İmanın güneş yüzlü çocukları

  • GİRİŞ29.11.2021 16:25
  • GÜNCELLEME30.11.2021 09:29

Memleket ve ümmet sevdalısı iyilik gönüllüsü gül yüzlü dört güzel kardeşimizi kaybettik.

Haberi aldığımız andan itibaren içimiz yandı özümüz göynüdü.

Yiğit iken ölenlerin ardından hepimiz sarsıldık.

İçlerinden Kaan’ı çok iyi tanıyordum. TYB’de misafir etmiş, kendisiyle ortak programlar yapmış imanına ihlasına gayretine sükutundaki derinliğe halim selimliğine hızlı düşünüp üreten pratik eylemciliğine şahitlik etmiştim.

Diğer kardeşlerimizle de ezelden aşinalığımız olduğunu fotoğraflarına bakınca anladım.

İstikbalde bugünkünden daha çetinlerini vereceğimiz büyük kavgalarda cephenin en önünde çarpışacak dört kahramanımızı erken uğurlamanın derin ıstırabını anlatmakta kelimeler kifayetsiz.

Anadolu’da var olma savaşı vererek ümmet coğrafyasının dertlerine derman olma gayreti taşıyan büyük milletimiz dört soylu neferini bir günde cennete uğurladı.

Bu ani vedaya tanısın tanımasın ümmetin bütün evlatları ağladı.

Fatih Camii’ni dolduran müminlerin içlerinde ayrılık acısı gözlerinde dinmeyen yaşlar vardı.

İmanın güneş yüzlü çocukları sanki erken gideceklerini sezerek kısa ömürlerine sayısız güzellik sığdırmış.

Vefatları sonrası gündeme gelen paylaşımlarında yaratılış vazifelerinin idrakinde oldukları açıkça görülüyor.

Dünya, “ruh planında ebedî helâke” doğru giderken “nur infilâkı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik” diyen Üstad bu sözleriyle ta o zamandan Kağan’a Yusuf’a Muratcan’a Tarık’a seslenmiş sanki.

BİR MUŞTU GİBİ GİTTİLER

Dört Yusuf yüzlü de yaşıtlarının çok üstünde bir ferasetle gençliklerini insanlığa adadılar.

 İmanının izzetiyle yaşamanın hakkını başarıyla verdiler.

Omuzlarına aldıkları dava emanetine halel getirmeden ruhlarını teslim ettiler.

Hilal ufkunda helal bir ömür sürdüler.

Bir muştu gibi gittiler.

Kirliliğiyle meşhur çağ onlara dokunamadı.

Ama onları çağın yetimlerine gariplerine dünyanın dört bir yanında unutulmuş mazlumlarına dokunmasını iyi bildiler.

Dokundukları yerde bereket ırmakları akmaya başladı ayak bastıkları çöller okyanusa döndü.

Çünkü onlar tam inanmış gençtiler.

Rızayı bari için dünyanın nimetlerinden vazgeçtiler.

 Ahiret endişesini iliklerine kadar hissettiler.

 Hesaplarını ümmet üzerinden yapıp; ümmetin izzetini kendi izzetleri bildiler.

Ümmet kadar büyüdüler, ümmet kadar büyüktüler.

Son nefeslerine kadar cehenneme çevrilen coğrafyamızı ebedî cennete dönüştürme gayretinden vazgeçmediler.

Sloganla yol alamayacağımızı, konuşup durmakla ümmette faydalı olamayacağımızı anlayıp ilimde teknikte zirveyi yakalamış bir neslin yetişmesi için kendi kuşaklarına öncü oldular.

Teknoloji kampından cennet bahçelerine yürüdüler.

Uhud’un kahraman şehidi Hazreti Hamza’ya cennet gençlerinin serdarı Hz. Hüseyin’e Çanakkale Şehitlerine 15 Temmuz yiğitlerine komşu oldular.

Büyük rüyalar görüp büyük adamları örnek aldılar.

Erbakan Oldular Aliya oldular Hasan-ül Benna oldular.

Hakkın bayrağını dalgalandırıp küfre karşı durdular.

Hayatlarına özendikleri gibi iz bırakarak gittiler.

Çünkü onlar kadar fedakâr onlar kadar cesur onlar kadar yiğittiler.

Giderken de ders vermeye devam ettiler.

Şehit olabilmek için şehit gibi yaşamak gerektiğini hepimize öğrettiler.

Gönüllüyken profesyonel gibi çalışıp profesyonelken gönüllülük ruhundan vazgeçilmemesi gerektiğini gösterdiler.

Vakıf adamı olmanın ne denli büyük sorumluluk gerektirdiğine vakıftılar.

Yaşarken fidanlar yeşerttiler ölürken gözleri yaşarttılar.

Şairin ‘Yâdında mı doğduğun anlar. Sen ağlardın gülerdi âlem. Öyle bir ömür sür ki mevtin olsun sana hande, halka mâtem’’ sözündeki gibi ölümleri herkese matem oldu.

Çağın Musab’ı nasıl olunur çok iyi gösterdiler.

Onların sayesinde şimdi her gencin gönlünde Musablar yeşerdi.

Onların sayesinde şimdi şehadet bilinci içimizde ebedi diri kalacak.

Nostaljiden kurtulup bugüne gelemeyen yarını kuramayan bazı ağabeyleri gibi biz eskiden iyiydik iktidarla rehavete girdik masallarına aldırış etmeden kendi çağlarında kendi hikâyelerini yazmaktan vazgeçmediler.

“Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!” şuurunda yaşayarak zamanlara ve mekânlara sığmadılar.

Ölümleri diriliş oldu.

Hayatı güzelleştirdikleri gibi ölümü de güzelleştirdiler.

Şimdi destanlar yayılıyor mezarlarından.

Aziz ruhları şad olsun.

Canını imanına şahit kılarak yiğit iken göçen bütün gök ekinlerimize rahmet olsun.

Rabbimiz bizi Onlarla cennete buluştursun.

Amin.

Yorumlar5

  • Yunus Emre 2 yıl önce Şikayet Et
    Şu dünyada iki şeye, yanar içim göynür özüm. Yiğit iken ölenlere, Gök ekini biçmiş gibi.
    Cevapla
  • İbrahim gözcü 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah CC razı olsun Rabbim rahmet eylesin mekanları cennet olsun Rabbim ailesine sabırlar versin
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • İhh bir mücahid 2 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim izlerinden gitmeyi nasip etsin Başımız sağolsun. Allahu Teala mekanlarını cennet etsin
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Bayram BOSTANCI 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun.Rabbim şehadetlerini kabul etsin.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Orhan Boz 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat