TOKİ Başkanı Ömer Bulut: İlk etapta 30 bin, Haziran’a kadar 100 bin konuta başlıyoruz
- GİRİŞ13.02.2023 08:15
- GÜNCELLEME13.02.2023 14:29
Üç gün boyunca arazide incelemeler yapan Hacettepe Üniversitesi’nden Jeoloji profesörü Candan Gökçeoğlu, ayrı ayrı zamanlarda 7 ve üstü büyüklükte deprem beklenen Kahramanmaraş fayı ile birlikte Amanos fayının aynı anda kırıldığını söylüyor.
Bu yeni bir bilgi.
Dolayısıyla denebilir ki, Hatay, İskenderun ve civardaki yıkımın asıl müsebbibi, Pazarcık fayı değil, eş zamanlı olarak kırılan Amanos fayı.
Arada o kadar mesafe varken, Kahramanmaraş depremi Hatay bölgesinde neden bu kadar fazla etkili oldu sorusu da bu şekilde cevap bulmuş oluyor.
Candan hocaya bunun başka örneği oldu mu, yani aynı anda 7’den büyük deprem kapasitesine sahip iki ayrı fay hattının kırılması şeklinde bir durumun örneği var mı, diye sordum.
Az düşündükten sonra, “Dünyada örnekleri var ama bizde yok” diye cevap verdi.
Deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmalarından sonra yürütülmekte olan en önemli iş, hasar tespit çalışmaları.
Binlerce uzmanın katılımıyla bu çalışma çok hızlı bir şekilde sürüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un 11 Şubat akşamı verdiği rakamlara göre;
10 ilde, 171 bin 882 bina, incelendi.
Bunların içinde, 24 bin 921 binada, 120 bin 940 bağımsız bölümün (yani konut) yıkık, acil yıkılacak veya ağır hasarlı olduğu tespit edildi.
10 ilde incelenen binalardan 122 bin 279 yapıda bulunan 729 bin 435 konutun az hasarlı veya hasarsız durumda olduğu belirlendi.
(Geri kalan 24 bin 682 konutun orta hasarlı olduğu anlaşılıyor)
Bakan Murat Kurum’un verdiği önemli bir bilgi daha var.
Yıkılan binaların yüzde 95’i, 2000 yılından önce inşa edilmiş olan binalardan oluşuyor.
Geri kalan yüzde 5’i mutlaka ihmal etmemek gerekiyor tabi ancak, bu bilgi her durumda önemli.
Demek ki, yapılması gereken şey çok açık.
Yapı stokumuzu hızlı bir şekilde yönetmeliklere uygun şekilde yenilemek.
Özellikle, güçlü deprem riskinin yüksek olduğu yerlerde.
Kentsel dönüşüm projelerine hız vermek, gerekirse gönüllülük esasından vazgeçip, zecri tedbirlere başvurmak.
Bu konuda belediyelere de büyük iş düşüyor.
TOKİ EVLERİNE NEDEN BİRŞEY OLMADI? TOKİ BAŞKANI ÖMER BULUT ANLATIYOR
TOKİ tarafından son 20 yıl içinde yapılan konutlar, depremi yıkılmadan, hatta ciddi bir hasar almadan atlattı.
Depremlerin vurduğu 10 ilde TOKİ, toplam 133 bin 759 adet konut yapmış.
Bunların hiçbirinin zarar görmemiş olması, bu işin bir sırrı olmalı dedirtiyor.
Hem bu konuyu, hem de deprem bölgesinde yürütülecek yeni konut seferberliğiyle ilgili sorularımı yöneltmek üzere aradığımda, TOKİ Başkanı Ömer Bulut, Gaziantep’teki TOKİ konutlarında kalan aileleri ziyaret halindeydi.
