Mahkeme-i Kübra

  • GİRİŞ16.05.2022 11:13
  • GÜNCELLEME16.05.2022 11:13

Ukrayna savaşında vekalet güçlerinin etkinliğinin artması, Rusya’nın Suriye’deki vekillerini Ukrayna’ya taşımasına sebep oldu. Esed’in gitmemesi için Suriye’de 63 binden fazla asker bulunduran Putin’in boşalttığı alanları ise İranlı milisler dolduruyor.

Suriye’de kurdukları tahterevalli sisteminde dengelerin yeniden değişeceğini gören ABD ise bir dönem boşalttığı üslerine asker göndermeye başladı. ABD-İsrail-Batı ekseninin Suriye’nin Kuzey doğusunda, tıpkı Irak’ta olduğu gibi bölgesel yönetim kurma arzusunun önüne Türkiye’den başka hiçbir güç geçemez. Suriye’de kirli İsrail-İran ittifakının deşifre olması halinde bölgede dengelerin alt üst olacağını bilen ABD, içerdeki taşeronlarını harekete geçirerek SADAT’ın önüne yolladı.

Şovunu, “‘Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz, biz Kuvayi Milliyeci’yiz, Burası aynı zamanda terörist yetiştiren kuruluş” diyerek milliyetçi bir örtüye büründüren Kılıçdaroğlu’nun yargıtayda cezası kesinleşen Canan Kaftancıoğlu’nun neci olduğunu bilmeyecek kadar cahil olması düşünülebilir mi?

Tahsil cehalati alır eşeklik baki kalır deyimine taş çıkartan Kılıçdaroğlu, bir milyon Türk’ü öldüren Ermenileri mazlum gibi gösteren, milletin güvenliğinden sorumlu devlete katil değil seri katil yaftası takan birini il başkanlığına oturtması sizce çelişki değimli?

Çelişki sadece Kılıçdaroğlu’nun Mustafa Kemal’in askeri olmadığında ısrar eden, 24 Nisan bahanesiyle ecdadımıza hakaret eden Kaftancıoğlu tutumunda yok. İttihat ve terakkiye kutlu irade diyen Akşener’in, mütareke dönemi mahkemelerinde tehcir yargılamalarına tabii tutulan ittihatçıların kemiklerini, Demirtaş-Kaftancıoğlu güzellemeleriyle sızlatması ayrı bir garabet. Ruslarla işbirliği yaparak bir milyon Türk’ü öldüren Ermenilerin tehcir edilmesine yas tutanlarla, tehcir kararı aldığı için 5. Şubelerde, Bekirağa bölüğünde çürüyen ittihatçıların taraftarlarının bugün Milli İradeyi temsil eden Erdoğan’ı devirmek için birleşmeleri karşısında, hayretimizi gizleyemiyor birleştirici gücün Türk ve Türkiye düşmanı olduğu yargısına vardırıyor bizleri.

Bütün milletvekillerini İstanbul İl Başkanlığı’na çağırarak Kaftancıoğlu mahkumiyeti hakkında tutum geliştirmesi beklenen Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın kapısına dayanıp, seçim güvenliğini gündeme getirmesi, terörü destekledikleri için İsveç ve Danimarka’nın NATO’ya alınmasına ayak sürüyen Türkiye’yi ABD karşısında Suriye politikaları üzerinden sıkıştırmanın başka bir versiyonu. Kaftancıoğlu’na önemli olan sen değilsin, dün İngilizlerin emirleri, bugün de ABD’nin politikaları bizim için önemli, sen de benim gibi bir piyondan ibaretsin diyor Kılıçdaroğlu.

Suriye’de PKK/YPG terör örgütüne devlet kurdurma fikrinden vazgeçmeyen ABD içerdeki elemanlarına göçmenler üzerinden karışıklık çıkarma talimatlarını gördük geçtiğimiz günlerde. İsveç’in PKK teröristlere yaptığı yardım 376 milyon dolar ise ABD’ni PKK terörislerine yaptığı yardımın sadece enerji kaynaklarının işletilmesinden 2 trilyon doların üzerinde olduğunu düşünürseniz, İsveç’in politikalarıyla NATO politikaları arasında herhangi bir fark olmadığını görürsünüz. Türkiye’nin onayı olmadan NATO’ya giremeyecek olan Baltık ülkelerinin Rusya’yı kuşatma politikasının da atıl kalacağı bir başka gerçeklik.

SADAT’ı gündeme getirenlerin asıl amacı, Türkiye’nin Afrika, Karabağ, Irak, Suriye, Mavi Vatan, Adalar denizindeki etkinliklerini kamu oyu önünde karalamaktır. ABD’nin Dedeağaç dahil bütün Yunanistan’ı cephaneliğe çevirmesini, silahsız olması gereken adaları silahlandırarak Türkiye’yi kuşatmasını, Türkiye’yi F-35 projesinden çıkarttığı halde, Yunanistan’a F-35 sevketmesini gözlerden kaçırmak isteyenlerin muhtemel bir Suriye operasyonunu önleme girişimleridir.

Suriye’de Rusya’nın boşalttığı alanların İran veya ABD eliyle terör örgütüne peşkeş çekilmesi, bir milyon Suriyeli’nin memleketlerine dönmesi projesini de atıl bırakacaktır. Türkiye, Suriyelilerin davul zurna ile memleketlerine dönmelerini istiyor ise, terör örgütünün ABD desteğiyle işgal ettiği yerleri temizleyerek hak sahiplerine vermek durumundadır. Suriye’nin su, enerji ve tarım alanlarının bir an önce terör örgütü yönetiminden kurtarılmasına mecbur değil mahkumuz. Yoksa Irak’ta olduğu gibi Suriye, ardından da Türkiye’nin bölünmesini sadece seyrederiz. Yapılacak bir operasyon terör örgütü ve işbirlikçilerinin kirli planlarını suya düşüreceği gibi Türkiye’nin ve bölge insanlarının güvenliğini ilelebet temin eder. AHİM’in Demirtaş, Kavala, Kaftancıoğlu, kararları işgal İstanbul’unda Divan’ı örfi kararları hükmündedir. Herkes erinde sonunda mahkeme-i kübrada yargılanacaktır. O güne kadar zaten Kavala, Demirtaş, Kaftancıoğlu gibi isimler Milli Vicdanda mahkum olmuşlardır. Boğazlayan kaymakamı Kemal beyi idam ettirenlerin ağızlarından Kılıçdaroğlu gibi adalet kelimesi düşmüyordu. Topal Osman’ı uyduruk ifadelerle bertaraf ettirerek, Karadeniz’de Ermeni ve Rum çetecilerinin işlerini kolaylaştırmak isteyenler ile SADAT’ın kapısına dayananlar arasında hiçbir fark yoktur.

Vesselam….  

MİLAT GAZETESİ

Yorumlar1

  • Vurucu 2 yıl önce Şikayet Et
    Kımali ve birkaç kefere yandaşını sehpaya çekeceksin Reis, güllük gülistanlık olur ülke....
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat