Çanakkale’yi ebedileştiren yazar!

  • GİRİŞ14.03.2025 09:35
  • GÜNCELLEME14.03.2025 09:35

Çanakkale haftası vesilesiyle neler yapılabilir diye sorulduğunda iki başyapıtın mutlaka okunarak ve okutularak işe başlanması gerektiğini salık veriyorum.

Birisi milli şairimizin Çanakkale Şehitleri’ne şiiri diğeri usta yazar Mehmet Niyazi’nin Çanakkale Mahşeri isimli eseri.

Akif’imizin şiirini öğrencilerimize şimdilik anlamadıkları bazı kelimeler olsa bile ezberletmenin faydalı olduğunu düşünüyorum.

Şiirle gençlere ruh aşısı yapabilir romanla da bilinçlenmelerini sağlayabiliriz.

Çanakkale’de gerçekleşen çetin savaşların ayrıntılı olarak bilinmesinde o zor günlerde milletimizin yazdığı eşsiz destanın anlaşılmasında Mehmet Niyazi’nin kaleme aldığı Çanakkale Mahşeri isimli şaheserin büyük faydası oldu.

Çanakkale’de tarih yazan kahramanlara olduğu kadar Çanakkale’yi yazanlara da minnet borçluyuz.

Tarih yazmak da tarihi hakkıyla yazmak da herkese nasip olmaz. Kültür tarihimizde Milli şairimiz Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitleri’ne şiirinden sonra konuyla ilgili edebî ve derinlikli bir eser kaleme almak Mehmet Niyazi’nin payına düştü.

Edebiyata giren ebediyete intikal eder. Şiirde Akif, romanda Mehmet Niyazi Çanakkale’yi ebedileştirdi.

Süleyman Nazif, Akif’in Çanakkale Şehitleri’ne şiirini okuduktan sonra, “Allah’ın şehitleri olduğu gibi Allah’ın şairleri de vardır.” demiştir. Nasıl ki Akif Allah’ın şairlerinden biriyse, Mehmet Niyazi de Allah’ın muharrirlerinden biridir.

Devlet o dönemde destansı savaşın topluma anlatılması ve edebiyata geçmesi amacıyla çok sayıda şair, yazar ve gazeteciyi Çanakkale’ye götürdü. Fakat gidenlerden beklenen metinler çıkmadı.

Gidenlerin yapamadığını, o dönemde Yemen çöllerinde olan Mehmet Akif yaptı.

Çanakkale Harbi’ni haber aldığında, muhteşem şiirini yazmaya başladı. Kudretli şair Çanakkale’yi görmeden etkili ve sarsıcı bir şiir kaleme aldı.

 Mehmet Niyazi de Akif’ten onlarca yıl sonra aynı hissiyatla tarihin dönüm noktalarından birisi sayılan büyük zaferi romanlaştırdı.

Böylelikle Türk tarihinin en önemli zaferlerinden birini edebiyat aracılığıyla ebediyete taşıdı.

ÇANAKKALE DAHA ÇOK YAZILMALI

Mehmet Niyazi Bey, kendisiyle yaptığım bir söyleşide, Çanakkale hakkında yazılanların yeterli olmadığını, Türk çocuklarına hitap edecek şekilde daha çok roman ve piyes yazılması gerektiğini söylemişti.

Gerçek olmayan bilgilerle hamaset yapmaya gerek olmadığını, zaten yazılacak eserleri besleyecek kadar derinlikli hikâyelerin olduğunu hatırlatmıştı.

Ona göre, 253 bin şehit için 253 bin roman yazılabilmeliydi.

Zaferlerin, sadece sembol isimler üzerinden anıtlaştırılmasının, bir milletin kolektif şuurunu ortaya çıkarmaya engel olduğunu, Çanakkale denince insanımızın yalnızca birkaç kumandanı ezbere bilmesinin yeterli olmayacağının altını çizmişti.

