İsrail’in kanlı stratejileri

  • GİRİŞ31.08.2024 09:42
  • GÜNCELLEME31.08.2024 09:42

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın Gazze Şeridi’ndeki uygulamaları Batı Şeria’ya da taşıyacakları açıklaması büyük tepki gördü.

Dışişleri Bakanlığı, Katz’ın açıklamalarını şiddetle kınarken “İsrail’in uluslararası hukuku tamamen hiçe sayan eylemlerine karşı gerekli cezai ve zorlayıcı tedbirlerin alınmasının şart olduğunu” ifade etti.

İsrail’in bir yerde başarılı olduğunu düşündüğü işgal ve katliam deneyimini başka yerlerde de uyguladığını bilmek için Katz’ın açıklamasına gerek yok.

İşgal ordusunun 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği katliamlar, 2006’da Hizbullah’la savaşı sırasında Lübnan’da uyguladığı ve adına “Dâhiye Doktrini” dediği stratejinin bir başka versiyonu.

Düşmanın direnişinin kitlesel imhalarla kırılması esasına dayanan askerî stratejide masum sivillerin, binlerce kadın ve çocuğun kasıtlı olarak katledildiğini ve bunun savaş suçu olduğunu söylemeye gerek yok.

İsrail ordusu Beyrut’un güneyindeki ed-Dâhiye bölgesine düzenlediği saldırıların çok daha ağırıyla aylardır Gazze Şeridi’ni hedef alıyor.

Amaç, sivilleri hedef alan katliamlarla direniş gruplarını yıldırmak ve teslim olmaya zorlamak.

Bununla birlikte, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde denediği farklı bir strateji de var.

Gazze Şeridi içerisinde insanları bir bölgeden diğerine göçe zorlamak ve operasyon düzenleneceği gerekçesiyle sürekli bir yerleri boşaltmak.

Katz’ın Batı Şeria’ya taşıyacaklarını söylediği uygulama da bu.

Direnişçilerin gizlendiğini iddia ederek bir kentin veya birkaç mahallenin, bir köyün veya kampın boşaltılmasını istemek.

Sonra da o bölgeyi yakıp yıkarak yaşanmaz bir yer hâline getirmek.

Savaşın başından bu yana Gazze Şeridi sakinleri bir oraya bir buraya göçe zorlanıyor.

İsrail ordusu her gün yeni bir yeri operasyon bölgesi ilan edip boşaltılmasını istiyor.

Güvenli ilan edilen bölgenin genişliği de sürekli küçülüyor.

İşgal güçlerinin Kasım 2023’te “güvenli bölge” olarak tanımladığı alanın Gazze Şeridi’nin yüzölçümüne oranı yüzde 63 iken; bu oran sırasıyla aralıkta yüzde 38,3’e, mayısta yüzde 20’ye, haziranda yüzde 16,4’e, temmuzda 13,15’e ve son olarak da yüzde 9,5’e düşmüş durumda.

İsrailli Bakan, Batı Şeria’da da aynı stratejiyi uygulayacaklarını söylüyor.

Ne yapacaklar?

Örneğin, Cenin Kampı’nın boşaltılmasını isteyecekler ve sonra kampı yerle bir edecekler.

Boşaltılmak istenen yerlerdeki insanlara “güvenli bölge” ilan edilen yerlere gitmeleri söylenecek; evlerini terk etmek ve kamptan çıkmak istemeyen insanlar “direnişe destek oldukları” gerekçesiyle acımasızca bombalanacak.

İsrail’in uluslararası hukuka aykırı vahşet stratejilerini dilediği gibi uygulamasının sebebi, ABD başta olmak üzere Batı tarafından korunuyor ve hesap vermiyor oluşu.

Gazze Şeridi’nde işlemeye devam ettiği katliamlara yeterli ve caydırıcı tepki görmediği için işgal güçlerinin, aynı katliamları Batı Şeria’da da işlemek istemesi şaşırtıcı değil.

İsrail’in hedefi Gazze Şeridi’nde direnişi büyük oranda bitirmek ve Batı Şeria’yı ilhak etmek.

Bu hedefe ulaşılması için Filistinlilerin yerlerinden edilerek göçe zorlanması ve belirli bölgelere hapsedilmesi gerekiyor.

İşgal güçleri planlarını uygularken Mahmud Abbas’a bağlı güvenlik güçleri de ortadan kaybolarak meydanı İsrail askerlerine bırakıyor.

Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat