"Hâlâ buradayız/ Taşıyoruz sonsuzluğun yükünü." (Mahmud Derviş)

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes nihayet gerçekleşti. 470 gün boyunca sivillere saldıran İsrail soykırımcı katil bir devlet olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Çocuklara, yaşlılara, hastalara, doktorlara saldırarak Nazilerden daha zalim olduklarını ispatladılar. 
On binlerce cana kıydılar. Öldürdükçe kaybettiler. Bütün milletlerin nefretini kazandılar.  Hangi dinden hangi ırktan olursa olsun vicdan sahibi herkes mazlumların yanında durdu. 
Emperyalist devletlerin Siyonistlere sınırsız destek vermesine rağmen halkların kalbi her daim Gazellilerle attı. Meydanları doldurarak Filistinlilere destek veren güzel yürekli insanlar insanlık adına en güzel fotoğrafı verdi. 

Kan dökücü İsrail bundan sonra da kaybetmeye devam edecek. Zulümle abad olunmayacağını herkes görecek. Bugün değilse bile yarın muhakkak işlediği suçların hesabını verecek. Kimin arkasına saklanırsa saklansın kimden destek alırsa alsın bir gün coğrafyamızdan da sökülüp atılacak. 

İsrail sadece Filistin’in değil bütün insanlığın ortak düşmanıdır. Bölgeye huzur ve barış ancak yerleşimci denilen işgalcilerin geldikleri yerlere dönmesiyle mümkün olacaktır. Her anlarını korkuyla yaşayan en ufak patlamada sığınaklarda soluğu alan lanetli topluluğun hali ortadadır.

Allah’ın vaadi haktır. Hiç şüphesiz batıl yok olacaktır. Aziz şehidimiz Ahmed Yasin’in buyurduğu gibi "Zayıf hiçbir zaman zayıf olarak kalmaz; güçlü de hiçbir zaman güçlü olarak kalmaz"

 Üç füze atıldıktan havaalanlarını doldurup yakaladıkları ilk uçakla kaçmaya çalışanları gördük. Korkunun ecele faydası yok. Vatanları işgal edilen sevdikleri katledilen Filistin’in korkusuz çocukları herkese ve her şeye rağmen topraklarını söke söke alacak bayraklarını özgürce dalgalandıracaklar. 

Buna inanmayanlar tonlarca bombadan sonra sokaklara dökülüp düşmana meydan okuyan Gazze’nin korkusuz çocuklarının gözlerine baksınlar. ‘Evimi çocuklarımı neyim varsa hepsini feda ettim yine de dimdik ayaktayız’ diyen Filistinli kahramanın kadının haykırışını izlesinler. 

Gazze’den sonra kahramanlık tanımının güncellenmesi gerekir. Çünkü bu cesur halkı anlatmaya bildiğimiz kahramanlık tanımları yetmemektedir. 

Düşmanın orantısız gücüne rağmen kutsal bir inatla topraklarını terk etmeyen vatanlarına sarsılmaz bir aşkla bağlı olan bu millet yeryüzünün en asil milletidir. 
Tüm baskılara yıldırmalara ve tehditlere rağmen dillerinden ’’Kılıcı kılıca dayayınız biz Muhammed Dayf’ın adamlarıyız’’ sloganını düşürmeyen bu soylu halka sadece saygı duyulur. 

Ümmetin izzetini ve şerefini muhafaza eden bu yiğitlerin destansı mücadelesi muhakkak nesilden nesile anlatılacaktır.

Düşman bitirmeye çabaladıkça onlar yeniden dirildiler. Aslanlar gibi vuruştular şereflice direndiler. Elleri ayakları koptuğu halde isyan etmek yerine uzuvlarımız bizden önce cennete gitti diye tevekkül eden bir halk yenilmezdir. Düşmanı dize getiren muazzam direnişlerin ardından büyük zaferler muhakkak gelecektir. Doğan her çocuğu Musa müjdesiyle karşılayan Gazzeli annelere selam olsun.

Şairin dediği gibi bir Filistin vardı bir Filistin gene var. Ölümü öldüren bu yiğitler var oldukça Filistin ebediyen var olmaya devam edecek. 

Bize düşen şimdi Gazze’nin yaralarının sarılması noktasında üzerimize düşeni yapmaktır. 

Şehirlerin eskisinden daha güçlü hale gelmesi ve muhtemel saldırılara karşı uzun süre dayanabilecek donanımın sağlanması noktasında seferber olacağız. 
Ümmetin Gazze karnesi pek parlak değil. Bu imtihandan alnımızın akıyla çıkmamız için Rabbimiz bize şehitler yurdunun yeninden inşası ve ihyası noktasında bir imkân sunuyor. Şimdi yaraları sarma ve kardeşlerimize sarılma zamanı.

Gazze yıkıldı ama yenilmedi. Allahu ekber ve lillâhil hamd” 

Cümle şehitlerin omuzlarında kardan aydınlık sabahlara kavuşmak için her alanda direniş devam ediyor.

Şeyh Ahmet Yasin, Abdulaziz Rantisi, İsmail Heniyye, Yahya Sinvar başta olmak üzere bütün şehitlerimizin aziz ruhları şâd olsun.

Mahmut Bıyıklı / Haber7