Asya devri
- GİRİŞ08.08.2022 10:46
- GÜNCELLEME08.08.2022 10:46
Avrupa kapısında tam 63 sene bekleyen Türkiye, kendi söküğünü dikmekten başka çare olmadığını anlayınca yeni fırsatlara kapı aralamaya başladı. Şangay İşbirliği Örgütü de bu fırsatlardan sadece biri.
Dünya ticaretinin merkezinin batıdan doğuya kaymasıyla devletler ve devlet dışı aktörler yeni dönemde konumlarını güçlendirmek için yönlerini doğuya çevirdiler.
Soçi’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Rusya devlet başkanı Putin, Eylül ayında Özbekistan’da toplanacak olan Şanghay beşlisi toplantısına Türkiye’yi de davet etti.
Türkiye’nin Asya ilgisi daha dün başlamadı. Yıllardır sabırla verilen bir mücadele bölgesel aktör olarak tutulmak istenen Türkiye’nin küresel aktör olması önünde hiçbir engelin duramayacağını gösterdi.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, 26 Temmuz 2022’de 24. Türk Dili Konuşan Ülkeler Özel Hizmetleri (TÜRKON) Konferansı heyet başkanlarını kabul etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye-Özbekistan-Azerbaycan Üçlü Dışişleri, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile birlikte 2 Ağustos 2022 tarihinde Özbekistan’da birçok anlaşmaya imza attı.
Çavuşoğlu, 3 Ağustos’ta Kamboçya’da Dördüncü ASEAN-Türkiye Sektörel Diyalog Ortaklığı Üçlü Toplantısı'na katıldı. Çavuşoğlu 4 Ağustos’ta Malezya’yı ziyaret etti.
Türkiye’nin bölgede yumuşak gücü ile etki alanını genişletmek istemesine geçtiğimiz yüzyılı Amerikan yüzyılı olarak görenlerin her zaman tepkisi oluyor. Pakistan’da iktidar değişikliği, ABD’nin Çin’i kuşatma projesinin bir parçası idi. Bütün dünya Ukrayna savaşının oluşturduğu gıda ve enerji krizi ile boğuşurken, Tayvan’da karışıklık çıkarmak kontrollü kaostan birilerinin yine cebini doldurma girişimi olarak yorumlanıyor. Çin’in Pasifik’te ABD ve müttefikleriyle şu anda baş edemeyeceği biliniyor. 3 uçak gemisi olan Çin’in, 12’si nükleer silahı olan 20 ABD uçak gemisiyle kora kor savaşması imkansız. Ancak intikamın soğuk yenilen bir menü olduğunu bilen Çin’in Tayvan’ın etrafındaki kuşatmalara ABD oyununa gelmeden, istediğini almak peşinde olduğu biliniyor. Çin ABD’nin oltaya taktığı Tayvan yemi için zokayı yutacak mı yoksa, yemi yiyip zokayı ABD’ye iademi edecek mi?
Yukarda saydığımız ziyaretlerden Türkiye’nin İslam ümmetinin geleceğini kurtarmak için büyük hedeflere yöneldiğini görüyoruz. Bu hedeflere ulaşmaması için etrafındaki ateş çemberini kırması şart. 9 Aydır Irak’ta hükümet kurulmadı. Uyduruk anayasa ile Sünni müslimanları yok sayan ABD-İran ortaklığı Irak’ta kaosun bitmemesi terör örgütlerine destek dahil her şeyi yapıyor.
Suriye ise malum ABD-Rusya gizli ittifakı aralarına İran’ı da alarak devam ediyor. Esed, DEAŞ, PKK/YPD, Hizbullah, Şii Milislerin vatanlarından ettiği milyonlarca Suriyeli’nin memleketlerine dönmeleri bu şer güçleri tarafından istikrarsızlık olarak yorumlanıyor. Tel Rıfat ve Münbiç’in terör örgütü PKK/PYD’nin işgalinden kurtarılmaması için emperyalist işbirlikçileri Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyorlar. Her şeye rağmen Türkiye’nin bir sürpriz yaparak Suriyelileri de vatanlarına kavuşturacak işgalcileri bölgeden çıkaracak bir harekatı, başta Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliğini on yıllar boyu sağlayacaktır.
Kurtlar puslu havayı sever, deyimi gereği, konjonktürdeki karmaşadan istifade etmek isteyen İsrail yine Gazze’yi vurmaya başladı. Sivilleri katleden İsrail, Gazze’den füze atışlarını durduramayacağını anlayınca ateşkes istedi.
Gözümüzü Afrika’ya çevirirsek, Fransa, Rusya, ABD, Türkiye mücadelesi bütün hızıyla devam ediyor. Son olarak Somali, ABD’ye karşı Çin’e alan açma kararı aldı.
Batımıza bakarsak, Bulgaristan’da siyasi karmaşa bitmiş değil, İki ekimde erken seçime gidiyor. Ekonomisi tam takır Yunanistan ise Türkiye’ye karşı habire silahlandırılıyor. Bosna-Hersek patlamaya hazır bomba. ABD’nin inisiyatifiyle Kosova’nın çıkardığı vatandaşlık ve plaka kanunu Sırpları ayağa kaldırdı. Türkiye’nin devreye girmesiyle sorun bir ay ertelendi.
Bölgenin ABD ile birlikte temel karıştıranı İngiltere’de Boris Johnson gönderildi, yerine gelebilecek adaylardan biri tıpkı ABD’nin ikinci adamı olan Kamala Haris gibi Hint kökenli eski maliye bakanı Rishi Sunak.
Etrafımızda dönen bütün fırıldaklara rağmen Türkiye, dünyanın sürüklendiği gıda krizini çözdüğü gibi enerji krizini de çözmenin yollarını arıyor. Erdoğan-Putin yakınlaşmasının yaptırımları safdışı etmesi batıyı tabii endişelendiriyor. Bir de doğalgazı ruble ile alma girişimi dolar saltanatının sonunu getirecek bir başlangıç olması bakımından önemli. Bugüne kadar Müslümanların kaynakları ile Müslümanlara hükmetmeye alışmış bir batının saltanatı doğuya kaptırdığı bir sürece girdik. Burda Müslümanlar için önemli olan Çin ve Rusya gibi başka hegemon güçlerin boyunduruğuna mı girecek yoksa dünyaya düzen vermek için yepyeni bir global güç mü olacak sorusudur. Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin dünyada sömürü ve zulmü bitirme gücüne hızla ulaştığı gözlemleniyor. Bunun için 2023 seçimleri, bu süreçte Akkuyu, TOGG, Kanal İstanbul, Milli Muharip Uçak daha binlerce projenin gerçekleşmesi önemli.
Bu güne kadar Batı atı ile yol almaya çalışan Türkiye’nin ‘el atına binen çabuk iner’ darbı meseli gereği Asya devrine kapı aralandığı günümüzde medeniyet yolculuğuna kendi atıyla devam edip etmeyeceği meselesidir. Vesselam….
MİLAT GAZETESİ
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol