Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirmek için Özgür Özel’e maddi manevi büyük destek veren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, parti meclisi ve CHP yönetimine soktuğu isimlerle, perde arkasında CHP’yi yönetmeye devam mı ediyor? Parti politikalarının oluşmasında Özgür Özel’i etkiliyor mu? Ya da nasıl etkiliyor?

Siyasette ana muhalefet ile iktidar arasında normalleşmenin sağlanması için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Lideri Özgür Özel arasındaki görüşmeler yeni bir süreç başlattı. 

Anlaşılan o ki; 2028’e kadar (Bir sürpriz erken seçim olmazsa) vatandaşın önüne sandık gelmeyecek. Seçimsiz geçecek yaklaşık üç buçuk yılda Türkiye ilk sırada ekonomi olmak üzere bazı temel sorunlarını çözmek için zaman bulacak. Bu sorunların hızlı çözümünde, başta ana muhalefet olmak üzere iktidar dışı partilerin yaklaşımı da önemli.

CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetimi devraldığı 2010 yılından itibaren hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hem de iktidarı yok sayarak, karşıtlık üzerine geliştirdiği siyaset yapma tarzından, Özgür Özel’le birlikte; “Gerçekleri kabullenerek” muhalefet etme noktasına evrildi. Doğru olan da buydu. 

İktidar üzerinden devleti de yok sayarak, devleti yönetmeye talip olmanın hiçbir mantığı yoktu.

ÖZGÜR ÖZEL’İ KİMLER ETKİLİYOR

31 Mart seçimlerinin ardından, herkes CHP’de Özgür Özel’in göstermelik başkan olduğunu, asıl karar mekanizmasının İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğunu düşünüyordu. Aslına bakarsanız böyle düşünmek için çok sebep de vardı. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun Özel’e verdiği büyük destekle yenilgiye uğratılmış ve İmamoğlu bir belediye başkanı değil, parti başkanı gibi davranmaya başlamıştı. 

Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’na rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti ile başlattığı yeni strateji Özgür Özel’i bir anda “muktedir genel başkan” hüviyetine taşıdı. Ancak Özel’in, İstanbul’da İmamoğlu’nun da katıldığı bir toplantıda; Ak Parti ve MHP’yi “suç ortağı” ilan eden sert ve siyasi nezaketten uzak açıklaması; “Neler oluyor?” sorularını beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere herkes; Özel’in bu sert açıklamaları, İmamoğlu’nun etkisinde yaptığını düşündü.

CHP SORUNLARA 

KATKIDA BULUNACAK MI?

Daha önce Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya CHP’yi ziyaret ederek bilgilendirmelerde bulunmuştu. Dün de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek CHP’nin ekonomi kurmaylarıyla bir araya gelerek, yeni vergi sistemi ve genel maliye konularında görüş alışverişi yaptı.

Türkiye’nin temel sorunları için CHP’nin hem mecliste hem de siyasi arenada vereceği destek elbette önemlidir. Ancak CHP’nin içinde; Kılıçdaroğlu gibi; “İktidarla müzakere edilmez mücadele edilir” anlayışında olan bir grup var. Özgür Özel’in, İmamoğlu kontenjanındaki bu gruptan nasıl ve ne kadar etkileneceğini zaman gösterecek.

Ama CHP’nin gerçek duruşunu belirleyecek iki turnusol kağıdı var; Birincisi DEM Parti ile ilişkilerini hangi boyutta sürdüreceği. Geçmişte olduğu gibi HDP’nin devamı DEM Parti’nin doğal savunucusu olmaya devam edecek mi? İkincisi TBMM’ye gelecek olan Türkiye’nin güvenliği ve bekası ile ilgili konularda alacağı tavır ne olacak? Mesela yeni bir Libya tezkeresi geldiğinde “evet” mi “hayır” mı diyecek?

Ekrem İmamoğlu 2028’de Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için siyasette gerilimin devam etmesini istiyor olabilir. Ama gördüğüm kadarıyla CHP içindeki aklıselim düşünenler, siyasette gerilimin değil uzlaşmanın daha fazla getirisi olacağını görüyor.

İsrail’in Ortadoğu’yu topyekûn ateşe atma planlarından Türkiye’nin etkilenmeyeceği düşünülemez. Gazze kasabı Netanyahu’nun son açıklamalarından kısa bir gelecekte Lübnan’a saldıracağı sonucu çıkıyor. Lübnan-İsrail arasında başlayacak bir savaşın bölgeyi nerelere sürükleyeceğini tahmin etmek zor değil. İşte böyle zorlu bir süreçte Türkiye’nin iktidarı ve muhalefetiyle birlikte hareket etmesi çok önemli.

Yeni Akit