Sadece birkaç isim üzerinden Çanakkale’yi okumanın yeterli olmayacağını Esat Paşa’yı, kardeşi Vehip Paşa’yı ve Mehmet Ali Paşa’yı mutlaka öğretmek gerektiğini düşünüyordu.

Tarihin dönüm noktası sayılacak büyük savaşlar ve önemli günlerle ilgili ciddi eserler vermek gerektiğini ve bunu aydınların vatani görev olarak üstlenmeleri gerektiğini söylüyordu.

Yapılan kuru anmalar ve resmî törenlerle yeni nesle ulaşılamayacağı konusunda uyarıyor bunun için ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde kahramanların hikâyelerinin işlenmesini tavsiye ediyordu.

NİTELİKLİ ESER İHTİYACI

Mehmet Niyazi, Çanakkale hakkında çalakalem yazılan, edebî değeri olmayan, sadece satış amacıyla çıkarılan ve birbirinin kopyası olan kitaplara öfkeliydi. Bu şuursuzluğun, Çanakkale gibi büyük bir davayı sulandırdığını iddia ediyordu.

Çanakkale hakkında edebî değeri yüksek eserler ortaya koyamamanın anlaşılır bir şey olmadığını ifade ederken Batı’dan şu örnekleri veriyordu:

“Napolyon hakkında 99 bini aşan eser yazılmış. Napolyon tarihe gömüldüğünden bugüne kadar geçen sürede, her güne 1,5 eser düşüyor. Ya da Goethe hakkında 22 bine yakın eser var. Türkiye’de Çanakkale hakkında ise yalnızca 23 eser var ve bunların da 3-4 tanesi yabancılara ait. Bizim hikâyemiz bu işte. Dört başı mamur bir eser ortaya koyamıyoruz.”


ÇANAKKALE HATIRASI

Çanakkale ile ilgili anlatılan birçok menkıbe ve efsane var. Ancak gerçekten yaşanmış olan hadiseler arasında kendisini en çok etkileyeni sorduğumda şu hatırayı paylaşmıştı:

“Vositlo isminde bir kurmay yarbay var. Mecidiye tabyasının kumandanı. Seyit Onbaşı, 214 kiloluk top mermisini kaldırdığı esnada sipere geçmiş, dürbünle bakıyor ve ‘Schiff, Schiff, Schiff…’ diye bağırıyor. ‘Schiff’, Almanca gemi demek. Seyit Onbaşı, mermiyi atıyor ve Ocean zırhlısını perişan ediyor.

Tabii, o dönmeye başlayınca diğer gemiler ‘Bize çarpmasın!’ diye bağırmaya başlıyor. Daha önce İsmail Hakkı, Nusret Mayın Gemisi ile 110 mayın döşemişti Karanlık Liman’a. Gemiler o Karanlık Liman’a doğru gidiyor ve patlamaya başlıyor.

İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Bizim küçücük aklımız bunu anlamaya yetmez. Ama orada Seyit Onbaşı, üç mermi atıyor. Birincisi uzağa gidiyor, ikincisi yakına gidiyor, üçüncüsü ise geminin su kesiminin biraz altına isabet edince gemi dönmeye başlıyor.

Etrafındaki büyük gemiler ondan uzaklaşmaya çalışıyor. Böylece Karanlık Liman’a, İsmail Hakkı Bey’in döşediği mayınların üzerine giderek patlamaya başlıyorlar.”

MİLLETİNE BORCUNU ÖDEDİ

Çanakkale’yi hatırlarken Mehmet Niyazi’yi de mutlaka hayırla anmak gerekiyor.
Yaptığı çalışmaları milli bir ödev olarak gören Niyazi, hayatı boyunca Türk milletinin menfaatine olan çalışmaların içinde bulunmuştur.

Milletimizin hangi alanda eksikleri varsa, o boşluğu doldurma sorumluluğunu hissetmiştir.

