Lübnan’da silah tartışması

  • GİRİŞ23.04.2025 10:13
  • GÜNCELLEME23.04.2025 10:13

Gazze Şeridi’nde ateşkes için Mısır’ın Hamas’a ilettiği teklifte hareketin silah bırakmasının şart koşulması Arap kamuoyunda büyük yankı uyandırırken Orta Doğu’da bir başka silahsızlandırma tartışması da Lübnan’da yaşanıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun, göreve başlarken parlamentoda yaptığı konuşmada “silah taşıma hakkının devletin tekelinde olması için çalışacağını” söylemişti.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam da 25 Şubat’taki konuşmasında silah taşıma hakkının sadece devlete ait olması gerektiğini vurgulayarak “savaş ve barış kararını elinde tutan bir devlet” istediklerini dile getirmişti.

Aoun, geçenlerde Katar’ı ziyareti sırasında el-Arabi el-Cedid gazetesine konuştu ve 2025’in bütün silahların devlet kontrolü altına alındığı yıl olması için çalıştığını ifade etti.

Hizbullah üyelerinin entegrasyon eğitiminden geçtikten sonra orduya katılabileceklerini ancak örgütü orduya entegre etmek için Irak’taki Haşdi Şabi modelini taklit etmeyeceklerini veya ordu içinde bağımsız bir birim olarak var olmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.

Silahların devlet kontrolü altında olması gerektiği konusunda Meclis Başkanı Nebih Berri’yle hemfikir olduklarını vurgulayan Aoun, Paskalya Bayramı münasebetiyle Lübnan Maruni Patriği Mar Bişara Butros er-Rai’yi ziyareti sırasında konuyla ilgili sorulan bir soruya verdiği cevapta, Lübnanlıların savaş istemediklerini, savaş sözünü duymak dahi istemediklerini söyledi.

Bütün bu açıklamalardan anlaşıldığına göre, Lübnan’da Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararı devletin zirvesinde çoktan alınmış.

Ancak bunun için uygun koşulların oluşması bekleniyor ve örgütün diyalog yoluyla silahlarını teslime ikna edilmesi tercih ediliyor.

Aksi takdirde iç savaş tehlikesi söz konusu ki; İsrail dâhil bir başka devletle savaşa karşı olan Lübnanlılar ülkenin iç savaşa ve kaosa sürüklenmesini de istemiyorlar.

Örgüt cephesinde ise silah bırakma gibi bir niyet görünmüyor.

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, gündemdeki tartışmayla ilgili yaptığı açıklamada, örgütü silahsızlandırma girişimine direneceklerinin sinyalini verdi.

İsrail saldırılarında Hasan Nasrallah başta olmak üzere çok sayıda üst düzey yöneticisini kaybederek ağır darbe alan ve Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmeyi kabul eden Hizbullah, 7 Mayıs 2008’de Beyrut’u işgal ederken yaptığı gibi, silahlarını ülke içinde de kullanıyor.

Sahip olduğu silahları orduya teslim etmesi hâlinde askerî gücünü tamamen kaybedecek olan örgütün “devlet içinde devlet” gibi hareket etmemesi, Tahran’dan gelecek talimatla ülkeyi savaşa sokmaması ve silah gücüyle halk iradesi üzerinde vesayet kurmaması için silahsızlandırılması şart.

Anlaşılan o ki Hizbullah’ı ikna için Maskat’ta başlayan ve Roma’da devam eden ABD-İran müzakerelerinin neticesi beklenecek.

Görüşmelerden sonuç alınamaz ve İran ile İsrail arasında savaş çıkarsa -Lübnan halkı ve hükûmeti istemese bile- Hizbullah’ın o savaşa dâhil olacağında şüphe yok.

Çünkü vekil örgütün kuruluş ve varlık amacı bu.

Washington ve Tahran arasındaki müzakereler anlaşmayla neticelenirse örgütü silah bırakmaya ikna etmek biraz daha kolay olacak.

Nihayetinde Hizbullah’ın kararı İran’ın dinî lideri Ali Hamaney’in iki dudağı arasından çıkacak söze bağlı.


İsmail Yaşa / Diriliş Postası

Yorumlar1

  • HADİMÜL HARAMEYN 2 gün önce Şikayet Et
    Eyyy kötü tutkularını atmış RUHUNU faziletlerle donatmış en YÜCE ve en GÜZEL İNSAN ALLAH CC.senden sende ALLAH CC.DAN hoşnut ve RAZI olarak ALLAH CC.dön,HOŞNUT ve RAZI olduğu HAS kulları arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE(CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz,KUTSAL DEĞERLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN DEĞERLİ VATAN ve MİLLETİNİN HAS evladı ağabeyim.SELAM VE DUALARIMLA ALLAH A EMANET OLUNUZ
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat