Ürdün, Gazze ve İhvan
- GİRİŞ26.04.2025 09:43
- GÜNCELLEME26.04.2025 09:43
Ürdün, Müslüman Kardeşler cemaatini “yasa dışı örgüt” ilan ederek tüm faaliyetlerini yasakladı, ofislerini ve merkezini kapatarak mal varlıklarına el koydu.
Karar önceki gün Ürdün Dışişleri Bakanı Mazin el-Feraye tarafından kamuoyuna duyuruldu.
Bakan el-Feraye, Müslüman Kardeşler cemaatine üye olmanın ve fikirlerini desteklemenin artık yasak olduğunu söyledi.
Amman’ın bu kararı hiç şüphesiz Gazze Şeridi’nde yaşananlarla doğrudan bağlantılı.
Dünya Müslüman Âlimler Birliği geçtiğimiz haftalarda bir fetva yayınlayarak işgal altındaki Filistin topraklarında siyonist işgalcilere karşı silahlı cihadın gücü yeten her Müslüman’a farz olduğunu söylemişti.
Ardından Ürdün’de Filistin direnişine destek amacıyla füze ve insansız hava aracı üretmeye çalışan bir grup, “kaos ve sabotaj eylemleri planlamak” ile itham edilerek gözaltına alındı.
Hamas liderlerinden Basim Naim, direnişe destek olmak isteyenlerin gözaltına alınmasını ağır bir dille eleştirdi ve “Ümmetin çocuklarından elinizi çekin. Siz bir şey yapamıyorsanız en azından yapmak isteyenlere engel olmayın.” dedi.
Ardından Hamas da konuyla ilgili bir bildiri yayınlayarak Ürdün’de gözaltına alınanları “ümmetin vicdanı” olarak niteledi ve “derhâl serbest bırakılmalarını” istedi.
Bildiride Filistin direnişine destek olmanın “millî ve ahlaki bir görev” olduğunu ifade eden Hamas’ın “Filistin toprakları dışında askerî faaliyette bulunmama” ilkesinden vazgeçtiği anlaşılıyor.
Her ne kadar üretilen füzelerin ve insansız hava araçlarının Ürdün’de kullanılmayacağı ve Ürdün’ün millî güvenliğinin tehdit edilmediği ifade edilse de hiçbir ülke kendi bilgisi ve onayı dışında -Filistin’e gönderilmek için dahi olsa- topraklarında silah üretimine izin vermez.
Nitekim bildiri “iç işlerine müdahale” kabul edildi ve Amman’ı kızdırdı.
Hamas’ın bu yeni yaklaşımının diğer ülkelerde de alarma yol açması ve harekete yakın grupların Filistin direnişine destek faaliyetlerini zan altında bırakması muhtemel.
İzzeddin el-Kassam Tugayları kahramanca savaşarak işgal güçlerine darbe vurmaya ve Gazze Şeridi’ne giren İsrail askerlerine kâbus yaşatmaya devam ediyor.
Ancak Gazze Şeridi sakinlerini İsrail ordusunun hava saldırılarından koruyacak ya da kapıları açıp insani yardım girişini sağlayacak güce sahip değil.
İşgal güçleri neredeyse iki aydır gıda ve tıbbi malzemenin girmediği Gazze Şeridi’nde ABD’nin de desteğiyle katliamlarını sürdürüyor.
İsrail’in şartlarını Hamas’ın ve Hamas’ın şartlarını da İsrail’in kabul etmesi neredeyse imkânsız.
Nükleer programını korumak için Washington’la pazarlık masasına oturan İran’dan ve İsrail ile ateşkes anlaşması imzalayan Hizbullah’tan ümit yok.
Husilerin daha çok tribünlere hitap eden eylemleri İsrail’in Gazze Şeridi’ni hedef alan saldırılarını engelleyecek nitelikten çok uzak.
En kötüsü de Mahmud Abbas başkanlığındaki yönetimin Hamas ile en ufak bir uzlaşıya dahi açık olmaması ve savaşı siyasi rakibini yok etmek için fırsat bilmesi.
Geriye tek çare, Müslümanların başlarındaki yönetimleri dinlemeden inisiyatif alarak İsrail’e karşı savaşa dahil olmaları kalıyor.
Böyle bir beklentinin ve bu yönde bir çabanın varlığının farkında olan Ürdün de Müslüman Kardeşler cemaatini yasaklayarak kendince önlem almaya çalışıyor.
İsmail Yaşa / Diriliş Postası
Yorumlar2