Cumhurbaşkanı olma arzusu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun içine nasıl bir kor ateşi olarak düşmüşse artık, bulduğu her fırsatı bu amaç için kullanmaya devam ediyor.

Hatırlayalım.

14 Mayıs seçimlerine gidilirken, adayın kim olacağının henüz kesinleşmediği günlerde, “Bu omuz her türlü yükü kaldırır” diyerek, 6’lı masaya olabilecek en açık mesajını vermişti.

Ama olmadı, olamadı.

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinleştikten sonra, açık vermedi.

Küsüp kenara çekilmedi.

Hatta cumhurbaşkanı yardımcısı adayı sıfatıyla denklemin içinde kaldı.

Ancak, Kılıçdaroğlu aday olsa bile, hatta seçilse bile, filmin başrol oyuncusu ben olacağım, ‘esas oğlan benim’ mesajını tek başına yaptığı mitinglerle vermeye devam etti.

Bazen Kılıçdaroğlu ile, bazen Akşener’le ortak mitinglere katıldı.

Ancak, başka kimse bunu yapmadığı halde, İmamoğlu mitinglerinin çoğunu, ‘one man show’ tadında tek kişilik mitinglerle yürütüp, potansiyel cumhurbaşkanı adayı iddiasını sürdürdü.

Kılıçdaroğlu kazansa da, filmin ilerleyen bölümlerinde esas başrol oyuncusu o olacaktı, Erdoğan kazansa da.

Nitekim, tek kişilik mitinglerin ruhuna uygun düşecek şekilde, Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kaybetmesinden bir gün sonra sahne alıp,  "Kimse endişe etmesin. Her şey yeniden başlıyor. Unutmayın değişmeyen tek şey değişimdir. Her sahada, her ortamda değişim. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç asla beklemeyeceğiz artık.” Çıkışını yaptı.

“KILIÇDAROĞLU YERİNE UYGUN BİR İSMİ BULANA KADAR DEVAM EDEBİLİR”

14 ve 28 Mayıs’taki seçim yenilgisinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi’nde moraller bozuk.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs akşamı yaptığı konuşmadan bu yana sessizliğini koruyor.

Zaman kazanıp, etraftaki öfkenin bir ölçüde yatışmasını beklemeye dönük bir taktik mi bu?

Yoksa, kendisi de bir karar arifesinde olduğu için mi böyle davranıyor?

Acaba Kılıçdaroğlu’nun iç dünyasını hangisi yansıtıyor?

Dün bu yazıya başlamadan önce, Kılıçdaroğlu’nun  en yakınındaki isimlerden biriyle konuştum.

Hem, genel başkanın niyetini öğrenebilmek, hem de İmamoğlu’nun 29 Mayıs atağının Genel Merkez’de nasıl yankılandığını anlamak için.

Konuştuğum CHP’li isim, yarın (Bugün) partinin MYK toplantısının, Cumartesi günü de Parti Meclisi’nin toplanacağı hatırlatmasında bulundu.

Muhtemelen kurultaya gideceğiz diye devam etti.

Peki Kemal bey ne düşünüyor? Devam edecek mi? Bırakacak mı? Şeklindeki soruma muhatabım, küçük bir tereddütten sonra şöyle cevap verdi:

“Muhtemelen yerine gelebilecek kişi bulunana kadar devam edecek”

Bu cevap üzerine, “Peki bu yerel seçimlerden önce olur mu” diye devam ettim.

Bu soruya da, “Muhtemelen yerel seçimlerin sonrasına kalır” karşılığı geldi.

Toplamda, “Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bırakabilir ama yerine uygun kişiyi buluncaya kadar devam eder” anlamına gelen değerlendirmeler bunlar.

Bu durumda, eğer denildiği gibi sonbaharda bir kurultay olacaksa, yerel seçimler öncesine denk geleceği için, Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başında kalma adına yeniden aday olması, yahut yerini alabilecek bir isim bulması halinde ona destek vermesi gibi iki seçenekten bahsetmek mümkün hale gelebiliyor.

İMAMOĞLU’NUN ŞANSINI ZORA SOKAN İKİ FAKTÖR

Peki bu isim Ekrem İmamoğlu olabilir mi?

Kılıçdaroğlu’nun etrafından aldığım nabız, İmamoğlu’nun bu görev için henüz hazır olmadığı istikametinde oldu.

“Hazır değil” derken neyi kast ediyorsunuz şeklindeki soruma, isminin yazılmaması kaydıyla konuşan ilgili isim, iki gerekçe belirterek cevap verdi:

1-İmamoğlu hakkında yürüyen ve kendisini siyasi yasaklı hale getirebilecek davanın akıbetinin belirsizliği nedeniyle;

2-Sonbaharda kurultay yapıldığında İmamoğlu CHP’nin başına geçmesi için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa etmesi gerekeceği için.

Bununla birlikte, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na karşı elinin seçimden önceki kadar güçlü olmadığı da bir gerçek tabi.

Çünkü, öbür tarafta da ittifak denkleminin ne olacağı sorusu var.

İYİ Parti, 28 Mayıs akşamı Akşener’in açıklamalarına da yansıdığı gibi, yeni döneme ilişkin olarak CHP’ye biraz mesafe koydu.

Belli ki, onlar da CHP’de yönetimin aynı şekilde devam edip etmeyeceğine bakarak ittifakın geleceğine dair bir karar verecek.

Sonuç ve özetin özeti:

-Sonbaharda yapılacak olan kurultay, hem hakkındaki davanın belirsizliği, hem de İBB’den istifa zorunluluğu nedeniyle İmamoğlu’nu;

-Koltuğu bırakıp bırakmama ya da, uygun göreceği bir isme bırakması halinde (İmamoğlu dışında bir isim) bunun ittifakın geleceğine yansımasının nasıl olacağının bilinmezliği Kılıçdaroğlu’nu zorlayacak.