Piyon
- GİRİŞ18.04.2022 11:09
- GÜNCELLEME18.04.2022 11:09
Rusya, Yahudi komedyenlerin yönetimindeki Ukrayna’yı Avrupa-NATO yöneliminden vazgeçirmek için sonu felakete varan birçok angajmana girdi.
Yönelimden vazgeçirme işini bütün emperyal ülkeler şöyle veya böyle yapıyor. Pakistan’da geçen hafta yaşananların da ABD’nin Pakistan’ı Çin-Rusya eksenine yöneliminden vazgeçirmek için yaptırdığını eski Başbakan İmran Han bas bas bağırıyor.
Türkiye’yi milli menfaatleri yerine 2002 öncesinde olduğu gibi batı eksenine, (ılımlı laik yola) yöneltebilmek için siyasi ve ekonomik baskılar devam ediyor. Sorgusuz sualsiz batının menfaatlerini gözeten bir ülke hayali herkesten çok suyun öteki yanından olmakla övünen Meral Akşener tarafından dillendiriliyor. İki hafta önce Akşener, Ukrayna savaşında Türkiye’nin arabulucu rolünü eleştirerek Rusya karşıtı pozisyon alınması gerektiğini dile getirmişti.
Akşener, 2018 yılında Rubin’in twitlerinden esinlenerek SADAT iddialarını ortaya atmış, Türkiye’yi terörle işbirliği yapan, terörü koruyan ülkeler listesine sokmanın zeminini hazırlayarak, sözde Erdoğan düşmanlığı üzerinden Türkiye’ye ihanetin nasıl yapılabileceğinin açık bir örneğini sunmuştu.
Akşener’in akıl hocası Rubin’in geçen haftaki twitlerine şöyle bir göz gezdirdim. “Donetsk ile Kuzey Kıbrıs arasında fark yok” başlıklı bir yazısını paylaşmış. ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar hakkında Rum tarafındaki basın toplantısı sırasında Cumhurbaşkanı demesini ve Tatar ile görüşmesini eleştiriyor. Tatar ile konuşmanın, Taliban liderleriyle, Hizbullah liderleriyle, Pakistan İstihbarat Servisi ISI yetkilileriyle, hatta ve hatta Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin lideri Denis Pushilin ile konuşmakla bir olduğunu söylüyor Akşener’in akıl hocası.
FETÖ’nün MİT tırları operasyonunda, Akşener’in de SADAT açıklamalarında Türkiye’ye yapmak istediğini, Meriupol’ü kaybeden Zelenskiy ABD Başkanı Biden’den Küba, İran, Suriye ve Kuzey Kore gibi Rusya’yı da teröre destek veren ülkeler listesine almasını talep ederek istiyor.
Michael Rubin’in attığı twitlerle, yazdığı köşe yazılarıyla politika oluşturduğunu sanan Akşener’in son bombası da hayali iktidarları döneminde medeni bilgiler kitabının ders kitabı olarak bütün okullarda okutulması söylemi oldu. Malum, Rubin, 2021 sonunda yazdığı makalelerde, Türkiye’yi batı eksenine yönlendirmek için Erdoğan’ın koltuğundan edilmesinin yetmeyeceği, oluşturulan batı düşmanlığının tersine çevrilmesinin onlarca yıl alacağını bununda eğitimle (tarihi çarpıtma) olacağını dillendiriyordu.
Murat Bardakçı, Afet İnan’ın, İslam’ı bir Arap dini imiş gibi gösteren, Peygamberimize hakaretamiz sözlerin bulunduğu, Türklerin Müslüman olmalarını eleştiren kitabı hakkında bilgiler vererek Akşener hanımın bu kitabı okumadığını düşündüğünü söylüyor. Ben, Bardakçı gibi düşünmüyorum. Üniversitelerde İnkılap tarihi hocalığı yapmış Akşener’in bu kitabı okumama gibi ihtimal bulunmuyor.
Akşener bu kitabı okuduysa, ne yapmak istiyor dersiniz. Toplumda Kemalist-muhafazakar çatışmasının fitilini ateşlemek bu çatışma ortamından da Batı karşısında Türkiye’yi aciz duruma sokmak. İsrail-AB-ABD çizgisinin yıllar yılı Türkiye’ye haksız düşmanlıklarını toplumun gözünden kaçırarak, bir taraftan Rusya ile işbirliği içinde gösterdiği iktidarı yıpratırken öbür taraftan Rum’a Kıbrıs’ı, Yahudi’ye Kudüs’ü, Yunan’a Akdeniz’i, terör örgütlerine Suriye ve Irak’ın kuzeyini peşkeş çekmek. Unutmayalım. ABD, Rusya ile direk karşı karşıya gelmedi. Zelenskiy piyonunu öne sürerek Rusya ekonomisini çökertme yoluna gitti. Türkiye’nin ekonomik zorluklarında 15 Temmuz’un, Rahip Brunson’un, Kur-döviz spekülasyonlarının, pandeminin, Rusya-Ukrayna savaşının, enerji girdilerindeki tırmanışın, tedarik zincirindeki zorlukların, novlun fiyatlarındaki aşırı artışın etkesi yokmuş gibi gösteren, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu, Akşener ve ehibbanının batılı büyükelçilerle muhabbetlerinin boşuna olmaması gerek.
Kılavuzu Rubin, akıl hocaları büyükelçiler olanlardan piyondan başka bir şey olmaz. Türkiye’nin, piyonlara odaklanmak yerine, çevresinde meydana gelen tehdit ve fırsatları doğru okuyarak 80 milyon Anadolu evladını, 200 milyonluk Türk dünyasını, 2 milyarlık İslam alemini geleceğe taşıma sorumluluğu var. Terör devleti İsrail’in Mescid-i Aksa ve Kudüs’te yaptıklarını seyrederek veya Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulümlerle İsrail vahşetini örtme algısı peşine düşen bir Türkiye kendi ayağına sıkar. Bizi dışarıdan yıkamayanların içerdeki piyonları harekete geçirmeleri en bilinen yöntemdir.
Vesselam…
İsmail Zelvi / Milat Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol