Türkiye’de gündem oluşturucuların profesyonel şekilde yürüttüğü bir operasyon var.

 Ne zaman Gazze esaslı bir şekilde işlenmeye başlayıp bütün insanlar İsrail’e lanet okumaya başlasa birden toplumun sinir uçlarına dokunacak bir mesele köpürtülüyor ve Filistin’deki soykırımın üstü örtülüyor.

Vahdettin tartışmaları da Şeyh Said tartışmalarını da bu operasyon bağlamında okumak gerekir.

Son olarak futbol üzerinden çıkarılan fitne de belli merkezlerin organizasyonu sonucu ülke gündemine sokuldu.

Belli ki bu merkezler milletimizin hassas noktalarını iyi biliyor. O sebeple bizi hep oralardan vuruyorlar.

Türkiye’de belli başlı konular vardır. O konular ne zaman kaşınsa yer yerinden oynar. Bu oynama ne yazık ki hiçbir zaman kendi doğallığında olmaz.

Memleketimiz kadar provokasyona maruz bırakılan başka bir yer var mıdır bilmiyorum.

Kimi zaman Kürt meselesiyle kimiz zaman Alevilik üzerinden kimi zaman Abdulhamit üzerinden kimi zaman Atatürk üzerinden toplumumuz hep karıştırılmaya çalışıldı.

 Bunlar ve benzeri başlıklar ne zaman Türkiye gündeminin başına geçse içimden koca bir eyvah çekerim. Yine hain eller kirli merkezler üzerimizde oyun kurguluyor diye kahrolurum.

Milletimiz uyanık mı maalesef değil. Aklımızla değil de duygularımızla hareket ettiğimiz için çabuk gaza geliyor çabucak öfkeleniyoruz. Oysa ki yaşanılan onca geçmiş tecrübeden sonra daha mutedil daha makul daha oturaklı olmamız gerçeği bütün yalınlığıyla okumamız gerekir.

Adamlar sosyolojimizi de psikolojimizi de iyi biliyorlar. Her seferinde gol yiyoruz. Her seferinde savunmamızda zafiyetler oluşuyor.

Dün de bugün de provokasyonları yapanlar kaostan nemalanmak isteyenlerdir.

Son olaylar üzerinden birden meydan yerine atılıp olayı körükleyen şovmen ne acıdır ki şehrin kendisine emanet edildiği bir kişi.

Biraz araştırıldığında bu oyunun kurgusunda montajında da malum zatın olduğu ortaya net olarak çıkar.

Merhum Mahir Kaynak bir olay kimin işine yarıyorsa fail odur derdi. Kimin işine yaradığı apaçık ortada. Şam maymunları anında sırıtarak sahneye çıktılar.

Bu alçak tiyatrolar birilerinin ekmeğine kaymak sürerken toplumsal birliğimizi dirliğimizi paramparça ediyor.

Siyasi rant uğruna memleketi bölüp parçalayanlar bize en büyük kötülüğü yapıyor.

 Bunlara fırsat tanımamalıyız. İnşallah 31 Mart seçimlerinde irfan sahibi halkımız bu kötülük şebekesine kırmızı kart göstererek oyunlarına son verecek.

Bunu bütün kalbimizle diliyoruz. Çünkü bunların kötülüğü artık sadece İstanbul’la sınırlı kalmayıp bütün Türkiye’yi etkilemeye başladı.

Mahir Kaynak’ın çıkarımları üzerinden meselenin daha arka planına baktığımızda bu tartışmaların Siyonist terör devletinin de işine yaradığının altını çizmek gerek.

Soykırım devam ederken Gazze’yi gündemin arka taraflarına atmak insanlık adına ihanettir.

Bu oyunlara bir daha gelmemeliyiz.

Türk milleti her daim bütün imkanlarıyla Filistin’in yanındadır. Dikkatimizi dağıtanlara fırsat vermemeliyiz.

Bütün enerjimizi Filistin’e harcamak millî İslamî ve insanî sorumluluğumuzun bir gereğidir.

Bu sebeple suni, süfli, salak saçma gündemlere takılıp kalmayacağız.

Dikkatimizi dağıtanlara buyurun hep birden ana gündemimizi haykıralım.

Gündemimiz Gazze.

Gündemimiz Kudüs.

Gündemimiz Filistin.

Gündemimiz hunharca öldürülen çocuklar.

Gündemimiz alçakça katledilen kadınlar.

Gündemimiz acımasızca vurulan ihtiyarlar

Gündemimiz çalınan yarınlar.

Gündemimiz işgal edilen topraklar.

Gündemimiz vicdan.

Gündemimiz insan.

Gündemimiz inadına Gazze!