Erdoğan’ın gövde gösterisi ve ‘Türkiye Yüzyılı’ söyleminin kodları
- GİRİŞ29.10.2022 09:41
- GÜNCELLEME31.10.2022 08:29
AK Parti’nin Ankara Kapalı Spor Salonu’nda yaptığı ‘gövde gösterilerini’ 2012’den beri izliyorum.
Bu kaçıncı oldu bilmiyorum ama 10 olmadıysa bile ona yakındır.
Genelde kongreler için toplanılan bu mekanda bu defa, üretilmiş bir kavram olarak gerçekten de ‘yüzyılın icadı’ gibi duran, ‘Türkiye Yüzyılı’ buluşmasını izlemek üzere hazır bulundum.
Aradaki fark şuydu:
Daha önceki toplantıların hepsinde, AK Parti Genel Başkan Yardımcılarından birinin esprili bir şekilde ‘Ova’ diye tabir ettiği zemin kısmında, partinin önde gelen isimleri, bakanlar, belediye/il başkanları, delegeler falan otururdu.
Bu defa onlar için tribünde yer ayrılmıştı.
‘Ova da’ ise, basın mensupları, gaziler vs. den oluşan parti harici davetliler hazır bulundu.
3,5/4 AYDIR YAŞANMAKTA OLAN TOPARLANMA, AK PARTİ DE MORALLERİ ARTIRMIŞ
Zaman zaman hafızamı yoklayıp, 2012’den bu yana git/geller yaparak salondaki ‘coşku baremini’ ölçmeye çalıştım.
2021 yılının sonlarından başlayarak yaz aylarının başına kadar geçen süre AK Parti iktidarının 20 yıllık tarihinin zorlu dönemeçlerinden birine tekabül ediyor.
Enflasyon ve hayat pahalılığının ürettiği sonuçlar anlamında bunu söylüyorum.
Bununla birlikte Temmuz ayından başlayarak son 3,5/ 4 ay içerisinde ekonomi de hemen hemen bütün rakamlar yansıyan toparlanma, dış politika da Erdoğan’ın sergilediği küresel liderlik ve bunun yansımaları güçlü bir moral ve motivasyon getirmiş.
Bunu nereden çıkartıyorum?
Erdoğan’ın salona doğru gelmekte olduğu anın görüntülerinin dev ekrana yansımasıyla başlayan, konuşma boyunca uzun süre devam eden coşkulu atmosferden yola çıkarak bunu söylüyorum.
2023 yolunda moral ve motivasyon zayıf olsaydı, bu bir yerden kendini belli ederdi mutlaka.
Ama hayır, baştan sona o güçlü atmosferin kendini sık sık tekrar ettiğini gözlemlediğimi söylersem burada bir abartı olmaz.
TÜRKİYE YÜZYILI NE DEMEK?
Peki, Türkiye Yüzyılı derken ne anlamalı, nasıl okumalı?
Erdoğan’ın 1,5 saati aşan konuşması, bu güçlü kavramın içeriğini anlamlandırma anlamında başlı başına bir referans olarak görülebilir.
AK Parti’nin, biraz daha üst ölçekte Cumhur İttifakı’nın geçmişe ve gelecek yüzyıla bakışını yansıtan bir giriş yaptı Erdoğan konuşmasına.
Anadolu topraklarındaki varlığımızın 900 yıllık tarihine referanslar yaptı.
Alparslan’dan, Fatih Sultan Mehmet’ten, Gazi Mustafa Kemal’den referanslarla ilerleyip Özal, Demirel, Ecevit, Türkeş, Erbakan’dan pozitif atıflarla söz etti.
“Cumhuriyetimizin birinci asrının son yılına girmeye hazırlandığımız şu günde, Türkiye Yüzyılının ahdi için bir araya geldik” ifadesini kullandı.
AK Parti’nin kuşatıcı ve kucaklayıcı yaklaşımından hareketle;
-İnancından dolayı dışlanan Müslümanın…
-Dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürdün…
-Meşrebinden ötürü baskı gören Alevinin…
-Haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hristiyan ve Yahudinin…
Kısaca bu ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa herkesin yanında olduk, mücadelesine destek verdik, kayıplarını telafi ettik” dedi.
TÜRKİYE YÜZYILI DERKEN NE KASTEDİLİYOR DİYENLER ŞAKİR ZÜMRE REKLAMINA BAKMALI
Erdoğan iki yerde konuşmasına ara verdi.
İki reklam filmiydi bu.
Biri ‘Makas Koleksiyonu’nu anlatan reklam filmi,
Diğeri, Şakir Zümre’nin trajik hikayesinden yola çıkarak o dönemle günümüzü karşılaştıran reklam filmi.
1200 makas, 1200 açılış anlamına geliyordu.
İkinci reklam filmi ise, Türkiye Yüzyılı kavramını anlamak için çok iyi seçilmiş bir hikayeyi anlatıyordu.
Şakir Zümre’nin kurduğu bomba fabrikasının ilerleyen yıllar içerisinde nasıl olup da, bir soba fabrikasına dönüştüğünün trajik hikayesini anlatıyordu bu reklam filmi.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’dan gelecek yardımlara endeksli bir yönelim olunca, bomba fabrikasının devlet zoruyla soba fabrikasına dönüşmesi…
Reklam filminin sonlarında ise, aynı türden baskılara prim vermeden, cesaretle, dirayetle, kararlılıkla ve yine Erdoğan’ın liderliğinde Savunma Sanayii alanında kaydedilen ilerlemelere atıf yapılıyor.
Türkiye Yüzyılı tabirini bundan daha iyi anlatabilecek bir reklam filmi olabilir miydi bilemiyorum.
Şakir Zümre’nin ve yaptıklarının başına gelenlerin başka örneklerinin olduğunu da biliyoruz.
Nuri Killigiller’in, Nuri Demirağ’ların başına gelenler örneğin.
Erdoğan’ın konuşmasının bir yerinde yaptığı atıftan yola çıkarak, bir üst lige, hatta en üst lige çıkıp orada kalmak ile, alt liglere geri düşmek arasındaki farkın ne olduğu, savunma sanayii alanındaki devrimler üzerinden kolaylıkla anlaşılabilir.
Yorumlar11