Suriye’de Baas rejiminin devrilmesinin ardından oluşturulan yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, geçiş döneminin cumhurbaşkanı ilan edildi.

Ahmed eş-Şera için bugüne kadar “Heyetu Tahriri’ş-Şam (HTŞ) lideri”, “Askerî Operasyonlar Genel Komutanı” ve benzeri ünvanlar kullanılıyordu.

Bundan sonra artık “Suriye Cumhurbaşkanı” olarak anılacak.

Önceki akşam Şam’da askerî grupların temsilcilerinin katılımıyla “Zafer Konferansı” düzenlendi ve konferansın sonunda alınan kararlar açıklandı.

Konferansta Fırat’ın doğusunda işgalini sürdüren Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) temsilci yoktu.

Olması da beklenemezdi.

SDG’nin ana omurgasını ve yönetimini oluşturan PKK/YPG, geçmişte muhaliflere karşı devrik rejimle iş birliği yaptığı gibi bugün de ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik en büyük tehdidi oluşturuyor.

Suriye’de Baas Partisi tüm komite, komisyon, kurum ve organizasyonlarıyla geri açılmayacak şekilde kapatıldı ve devrik rejimin ordusu, güvenlik ve istihbarat kurumları feshedildi.

Özgür Suriye’nin yeniden inşası için yepyeni bir sayfa açıldı.

Devrime katılan ve rejime karşı savaşan silahlı gruplar da feshedilerek Suriye Savunma Bakanlığı çatısı altına alındı.

Hiçbir grubun kendi gündemi ve silahıyla “devlet içinde devlet” olmasına izin verilmeyecek.

Ahmed eş-Şera, yeni anayasa yazılıp yürürlüğe girene kadar görev yapacak bir yasama konseyi kurmakla görevlendirildi.

Şam’daki yönetimin aldığı son kararlar karşı devrim cephesinin planlarını bozdu.

Suriye’de geçiş döneminin sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi için zamana, birlik ve bütünlüğe, güvenlik ve istikrara ihtiyaç var.

Kendi ülkelerini diktatörlükle yöneten ve Suriye’de devrimin başarısından rahatsız olan rejimler, bir an önce çok partili hayata geçilmesini ve milyonlarca Suriyeli hâlâ ülke dışında mülteciyken seçim yapılmasını istiyordu.

Suriye’de seçim yapılması için yanıp tutuşmalarının sebebi demokrasiyi ve halk iradesini önemsemeleri değil elbette.

Fonlayacakları partiler aracılığıyla Suriye’ye nüfuz etmeyi ve ayağa kalkma fırsatı bulamadan ülkeyi siyasi çıkar kavgalarına boğmayı planlıyorlardı.

Suriye uluslararası ve bölgesel güçlerin mücadele alanına dönüşecekti.

Özgür Suriye’nin yöneticileri Arap Baharı devrimleri sonrasında yaşananları iyi tahlil etmiş olmalılar ki bütün o kirli planlar bozuldu.

Kararların ilanının ardından Şam’da, Halep’te, Hama’da, Humus’ta, Lazkiye’de ve İdlib’de düzenlenen kutlamalar da halkın süreci ve atılan adımları desteklediğini gösteriyor.

Şimdi geriye Fırat’ın doğusunun bölücü terör örgütünden kurtarılması ve ülkenin yeniden inşa sürecine odaklanmak kaldı.

Katar Emiri önceki gün Şam’daydı ve rejimin devrilmesinden sonra Suriye’yi ziyaret eden ilk devlet başkanı oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, Ürdün Kralı 2. Abdullah ve daha birçok devlet başkanı Ahmed eş-Şera’yı geçiş dönemi cumhurbaşkanı ilan edilmesi dolayısıyla kutladı.

Şera’nın uluslararası toplum tarafından Suriye’nin meşru temsilcisi kabul edilmesi, Şam’daki yeni yönetimin devleti yeniden inşa sürecinde diğer ülkelerle anlaşmalar imzalamasının yolunu açacak.

O ülkelerin başında da biz geliyoruz.

Suriye’ye özellikle ordusunu inşa ederken her açıdan destek olabilecek tek ülke Türkiye.

İsmail Yaşa / Diriliş Postası