Bu konuyla ilgili şöyle dedi kendisi:
“Gaziantep’te insanlar öyle korkmuş ki, kendi yaptırdığımız konutların hepsini tespit yaptırdım, hiçbir sıkıntı yok ama vatandaş evine korkudan girip oturamıyordu. Şimdi onları ziyaret ediyorum, hem onlara o güveni vermek açısından, hem de tespitlerin yapıldığını tutanaklar halinde kapılarına attım.”
Bunun dışında kendisinin koşturmacası içinde, kısa da olsa, merak edilen hususlarla ilgili TOKİ Başkanı Bulut’a bazı sorular sordum. O sorular ve aldığım cevapları şu şekilde paylaşıyorum:
SORU: TOKİ KONUTLARININ BU BAŞARISININ SIRRI NEDİR? ÜSTELİK BİLDİĞİM KADARIYLA DAHA AZ MALİYETLE BU İŞİ YAPIYORSUNUZ.
ÖMER BULUT:
“Az maliyetli değil aslında.
Şöyle:
Bizim sistemimizin maliyeti diğer inşaat tekniklerinden hele hele demir çimentodaki artış olduktan sonra daha düşük maliyette değil. TOKİ konutlarının daha ucuz olmasının sebebi, sosyal devlet olarak sübvanse edilmesinden kaynaklanıyor. Yoksa maliyetimiz düşük değil. Arsa maliyetini de minimize ediyoruz.”
SORU: SİZİN TOKİ KONUTLARINDA KULLANDIĞINIZ TÜNEL/KALIP SİSTEMİ ÖZEL SEKTÖRDE YAYGIN DEĞİL Mİ?
“Çok tercih edilmiyor. Neden? Çünkü tünel kalıp belli kısıtlamalar oluşturuyor. Tünel kalıpla çok büyük mekânlar oluşturamayabilirsin, pencereleri az yapmak zorunda kalırsın. Bunun gibi hem konforu, hem mimariyi kısıtlar. Mimariye göre tünel kalıp yapmaya kalkarsanız bu sefer maliyetler çok artar.”
SORU: SİZ BAŞKA DEPREMLERDE BÖYLE YIKIMLARIN OLMAMASI İÇİN NE ÖNERİYORSUNUZ?
ÖMER BULUT:
“İki kriter var aslında. Bir: Doğru yeri seçmek. İki, o yere uygun konut tipini tasarlamak. Yani sağlam olmayan zeminde zaten kesinlikle konut yapılmamalı. Tam uygun olmayan diyelim ki taşıma gücü açısından yeterli olmayan bir zeminde çok yüksek katlı bir yapı yapılmamalı. Mühendislik kriterlerinin, matematiğinin dışına çıkmamak gerekiyor. Mesela biz İzmir’de, Bayraklı da, 5 katla sınırladık. Yukarıya 5 kat yaptıysak, en az 2 kat aşağıya da kazık çakmak zorunda kaldık. Neden? Çünkü binalar sağlam olsun diye. Yani yoksa oraya 1.5-2 metrelik temel yapmak suretiyle bina da yapabilir.”
SORU: BÖLGEDE TAHMİNEN KAÇ TANE KONUT YAPMANIZ GEREKECEK, BİR PROJEKSİYONUNUN VAR MI?
ÖMER BULUT:
“Bir defa ilk etapta 30 binin hazırlığını yaptık. İnşallah Haziran’a kadar 100 bine tamamlayacağız rakamı. Şimdiden konuşmak şu açıdan çok net değil. Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmamış durumda. Ama burada Elazığ’da, Malatya’da yaptığımız gibi kapsamlı bir projeyi hayata geçirebiliriz.”
SORU: CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN 1 YILLIK BİR SÜREDEN BAHSEDİYOR. YETİŞTİREBİLECEK MİSİNİZ?
ÖMER BULUT:
“Evet yetiştiririz. Yeni konutları yaparken ne kadar kısa sürede ne kadar çok sayıda yapabilirsek… Bütün gayretimiz o yönde.
Bir taraftan çok üzüntülüyüz sahadayız çünkü.”
Yorumlar97