İstanbul ihmale gelmez!

  • GİRİŞ24.04.2025 09:11
  • GÜNCELLEME24.04.2025 09:34

Tarih boyunca nice badireler atlatan Aziz İstanbul’umuz, yeni bir depremle daha sarsıldı. Ancak her zamanki gibi, suni gündemlerin gölgesinde bu hayati gerçeği yine yeterince tartışamıyoruz. Toplum olarak dikkat dağınıklığımız had safhada; asıl meselelerimize odaklanmakta zorlanıyoruz.

Ülkemiz, ihmal ettiği her konunun bedelini her zaman ağır ödedi. Takdire boynumuz kıldan incedir ama tedbiri elden bırakmamak gerekir. “Hazırlıksız yakalandık.” cümlesini artık sözlüğümüzden çıkarmalıyız. Bunca uyarıya rağmen gerekli çalışmaların yapılmaması kabul edilebilir bir durum değildir.

 

Son yaşadığımız deprem, eksikliklerimizi bir kez daha ortaya koydu. Fert olarak da devlet olarak da radikal adımlar atmamız gerekiyor. Suçu hep başkasına atarak problemleri çözmemiz mümkün değildir. Herkes üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirmelidir.

Deprem esnasında Fatih’te kalabalık bir meclisteydim. Maalesef hiçbirimiz sarsıntı anında uzmanların uyarılarına uygun davranmadık. Sonrasında yaptığımız değerlendirmelerde, bireysel hatalarımızın hiç de az olmadığını gördük. Sadece deprem anında değil, öncesinde de birey olarak sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz ortaya çıktı.

Can havliyle sokağa çıkan vatandaşımız, binasının çürük olduğunu kendisi itiraf ediyor. O halde neden orada yaşamaya devam ettiğini sorduğunuzda verilen cevaplar tatmin edici olmaktan uzak.

Dün sarsıcı bir şekilde gördük ki İstanbul ihmale gelmez. Yıkım olmamasına rağmen trafikteki kilitlenme ve iletişim altyapısının çökmesi, şapkalarımızı önümüze koyup muhasebe yapmamızı zorunlu kılıyor. “Allah beterinden saklasın.” demekle yetinmemeli, “Daha beterine hazır mıyız?” sorusunu sormalıyız.

BECERİKSİZ BELEDİYE

İstanbul’un başına gelebilecek daha büyük bir felaketin, sadece bu şehir için değil tüm Türkiye için geri dönüşü olmayan yıkıcı etkileri olacağı ortadadır. Ekonomik olarak güçlü devletlerin bile altından kalkamayacağı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu nedenle İstanbul’un deprem politikasını her yönüyle devlet belirlemeli ve merkezden yürütmelidir.

İstanbul yıllardır belediyesiz kalmıştır. Şehre kendini adamış, köklü sorunlara köklü çözümler getirecek bir başkandan mahrumuz. Göreve geldiği günden bu yana İstanbul dışında her şeyle ilgilenen, şehrin geleceğini kendi şahsi kariyer planları uğruna göz ardı eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Ne yazık ki taş üstüne taş koymayan bir beceriksizlik görüyoruz.

Belediyenin kaynakları şahsi reklamlar için heba ediliyor. Esenler Belediyesi’nin kentsel dönüşümdeki gayretinin binde birini büyükşehirde göremedik. Toplanma alanlarını dahi yandaşlara peşkeş çeken, kafe yaptıran bir anlayışla karşı karşıyayız? Bu adamların ne deprem ne şehir umurunda.

Rahmetli Münevver Ayaşlı’nın şu sözü akıllarda yer etmiştir: “İstanbul’un başında öteden beri üç bela vardır: zelzele, yangın ve belediye başkanları.” Görüyoruz ki bugün de bu gerçek değişmemiş.

Vatandaş gerçeği geç de olsa görüyor. “Ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim.” Bu ifadeyi dün her gittiğim yerde duydum. Akşam eve dönerken bindiğim takside Karadenizli bir şoför, “Kentsel dönüşüm yapacak adam gibi adam yerine göstermelik kent lokantası açan adama oy verdim, kafamı kırayım daha iyi.” dedi. Ben de “Kafana sahip çık, bir oy bir oy. Gelecek seçimde lazım olur.” dedim, gülüştük.

