Seçim sath-ı mailinde önümüzdeki 10 günün en önemli konularından biri milletvekili listeleri olacak.

İttifak içindeki partiler kendi listeleriyle mi seçimlere girecek?

Yoksa, ortak listelerle mi?

Bu sorular şu bakımdan önemli:

Listelerin oluşturulma biçimi, Meclis seçimleri için ittifaklara önemli ölçüde avantaj ya da dezavantaj getirebilir.

Kendi logoları ve listeleriyle seçimlere girecek olan partilerin il barajlarını aşamamaları halinde alacakları oylar, ‘Artık oylar’ sınıfına girecek, yani boşa gidecek, ne ilgili partinin, ne de ittifak paydaşı diğer partilerin işine yaramadığı gibi, toplam sandalye sayısını da aşağı çekebilecek.

MUHALEFET İÇİNDE ORTAK LİSTE İÇİN PAZARLIKLAR SÜRÜYOR

Bu yazıya başlamadan önce, muhalefet cephesinin nabzını tutmak adına, İYİ Parti’den bir Genel Başkan Yardımcısıyla konuştum.

İsminin yazılmaması kaydıyla konuşan İYİ Partili yetkili parti olarak ‘ortak liste’ çalışmaların sıcak baktıklarını şu sözlerle dile getirdi:

“Ortak listede söz gelimi ayrı ayrı girdiğimizde herhangi bir milletvekili kazanma ihtimalimiz yoksa, beraber girdiğimizde ise oradan bir milletvekili çıkarma imkanı buluyorsak, buna tabi ki sıcak bakarız.”

Aynı isim, DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partili isimlerin İYİ Parti logosu ile seçimlere girme ihtimali var mı şeklindeki soruma ise, tek kelimeyle “Sanmıyorum” şeklinde bir cevap verdi.

Bu ifadelerden de anlaşıldığı üzere, İYİ Parti, küçük partilerden isimlerin kendi listelerinden seçimlere girmesi fikrine soğuk bakıyor.

Zaten konuştuğum İYİ Partili Genel Başkan Yardımcısı’nın da kabul ettiği gibi, Mart başında yaşanan kavga ve kendilerini rencide eden linç kampanyasının travması ve burukluğu parti içinde devam ediyor.

Bununla birlikte, yukarıdaki sözlerden de anlaşılacağı üzere, muhalefet cephesinde İYİ Parti dahil, belli bölgelerde ve seçimlere tek tek girildiğinde bir netice alınamayacağı düşünülen yerlerde ‘ortak liste’ ile hareket etme arzusu var.

Bunu başarabilirlerse, bir avantaj elde edecekleri su götürmez bir gerçek.

YRP VE BBP ORTAK LİSTE FİKRİNE KAPILARI HEPTEN KAPATMAMIŞ GÖRÜNÜYOR

Cumhur İttifakı cephesine gelince…

Son gelişmeler ittifak paydaşı olan dört partinin de, seçimlere kendi logo ve listeleriyle gireceklerine dair bir kanaati beraberinde getirdi.

Hiç kuşkusuz, bu durum, belli bir riski de göze almak anlamına geliyor.

Zira, muhalefetin geniş bir ortak liste hazırlaması, kendilerine TBMM’de daha fazla sandalye kazanma şansı tanırken, Cumhur İttifakı’nın paydaşlarının ayrı ayrı logo ve listelerle seçimlere girmesi kendileri açısından bir dezavantaj olacak.

Belli ki, Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi’de bu durumun farkına varmış durumdalar.

Bu bağlamda bu iki partinin genel başkanlarının yaptıkları açıklamalara dikkat kesilmekte fayda var.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Salı günü ziyaret ettiği Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın aynı gün;

Bir gün sonra ziyaret ettiği Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’nin de dün yaptıkları açıklamalar, AK Parti listelerinden seçimlere girme fikrine kapıları hepten kapatmadıklarını gösteriyor.

İsterseniz, iki genel başkanın açıklamalarını araya girmeden aktarayım, okuyucu olarak bir de siz bu gözle bu açıklamalara bakın.

Şu açıklamalar Fatih Erbakan’a ait: 

“Şu an için kendi logomuzla, kendi amblemimizle bütün seçim bölgelerinde seçimlere gireceğiz. AK Parti listelerinden de herhangi bir milletvekilimizin olması şu an ihtimal dahilinde gözükmüyor. Ancak karşı tarafın bu konudaki görüşlerini, fikirlerini, tavsiyelerini alıp, bizim de seçim işleri başkanımızla karşı tarafta AK Parti’nin seçim işleri başkanının da görüşmesi ve belli bir noktaya varması da mümkün olabilir ama şu an için böyle bir talepte bulunmadık, böyle bir görüşme bugün olmadı ve şu an için kendi adaylarımızla, kendi listelerimizle seçimlere gireceğiz.”

Şimdi de Destici’nin sözlerine bakalım:

“Cumhur İttifakı paydaşlarından ayrı olarak AK Parti listeleri içerisinde aday olmaya nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna BBP Genel Başkanı Destici şöyle bir cevap verdi:

"Bu seçim sistemi elbette ki birleşenlere tek listede seçime katılabilenlere büyük avantaj sağlıyor. Bu hiç yadsınamaz bir gerçek. Diyelim ki biz dört parti ortak yani tek listede seçime girdik. O zaman şu anda Cumhur İttifakı'nın yüzde 49-50 civarında oyu var. Yani dört siyasi partinin oyu bize gelmiş olan en son ankette de saha çalışmasında daha bir saat önce falan gelmiş bir çalışmadan bahsediyorum. Yüzde 49-50 civarında oyumuz var. Elbette ki partiler ayrı ayrı girdiğinde burada bir kayıp yaşanacaktır. Dördü birden girdiğinde elbette ki bu yüzde 49-50'lik oyla mecliste yüzde 60 çoğunluk elde edilebilir. Bu güçlü bir ihtimaldir. Yani Cumhur İttifakı'nın milletvekili sayısı 360'ın üzerine çıkabilir."

Görüldüğü üzere Destici, seçimlere Cumhur İttifakı içindeki partilerin ayrı ayrı listelerle girmesi halinde bir kayıp yaşanacağını açıkça ifade ediyor.

SORDUĞUM SORUYA AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISINDAN GELEN CEVAP

Diğer yandan, bu açıklamalarda gerek Erbakan’ın, gerekse Destici’nin ‘şu anda’ şeklindeki ifadelerine özel olarak dikkat çekmek isterim.

Açıkça görüldüğü gibi her iki isim de aslında AK Parti listelerinden seçimleri girme fikrine kapıları tümden kapatmış değil.

Belli ki onlar da AK Parti ile ‘müzakere’ yürütmek istiyor.

Son bir not aktarayım:

Bu yukarıdaki açıklamalar üzerinden bu süreçte aktif bir rolü olan AK Parti Genel Başkan Yardımcılarından birine “bana Erbakan ve Destici AK parti listelerinden seçimlere katılma fikrine kapıyı açık tutuyorlar gibi geliyor, ne dersiniz” şeklinde bir mesaj attım.

İlgili isimden, bu görüşü teyit eden tek kelimelik “Bana da öyle geliyor” şeklinde bir cevap geldi:

Bu da demek oluyor ki, ortak listeler konusunda AK Parti ile Yeniden Refah ve Büyük Birlik Partisi arasında ‘liste’ trafiği belli bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.