Salih Selman’ın Sakalı!
- GİRİŞ18.07.2022 11:14
- GÜNCELLEME19.07.2022 08:47
Usta Televizyoncu ve yorumcu İsmail Halis Fetöcülerin sosyal medyayı Taraf Gazetesi’ne çevirdiğini söyledi.
Halis bu tespitinde yüzde yüz haklı. Gerçekten de 15 Temmuz’un yıldönümünde yalanlar dolanlar havada uçuştu.
Algı operasyon merkezleri tam zamanlı mesai yaptı.
15 Temmuz davalarına bakan Avukat Mehmet Alagöz de mahkemelerdeki izlenimlerini aktarırken Fetöcülerin çok rahat yalan söylediklerinin ve yalanlarını utanmadan uzattıklarının altını çizdi.
Fetöcülerin en başarılı oldukları şey algı ve aldatma. Medya güçlerini kaybetmelerine rağmen sosyal medya aracılığıyla kirli propagandalarına devam ediyorlar.
Hazırladıkları prodüksiyonlarla psikolojik üstünlük sağlamak derdindeler. Bazı muhalefet partilerinin Fetöcülerle aynı dili kullanması ülkemiz açısında çok üzücü bir durum.
Muhalif kesimin trolleri de Fetöcülerle aynı okları kullanıyor. Saldırı metotları aynı.
Özellikle itibar suikasti konusunda profesyoneller. Toplumun önünde söz söyleyen sohbeti dinlenen ki varsa bir şekilde saldırıp saf dışına atmak için inanılmaz bir çaba gösteriyorlar.
Önce öndekileri yok ederseniz geridekileri daha çabuk etkisizleştirirsiniz.
Önderi olmayan topluluklar sürüden ibarettir. O yüzden düşman okları hep öncülere gelir.
Bize düşen bu oklara karşı göğsümüzü siper edip adamlarımızı bu hainlere yedirmemektir.
Bazan gençler isim isim soruyorlar. Şu kişiyi nasıl bilirsiniz diye. Her seferinde aynı cevabı veriyorum. Sosyal medyaya bakın Fetöcüler, PKK’lılar, marjinal sol medya mensupları ve militan olacakken yanlışlıkla milletvekili olmuş bazı muhalifler bir adama saldırıyorsa o adam doğru adamdır.
Benim kriterim bu. Etraflıca tanımadığım kişilerle ilgili kanaatim bu şekilde oluşuyor.
Seçim zamanı oy tercihimde de etkili olan ana etken budur. Yukarıda zikrettiğim gruplar en çok hangi partiye ve liderine saldırıyorsa oyumu o partiye veriyorum.
Aman efendim şu eksiklikleri var da falan diyenlere merhum Erbakan Hoca gibi hadi oradan hadi oradan diyerek mührümü basıyorum.
Fitnenin sevinçten gözüne uyku girmediği zamanlardayız. Fitne her saat uyanık.
Birbirine benzemez düşmanlar birlik olmuş her cepheden ateş ediyorlar.
Bu güruh son günlerde salih bir mümin güzel bir insan olan muhterem Salih Selman hocamıza saldırmaya başladı.
Taktikler aynı. İtibarsızlaştırıp sahadan uzaklaştırmak. Saldırı yaptıkları kişileri bilinçli seçiyorlar.
Salih Beyin son yıllarda gerek sohbetlerinden gerekse örnek yaşantısından gençlerin etkilenip kendilerine yön ve yol tayin etmesi birilerinin zoruna gitmiş olmalı.
Başarılı bir doktor olan Salih Hocanın derinliğine işindeki başarısına laf edemeyecekleri için başka yerlerden vurmaya çalışıyorlar.
Aslında düşman oldukları Salih Hoca değil Hocanın savunduğu ve hayatına yansıttığı değerler. Mesele Salih Selman’ın sakalı değil.
Sakalı sünnete uygun olmasa mesela top sakalı olsaydı onlar için muteber olacaktı. Fazla uzatmak istemiyorum. Konu hepimizin malumu.
Düşman düşmanlığını yapıyor ve yapmaya devam edecek. Biz nerede duruyoruz ne yapıyoruz ona bakalım.
Safımız düşmanın karşısında dostun yanındaysa ne mutlu bize. Güzel insanları kötülük çetelerine kurban verirsek iyi insanlar iyi atlara binip gitti diye edebiyat yapmak durumunda kalırız.
Kötülere ve kötülüğe kurban verecek tek bir adamımız yok. Aynı ekipler geçen haftalarda Yusuf Kaplan’a saldırmışlardı.
Yusuf Hoca’nın yalnız kaldığını vurgulayan paylaşımını görünce içim cız etti.
Meydan yerindeki değerli isimlerin böylesi durumlarda yalnız olmalarını hissetmeleri bizim için züldür.
Herkesin ne olacak gençlerin hali diye konforlu alanlarında rahat rahat konuştuğu bir dönemde rahatını bozarak gençlerle buluşmayı konuşmayı hatta onlarla birlikte yürümeyi onlarla dertlenmeyi seçen kaç adamımız var.
Yusuf Hoca sağlığından zamanından ömründen infak ederek gençleri geleceğe hazırlamak için çırpınıyor.
On binlerce delikanlının gönlüne girdi. Şehir şehir ülke ülke yayılan ilim irfan halkaları kurdu.
Hayırlı hizmetleri her geçen gün yayılıyor.
Birileri bundan da korkmuş olmalı ki her fırsatta hocaya saldırıp duruyorlar.
Yusuf Hocayı da Selman Hocayı da diğer kıymetlilerimizi de it kopuk sürüsüne yedirmeyeceğiz.
Her zaman ve her şart altında değerlerimizi savunup değerlilerimizi koruyacağız.
Onlara her mecradan yapacağımız paylaşımlarla yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz.
Evet ben buradan hem Selman Hocaya hem de Yusuf Kaplan’a saygılarımı sunarak gönülden sesleniyorum:
Her zaman yanınızdayız güzel insanlar.
Yalnız değilsiniz!
Yorumlar7