Kültür neferleri
- GİRİŞ11.10.2021 11:32
- GÜNCELLEME11.10.2021 11:44
Türkiye Yazarlar Birliği’nin bir toplantısı vesilesiyle Giresun’da iki gün geçirdik. Dostlarımızla hasret gidermemize güzel insanlarla tanışmamıza vesile olan buluşma çok bereketli geçti.
TYB Giresun Şubesi yeni kurulmasına rağmen çok başarılı bir organizasyonla bütün misafirleri memnun etmeyi başardı. Başkan Nazım Elmas’ın samimi ilgisi ekibinin gayretleri görülmeye değerdi.
Gönüllülük esasına dayalı çalışmaların mutfak kısmı her zaman zordur.
Vitrinde fotoğraf çekilen çoktur ama arka tarafta emek vermeye gelince sayı azalır.
Genelde bu işler birkaç yürekli adamın omuzunda yükselir. Bu adamlar yılmazlar yorulmazlar. Yıpratanlara aldırmazlar.
Gün gelir ailelerinin vaktinden alıp cemiyetin meselelerine eğilirler. Gün gelir ceplerinden harcayıp eksiği kapatırlar. Almaya değil vermeye alışkındırlar.
Bir dertleri bir davaları vardır.
Bayrak düştüğü yerden ayağa kalkacaktır buna içtenlikle inanırlar.
İnanmışlık olmasa ağır yükler çekilmez.
Hasbi olunmazsa yollar yürünmez. Zaten hesabi olanlar hemen dökülüverir.
Genelde gönüllü kuruluşlar diye tanımlanır ama biz biliriz ki kurumların gönlü olmaz.
Gönüllü olan içindeki insanlardır. Kurumlar onlarla şeref kazanır. Onlarla bereketlenir.
Ülkenin geleceği için yapılan toplantıların İçilen çayların masada sınırlı sayıdaki simit ve zeytinin verdiği mutluluğa razı olmaktır gönüllülük.
Bu kurumların çoğu manasını maddeden uzak durmakla korur. Huzur yokluktadır.
Çokça şahit olduk. Varlık insanımızı çabuk bozuyor. Niyetler bozulunca zaten zafer de olmuyor.
Sabrına sarılan bir derviş edasıyla kendisini seferden sorumlu hissedenler hedefe daha kolay varıyor.
En baştan zaferi hedefleyenler sefere de çıkamıyor.
Büyük tabelaları büyük binaları olan bütün toplantılarını beş yıldızlı otellerde yapan derneklere baktığımızda topluma hiçbir şey sunamadıklarını görüyoruz.
Mükellef sofralardan kalkıp sahaya inmek sokağa dokunmak zordur. Nefse ağır gelir.
Yakın Türkiye tarihinde hayırla andığımız vakıf insanlarının hiçbirinin denk bütçesi yoktu.
Hepsi de meselenin ruhuna talip oldukları için yokluğa rağmen cemiyete ruh aşıladılar nesilleri yetiştirecek kadrolar yetiştirdiler.
Bugün o ruhu yaşatan az da olsa kurumlarımız var şükürler olsun. TYB onlardan biri. Kervan yürüyor.
Şahsı için istikbal kaygısı gütmeden milletinin istiklali için kavga veren adamların beklentisiz gayretiyle çalışmalar sürüyor.
Dava o vatansever insanların omuzlarında yükseliyor.
Gündemler değişse de Onlar Türkçe’ye sahip çıkmaktan ülkenin eğitim ve kültür meselelerine kafa yormaktan vazgeçmiyor.
Siyaset günlük düşünür en fazla seçim tarihlerine odaklı bir planlaması vardır.
Oysaki kültür adamları bu kısır döngünün ötesinde en az yüz yıllık bir inşayı düşünür ve bu uğurda mücadele verir.
Bir ülkenin zenginliği memleket bilinci yüksek olan düşünce ve kültür adamlarına sahip olmasıyla ölçülür.
Eğer bir ülkenin münevverleri de kendi dertlerine düşüp kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmeye başlamışsa o ülke için ağıt yakmağa başlanabilir demektir.
Bu manada Türkiye’nin manzarası pek iç açıcı değil.
Neyse ki Mehmet Doğan gibi öncülerin ve TYB’de bir ideal çerçevesinde mücadele eden kültür neferlerinin varlığı umudumuzu korumamızı sağlıyor. İki gün boyunca bunu güçlü bir şekilde hissettik.
Giresun’da değerli büyüğümüz Mehmet Doğan bizlere her zaman olduğu gibi yeni ufuklar açtı ülke için çalışma azmimizi kamçıladı.
Konuşmasının özeti sayılacak şu sözünü özellikle paylaşmak isterim. ’’Zihnimiz ile oynuyorlar. Bundan sonra da oynamaya devam edecekler. Biz ise TYB olarak; zihnimizin bu toprakların kimliğine uygun şekilde sağlıklı tutmaya çalışacağız. Bütün faaliyetlerimizde bunu gözetmek zorundayız.’’
Yaşamaktan çok yaşatmaya gönül veren, sabırla azimle milletimiz ve ülkemiz için fedakârca çalışan kültür neferlerine selam olsun.
Yorumlar3