Gençlik yıllarında Millî Türk Talebe Birliği’ne girmesi ve yönetimin milliyetçi gençlerin eline geçmesinde onun önemli bir rolü vardır.

Daha sonraki yıllarda, yerli ve milli yazarların eserlerinin basılıp okurla buluşması konusunda yayınevi ihtiyacı doğunca Mehmet Niyazi bu hususta da elini taşın altına koyarak üzerine düşeni yapmıştır. Millet namına nerede bir boşluk görmüşse orayı doldurmaya çalışır.

 Nurettin Topçu, bir yazısında, Türk devlet felsefesinin yazılması gerektiğini ve bunu bir vatan evladının üstlenmesinin elzem olduğunu vurgular.

Bunun üzerine Mehmet Niyazi, bu tavsiyeyi emir telakki edip Almanya’ya gider. Türk devlet felsefesini yazmak için yola çıkan bu idealist adam burs bulamamasına rağmen hedefinden vazgeçmez.

Hem inşaatlarda çalışır hem de kütüphanelerde Türk devlet felsefesi konusunda araştırmalarını yapar.

Yürekten bağlı olduğu Türk milletine kendisini her zaman borçlu hisseder. Sadece Çanakkale değil Plevne ve Yemen başta olmak üzere tarihî hadiselerin yeni nesillere aktarılması konusunda da vatansever bir yazar olmanın sorumluluğuyla muazzam romanlar kaleme almıştır.

Mehmed Niyazi, bayrağımızı cenk meydanlarından alıp kültür cephemize diken sancaktarlardan biridir. O olmasaydı, Çanakkale’yi, Yemen’i, Plevne’yi, Kanije’yi yeni nesiller hakkıyla tanıyamayacak, Türk milletinin tarih sahnesindeki yiğitliğini, düşmanına bile merhametle yaklaşmaktaki titizliğini öğrenemeyecekti.

KÜLTÜR DERVİŞİ

Kütüphaneleri yurt edinerek kitaplardan kendisine bir dünya kurmuş olan Niyazi Özdemir, hakkında sağlam bir eser yazılmasını fazlasıyla hak eden bir şahsiyettir. Hayatı ve hatıraları da eserleri kadar okuyanlara yeni ilhamlar verecek örneklik teşkil edecektir.

Okumak ve yazmak, onun hayatının bir parçasını değil tamamını kuşatmıştır. Öyle ki bir dönem, dışarı çıkıp vakit kaybetmemek adına saçlarını sıfıra vurdurmuş, böylelikle berbere gitmek için harcayacağı vakti de okumaya ve yazmaya ayırmıştır.

Dünyaya kanmadan dünyalığa aldırmadan kültür dervişi olarak yaşamış, ömrünü milletine adamıştır. Eserleriyle her zaman yolumuzu aydınlatıp ufkumuzu açmıştır.
 

Çanakkale’nin şanlı şehitlerine komşu olsun İnşallah.

Yorumlar4

  • Sezai Refik 4 saat önce Şikayet Et
    Rahmetli dedemin kardeşi büyük amcamız Bursa Yenişehir Dereköyünden İmamoğlu ( Haliloğlu ) Halil Çanakkalede kalmış resmi kayıtlarda yok mezarının da olup olmadığını bilmiyoruz ?!
    Cevapla
  • Yavuz Sultan Selim 4 saat önce Şikayet Et
    Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda, İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed'in yattığı yerdir. Necmeddin Halil Onan Dur Yolcu şiirinden !..
    Cevapla
  • Karahan 6 saat önce Şikayet Et
    Rabbim gani gani rahmet eylesin nurlar içinde yatsın İnşallah. Tüm şehitlerimiz ile birlikte...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Melahat Yılmaz 12 saat önce Şikayet Et
    Her okuduğumda ayrı bir etki bırakan Çanakkale Mahşerini bütün lise talebelerine okutmalı
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat