mecliste Emniyet’in operasyonlarını anlatırken;
“İçişleri’nin en büyük destekçisi Maliye. Kara parayla, mafyayla mücadele ediyoruz. 14 bin 525 kişi hakkında rapor ve bilgi hazırladık. Bunları kolluk ve istihbarat birimleriyle paylaştık” demişti.
Sonrasında Emniyet tarafından yapılan operasyonları zaten biliyoruz.
Ne diyelim?
Maliye ve Emniyet… Aynen böyle, devam!
Twitter: @Ismail_Vefa_AK
Yorumlar26