’’Arif Emre her ne etse, razıdır fermanına’’

  • GİRİŞ22.07.2024 15:07
  • GÜNCELLEME22.07.2024 15:08

Meclis tutanaklarını incelediğimizde geçmiş dönemlerdeki siyasi aktörlerin entelektüel birikimlerinin daha yüksek olduğunu görüyoruz.

Manifesto sayılacak konuşmalar yapılmış nezaket çerçevesinde memleket meseleleri tartışılmış. Efendim kelimesi neredeyse her cümlenin sonunda kullanılmış.

Bilgisiyle aydınlatan birikimiyle saygı uyandıran hitabetiyle muhaliflerinden bile alkış alan çok sayıda vekil geçmiş meclis kürsüsünden.

Özellikle kültüre vukufiyetlerinin edebiyata ilgilerinin yüksek olduğu anlaşılıyor.

Edebiyatın imkanlarından yararlanan siyasetçiler hem anlatmak istediklerini kolaylıkla anlatır hem de muhatapları tarafından rahatça anlaşılır.

Edebiyat konuşmayı güzelleştirir ortamı yumuşatır. Mecliste günümüzde çıkan kavgaların çoğu dil belasından kaynaklanıyor.

Dile hakim olan gönüllere girer. Dile hakim olan bedeniyle kavgaya girme ihtiyacı hissetmez. Söz ola kese savaşı der ve söyleyeceğini söyler geçer.

Bu sebeple aziz milletimizi temsil makamında bulunanlara partisi ne olursa olsun birazcık edebiyat hepinize iyi gelir demek istiyorum.

Siyasi tarihimize baktığımızda edebiyatı güçlü siyasetçilerimizin de olduğunu görürüz.

Hatta aruzla heceyle güçlü şiirler yazacak kadar meseleye vakıflar.

İşte onlardan birisi Süleyman Arif Emre. Emre milli görüş hareketinin öncülerinden kabul edilen siyaseti bir dava aracı olarak gören ve bu uğurda bedel ödeyen fedakârlık kuşağının temsilcilerinden.

Konuşmaları veciz yazıları derinlikli.   Milli manevi değerlerimizi işlediği şiirlerinde onun iç dünyasının zenginliği net bir şekilde görülür.

Özellikle Peygamberimize yazdığı ünlü sanatçılar tarafından bestelenen şiirleri hâlâ dinlenmeye gönüllerde efendimizin aşkının uyanmasına vesile olmakta.

 Geride eser bırakarak amel defterini açık tutan Süleyman Arif Emre’yi vefatının beşinci yılında Karacaahmet’teki kabri başında andık.

Siyaset gibi imtihanı zor bir alana girip geride anılmaya layık temiz bir isim bırakabilmek günümüzde kahramanlık istiyor.

 Bu arenadan binlerce kişi gelip geçti. Kaç tanesinin ölümünden yıllar geçmesine rağmen hayırla anlıyor dualar ediliyor iyi bakmak; bakmakla kalmayıp ibret almak lazım.  

Emre gibi isimler siyasetin nimet olduğu zamanlarda değil külfet olduğu zamanlarda mücadele ettiler.

Bir dertleri bir davaları vardı. O kuşağın siyasetten kazanmak gibi bir fikirleri ve gayretleri olmadı. Aksine siyasete değer kattılar haysiyet kazandırdılar.

Yine kavga günlerinde mücadele zamanlarında meydan yerine korkusuzca atılan büyük dava adamları Necip Fazıl ve Osman Yüksel Serdengeçti’nin gönüllü avukatlığını yapması da unutulmayacak bir cesaret ve fedakarlık örneği.  

Millî görüş partilerinin logolarının hazırlanmasında metinlerinin kaleme alınmasında Emre’nin emeği büyük. Kalemi güçlü olması hasebiyle Erbakan Hoca’ya yazılarıyla da önemli destek vermiştir.

 50. yılına erdiğimiz Kıbrıs Barış harekatının manifestosunu kaleme alan Süleyman Arif Emre’dir. Harekatın yıl dönümü olan 20 Temmuz gecesi hakka yürümesi de kaderin bir cilvesidir.

Kendisini hayattayken evinde ziyaret etmiş hatıralarını dinleme imkânı bulmuştum.

Gerçekten de hayırla yad edilmeye layık her daim Allah rızasını gözeten pırıl pırıl bir ömür yaşamış.

 Anma programı sonrasında yakınlarından yeni hatırlar dinleme fırsatımız oldu.

Özellikle Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı müzakere edilirken aday olması yönünde mücadele verdiğini ilk defa duydum.

Erbakan Hoca başta olmak üzere genel merkez yönetiminin çoğu Ali Coşkun isminde karar kılmış bunu deklare etmeye hazırlanmaktadırlar.

 Bu durumu öğrenen Süleyman Arif Emre hemen İstanbul’dan Ankara’ya hareket eder ve Hocanın kapısını çalar.

 Uzun ve tartışmalı bir konuşma sonrası hocayı Erdoğan’ın aday olması noktasında ikna eder. Türk siyasetinde dönüm noktası sayılabilecek bir durumdur bu.

Buna rağmen Süleyman Arif Emre yakınlarının ifadesiyle ne o zaman ne de sonrasında adaylığı noktasındaki rolünü Erdoğan’a söylemez.

Çünkü bu müdahaleyi dava cihetiyle yapmış Ali Coşkunla girilecek seçimde başarı kazanılamayacağını görmüştür.

Bir gün Millî Görüş tarihi objektif bir şekilde yazılırsa bu yaşanmışlıklar gün yüzüne çıkacaktır.

Tarihe kayıt düşmek adına bu hatırayı ailesinin müsaadesiyle paylaşmak istedim.

Bu vesileyle  ’’Arif Emre her ne etse, razıdır fermanına/

Sahibimsin, hem efendim, hem de sultanım benim’’ diyen peygamber aşığı millet ve memleket sevdalısı güzel insanı vefatının seneyi devriyesinde rahmetle ve minnetle anıyorum.

Aziz ruhu şad olsun.

Yorumlar35

  • Mustafa 1 ay önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin.Amin
    Cevapla
  • HALİL CEBECİ 1 ay önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşaallah
    Cevapla
  • Rutruso 1 ay önce Şikayet Et
    Dön baba dönelim.. Yemezler.. Herkes hesap verecek er ya da geç
    Cevapla
  • Bir Kul 1 ay önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun inşallah
    Cevapla
  • Üsküplü 1 ay önce Şikayet Et
    Allah rahmet etsin mekanı cennet olsun böyle yüce gönüllü insanlar çok azaldı dünyamızda
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat