Annem öldü mü?
- GİRİŞ12.05.2024 16:49
- GÜNCELLEME14.05.2024 08:35
Anneler günü gelmiş. Tatlı bir telaşla oradan oraya koşturuyorum. Dükkanlara giriyorum hediyelik eşyalara bakıyorum.
Hangi hediyeyi alsam annem daha çok mutlu olur diye düşünüyorum.
Girdiğim dükkandaki satış sorumlusu kıza sizce ne almalıyım diye soruyorum.
Ev eşyası alın bence diyor kızacağız nazikçe. Her sene farklı bir ev eşyası aldığım için bu sefer değişiklik yapayım sürpriz olsun istiyorum.
Kuyumcuya gümüşçüye giriyorum. Ne alsam sevgimi yansıtmakta aciz kalacak biliyorum.
Ne çiçek ne ev eşyası ne altın ne gümüş. Hiçbirisi içimde büyüttüğüm sevgi cümlelerinin yanında çok değer ifade etmiyor.
Kararsızlığımı gören orta yaşlardaki irfan sahibi kuyumcu bence ablanızla istişare edin onlar annelerin dilinden daha iyi anlar diyor.
İyi fikir diyorum kuyumcuya. Teşekkür etmeyi de ihmal etmiyorum. Vakit geçirmeden ablamı arıyorum.
Anneme bu anneler gününde hangi hediyeyi alırsam daha çok sevinir diye soruyorum.
Ablam sorum karşısında kısa bir şaşkınlık yaşıyor. Sonra konuyu değiştirme telaşına girip hiç yapmadığı şekilde ülke siyasetinden sorular sormaya başlıyor.
Ben kısa cevapların sonrasında yeniden anneme hangi hediyeyi alayım diye soruyorum.
Karıncayı bile incitmekten imtina eden nahif yürekli ablamın sesi titremeye başlıyor. Kaçamak cevaplarla konuyu kapatamayacağını anlayınca kısık bir sesle annem öldü ölülere sadece Fatiha ve Yasin hediye edebiliriz diyor.
Ben dünyam başıma yıkılmış gibi annem öldü mü diye sürekli sormaya devam ediyorum. Ablam her seferinde ağlayarak evet öldü diyor.
Kan ter içinde uykudan uyanıyorum. Rüyanın tesiri uyandıktan sonra da devam ediyor. Bu sefer kendime kendi kendime annem öldü mü diye soruyorum.
Öldüğünü bilsem de evet demeye dilim varmıyor. Annem öldü mü? Evet öldü ama aradan aylar geçse de gönlüm kabullenmiş değil.
Sanki bir yerden beni izliyor ve hayır dualarına devam ediyor gibi bir his var içimde.
Birazdan telefon açsam kaldığımız yerden sohbete devam edecek gibi bir his.
Kulağımda sen bizi razı ettin Allah da senden razı olsun sözü hiç eksilmiyor. Şu akıllı telefonlar çıktı çıkalı ağız tadıyla sohbet edemiyoruz deyişini unutamıyorum.
Unutamadığım o kadar çok şey var ki. Yanık türküleri yöresel ağıtları asırlık anlatıları imtihan yüklü yaşanmışlıkları.
Tertemiz yüreğinde bütün insanlığa yetecek kadar iyilik büyüten gül yüzlü annemin öldüğüne inanmam epey zaman alacak gibi duruyor.
Işığı sönmüş evindeki bütün eşyalarda onun cennet kokusu var. Ah ki ah!
Her birinin alınış hikayesini heyecanla anlatırdı. Eline geçen her paradan yoksullar yetimler mutlaka nasiplenirdi.
İnfakın aşk derecesini onda gördüm. Başkalarına yardım etmekten ibadet neşesi duyardı.
Hüsnüzan konusunda eşsizdi. Her şeye güzel bakar güzel görürdü. Başkasının şer olarak gördüğü bir durumu bile hayra yorardı.
Kimseye hayır diyemeyen bir hayırseverdi. Çektiği çileleri tebessümle anlatacak bir olgunluğa ermiş adeta acıyı bal eylemişti.
Ölüm sohbetinden uzak durur daha çok hayata dair meseleleri konuşurdu. Latife yapmayı sever yüzleri güldürürdü.
Üzüntüsünü gizler sevgisini belli ederdi. Biliyorum bir kitap yazsam yine bitiremem onu anlatmakla.
Ömürleri kederle yoğrulmuş Anneler kuşağının temsilcisiydi.
Ne kadar zorluk varsa onlar gördü. Yoksulluğu iliklerine kadar yaşadılar. Anadolu’yu Anadolu yapan o kıymetlilerimizin hakkını ne yapsak ödemek mümkün değil.
Rabbimiz annesi hayatta olanlara uzun ömür versin göçmüşlere rahmet etsin.
Anneler günü vesilesiyle sosyal medyadan annesiyle fotoğraflarını paylaşan dostlarımıza imrenip ah çekmekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
Dünyanın bir yana annenin bir yana düştüğünü ancak annesi ölenler anlar diye düşünüyorum.
Keşke annem hayatta olsaydı ona gece gündüz hizmet etseydim diyenleri şimdi çok daha iyi anlıyorum.
Annem hayattayken Türk Edebiyatındaki anne şiirlerinden hangisini okusam bana hitap eder duygularıma tercüman olurdu.
Fakat şu anki ruh halimi yansıtacak bir şiir bulamadım. Neyse ki imdadıma kardeş Azerbaycan Edebiyatının dev ismi Bahtiyar Vahapzade’nin şu sarsıcı şiiri yetişti.
Annesi ahirette olan bütün dostlarımıza armağan olsun.
Annem öldü mü?
Ne hız ellerini üzdün dünyadan
Balanı tek koyup nereye gittin?
Nasıl yok oluyormuş bir anda insan
Sanki bu dünyada hiç yok imişsin.
Güneş gurup etti… oda karardı…
Bir anda yok oldun sen hayal gibi.
Şimdi düşünürüm senden ne kaldı.
Gönlünde hatıran kara hal gibi…
Beni boya başa yetirdin anne
Bize borçlu bildik her zaman seni
Sen beni dünyaya getirdin anne
Bense yola saldım dünyadan seni…
Sen bana beşikte ninni çalmışsın
Bugün ninni çalsam sana ben de mi?
Senin şirin şirin ninnilerini
Sana gaytarayım cenazende mi?‘
Uykun şirin olsun’ diyerdin bana
‘Uykun şirin olsun’ deyim mi sana
Gerek ben basına dönüm dolanım,
Beni hayat için hep uyutanım,
Söyle ölümçün
Nasıl uyutayım seni ben bugün?
Bu nasıl dünyadır anlayamam ben,
Cilvesi cürbecür, rengi cürbecür
Dün öz nefesiyle seni işiden
Bugün buza dönüp, tasa dönüptür
Bu nasıl dünyadır…
İnsanoğlunun
Hayali göktedir kendi yerdedir…
Sağken omuzunda hayatın yükü
Ölende ceseti çiyinlerdedir…
Bu nice dünyadır bu nice dünya
Ölüm hakikat hayatı rüya
Derdimin gamımın ortağı sendin
Niye yüz çevirdin ya niye benden? …
‘Derdin bana gelsin’ hani diyerdin
Niye dert ekledin derdime ya sen
Annem, kimse seni darıltmamıştır,
Ben seni
Ben seni darıltan kadar.
Şimdi kime açsam derdimi bir bir
Kim benim derdime yanar sen kadar?
Evin her yerinde görülür yerin
Gözüm ahtarcıdır anne ey anne
‘Ninem’ ‘hani’ diyor küçük azerin
Ne cevap verem ana ey ana
Bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir
Hayat var iken
Nefesin ey anam hala evdedir
Kendin yer altinda taşa dönmüşsün
Bugün yedin oldu…
Annem yedi gün,
Bizimle beraber ağlar odalar
Sana
Yalniz sana
Sana demek için
Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var…
Annem ısmarlandın anne toprağa
Bu ölüm sineme çekti dağ benim
Sen benim arkamda benzerdin dağa
Sanki de arkamdan uçtu dağ benim…
Ömrü başa vurdun altmış yaşında
Altmışın üstünde durup yaşında
Artık senin için durduğu zaman
Benim çün dolaşır
Gün olur akşam…
Vakit geçer sen benden uzaklaşırsın
Ben sana günbegün yakınlaşırım…
Bahtiyar Vahapzade
Yorumlar12