MİMARLARIN UYARISI

Deprem gündeme gelince aklıma Turgut Cansever gelir. Merhum, şehirleri ve nesilleri dert edinmiş, Deprem Çalışma Grubu’nu kurarak uyarıcılık vazifesini yapmıştı. Onun hazırlattığı raporlar bugün de istifade edilecek nitelikte. Cansever, İstanbul’u ayağımızın altındaki bir uçurum olarak görüyordu.

Ona göre büyük bir depreme hazırlıksız yakalanırsak geleceğimiz de yıkıntılar altında kalacaktı. Çağrısına kulak verilip verilmediğini bilmiyoruz ama bugün o uyarılara kulak verme zamanı.

Cansever gibi dertli aydınlarımızın, mimar ve şehircilerimizin söylediklerine dikkat kesilmek zorundayız. Bunlardan biri de uzun zamandır takip ettiğim bir isim olan Mimar Serkan Akın. Dün depremin ardından şu uyarıları yaptı:

“Konut inşasında betonarme tek alternatif değildir; bu ısrardan vazgeçmeliyiz. Ev ve mesken ihtiyacını apartman yaparak karşılayamayız. Çünkü apartman dairesi ev değildir. Anadolu şehirlerini büyütmeden şenlendirmeli ve Anadolu’ya tersine göçü müstakil evlerle özendirmeli ve desteklemeliyiz.

Ülke ölçeğinde planlama ile, herkese kendi evini yapabileceği arsaların satışa ve başkasına devre konu olmayacak şekilde tahsisi sağlanmalıdır. Şehir yasası çıkarmalı ve şehri yeniden tanımlamalıyız. Doğal malzeme ve geleneksel teknik ile ev yapmayı, toplumun tüm katmanlarının gündemine almalıyız. Kentleri büyütmekten ve büyük kent yaklaşımından acilen vazgeçmeliyiz. Kentler ve büyük kentlerde, bırakın afet ve krizleri, trafik ve kiracılık dahil hiçbir sorunu çözemeyeceğimizi anlamalıyız.”

Bu uyarılar bir kulaktan girip öbüründen çıkmasın. Bu defa ders alalım, bu defa gereğini yapalım.

Büyük deprem olmayacak diyen Şener Üşenmezsoy’a da, büyük deprem kapıda diyen Naci Görür’e de kulak verelim. Ruh halimizi Üşenmezsoy’a göre düzenleyelim ama şehrimizi Görür’e göre hazırlayalım.

Unutmayalım: İstanbul ihmale gelmez!

MAHMUT BIYIKLI / HABER7

 

Yorumlar53

  • Hüd Hüd 2 saat önce Şikayet Et
    Artık zamanıdır, İstanbul’dan göç etmek isteyene ve sanayi tesisini taşımak isteyene devlet maddi destek ve teşvik verilmelidir. Bir şartla Ankara, İzmir, ant, Bursa, Adana vb yerler teşvik dışı kalmalı.
    Cevapla
  • Faruk 2 saat önce Şikayet Et
    Beceresizlik değil, ihanet. Hizmet etmeği bilmemiş, hizmet hariç herşeyi bilmiş.
    Cevapla
  • Vatandas 2 saat önce Şikayet Et
    Bizim insanlarimiz hic bir sey yapmasada gider yine onu secer bu cahilligin en önde gidenidir. CHP Milletvekili kendisi itiraf etti canli yayinda, hic bir sey yapimiyoruz ama secmenlerimiz bizi seciyor demisti. Bu bana yeter daha söze gerek yok.
    Cevapla
  • cll 2 saat önce Şikayet Et
    Bunların ! yaptığı inşaatların tamamının Deprem Yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığı kontrol edilmeli ve halk bilgilendirilmelidir. Su saatten sonra her şeyi beklerim ben
    Cevapla
  • Şefik 3 saat önce Şikayet Et
    Maalesef dediğinize katılmıyorum. Ekreme oy verenlerin %1 anca pismandir. Gerisi aynı kafa. İspatını söyleyin. Dün Tramvayda birisi şöyle diyordu ''Adamin deprem projeleri vardı, yaptirmadilar Silivri' ye kapattılar''. O yüzden millet pişman sanmayın. Geçen seneki seçimden öncede pişman diyordunuz ama gidip bile bile onu seçtiler. Artık toplumun savruldugunu anlayın
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat